Bölüm 22 - Sevgi Evi

50 15 12
                                    

Merdivenlerden aşağıya inerken tek düşündüğüm şey Can'ın neden beni bu saatte uyandırdığıydı. Dün gece market poşetlerini yerleştirdikten sonra sessizce yatağıma akmıştı bedenim. Efil'in aynasına sarılıp huzurla uyumuştum, uzun zamandır hissetmediğim huzurla... Sabahın köründe Can odama girip; "Çabuk hazırlan. Bir şey bulduk!" dedikten hemen sonra üzerimi değiştirip merdivenlerde buldum kendimi. Aklımda dolaşan iki şey; ya Efil'le alakalı olması ya da evimizle alakalı olmasıydı.

Aşağı inince merdivenin tam karşısında bir güneş gibi duran kapının aralık olduğunu fark ettim. Bir yandan söylenirken bir yandan da arkamdan kapıyı çektim. Can arabasının içinde oturuyordu. Benim geldiğimi fark edince uzanıp kapımı açtı içeriden.

"Hadi, koş. Katili bulduk sanırım."

Katili. Bulduk... Duydun mu sevgilim? Bulmuşuz.

Hayır Atıl dedi kulağımdaki sesi. Sen iyice delirdin sevgilim.

Demesene öyle! Delirmedim ben.

***

"Ben yapmadım komiserim. Hem ben o saatte oteldeydim. Kanıtlayabilirim." dedi endişeli sesiyle. Korktuğu her yerinden belliydi. Polislerde bilerek üzerine gidiyorlardı kadının.

"Kanıtlayın o zaman Esra hanım. 1 Mart 2016 tarihinde gece sularında neredeydiniz?" Komiserin kararlı sesinden inanmadığını çıkarmıştım. Kendi teorime göre bu kadın Efil'i öldürmüş olamaz. Bir kere tırnaklarındaki maniküre bakılacak olursa; bir insanın boğazından asit dökecek olması... Ne bileyim? Çok saçma!

"Patronumla beraberdim. Avukat Murat Cansız. Ona sorabilirsiniz." Sekreter, patron aşkı... Ne kadar iç açıcı bir durumun içindeyiz.

Sorgu odasındaki komiser araştıracağını söyleyip odadan çıktı. Birkaç dakika sonra yanımıza gelmişti. Can, komiser Emre ve kayıt memuruyla beraber camın görünmeyen tarafındaydık. İçeri girer girmez;

"Doğru söylüyor Emre. Bu kadın öldürmüş olamaz." dedi.

"Sen yine de araştır şu avukatı. Neydi adı?"

"Murat Cansız." dedi sorgu komiseri.

"Git, hallet. Bakalım ne çıkacak?" Başını sallayıp odadan çıkar çıkmaz daha fazla sessiz kalamadım.

"Milletin özel hayatından bize ne, komiserim? Bu sekreterin patronuyla ne yaptığı benim gram umurumda değil. Sadece bulun! Efil'imin katilini artık bulun. Aylar oluyor. Yaz geldi. Siz bulamayacaksanız ben bulacağım. Eğer ben bulursam da..." Can koluma dokununca sustum.

"Sakin ol Atıl. Biz çıkalım." dedi beni çekiştirirken. "Teşekkürler komiserim."

Karakoldan çıkana kadar kolumdan elini çekmemiş, etimi parmaklarının arasına kıstırarak çekiştirdi beni.

"Ne yaptığını sanıyorsun Atıl? Sakin olsana biraz! Onların araştırdığı kadar ben de araştırıyorum. Hatta belki iki misli! Sen böyle yaparsan seni de beni de izlemeye başlarlar. Bir daha bırak depoya gitmeyi, markete bile giderken şüphe duyarsın. Bu adamların benden de işlerimden de haberi yok. Her şey eski patronuma kalıyor. O yüzden izlemiyorlar beni. Ama senin yüzünden kıskıvrak yakalanabiliriz." dedi ben kızarttığı kolumu avuştururken.

"Tamam, haklısın!" dedim iki elimi havaya kaldırıp teslim olurcasına. "Özür dilerim ama doğru iz üzerinde değiller. Ben bu kadının adını dosyalarda görmüştüm. Adamlar bizden daha önce buldu."

"Buldular sonuçta." dedi arabaya ilerlerken. Ben de arkasından onu takip etmeye başladım. "Ayrıca o kadının katil olmadığını ben de biliyorum. Videoyu hatırla! Güçlü bedeni olan biriydi. Bu kadın çıtkırıldım türünden. Cinayet, bir de cesedi falezden atacak? İmkansız"

Yalnızlığın NotalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin