Bir kadın bir insanı ne kadar değiştirebilir? Kendine olan güvenini değiştirebilir mi? Tabularını yıkabilir mi? Aşka, sevgiye, hayata olan inancını değiştirebilir mi? Geleceğini şekillendirebilir mi? Bir kadın yeniden bir adam yapabilir. Biz erkekler, aşık olmaması gereken varlıklarız. Efil hayatıma girmeseydi belki bir uyuşturucu batağında, belki bir barın arkasındaki boşluklarda, hatta belki de bir mezarlıkta yatıyor olabilirdim. Bana mesleğimi verdi. Aşkımı verdi. Kalbimi yeniden attırdı. Mutluluğumu geri verdi. Benim şu ana kadar korktuğum şeylere aşık olmamı sağladı. Onlara bağlandım.
Aşk, Efil gelene kadar anlamsızdı. Sevmek, sevilene kadar yalandı.
Ailemi buldu. Kardeşimi, lanet olası da olsa babamı bulmamı sağladı. Çok sevdiğim gitarı elime verdi. Ne olursa olsun, işin sonunda aşık oldum.
Seni seviyorum Efil. Tüm kalbimle sana bağlıyım. Bundan hiç şüphen olmasın. Sana sayfalarca güzel söz söyleyebilirim ama hiçbiri senin kadar güzel olamaz. Korkularımda, mutluluğumda, hüznümde, hepsinde yanımdaydın. Hatta hepsinin nedeni sensin. Sensizlikten korktum. Seninle mutlu oldum. Sen gidince üzüldüm. Her şey sensin. Her şey sen...
***
Belimde silahım o adamın apartmanına girdim. Nefret duygusunu hiç bu kadar derin hissetmemiştim. Burnumun ucu yanıyordu adeta. Koşarak merdivenlerden çıktım. Zaten birinci katta oturuyordu. 9 numaralı odanın önünde durdum.
İşte Efil! Katilinin evinin önündeyim.
Kapıya tekme atıp içeri girdim. Girişte salona benzeyen bir oda vardı. Belimden silahımı çıkarıp kapısı kapalı olan odaya girdim. Namluyu ona çevirdim. İçeride oturuyordu. Kafasını çevirip yüzüme baktı.
"Sence de uzun sürmedi mi Atıl? Ben daha erken bulursun diye beklemiştim."
"Kes sesini!" Sinirimden bağırıyordum. "Sen benim karımı öldürdün."
"Hayır. Teknik olarak karın değildi." dedi ukala bir tavırla. Hızla yanına yaklaştım. Silahımı alnına dayadım.
"Anlat. Hepsini anlat. Sen kimsin? Ne istedin Efil'den?"
"Efil benim babamı öldürdü. Hani o "dalgaların kraliçesi" uçurumun başında babama dur deseydi, belki şu an ölmüş olamazdı. O yüzden sevgili Atıl, Efil de ölmeyi hak ediyordu. Ben de öldürdüm."
"Efil kimseyi öldürmez." dedim dudaklarımın arasından. Efil niye birini öldürsün? Evdeki sineği bile peçeteyle tutup camdan dışarı atan Efil...
"Babamın anahtarlığını gördüm." diye devam etti konuşmasına. Camın önündeki koltuğa oturmuştu. "Güvenlik kamerası arıyordum. Efil geçti yanımdan. Cebinden sarkıyordu anahtarlık. Takip ettim. Seni gördüm. Evinizi gördüm. Hatta geldim, uyurken izledim sizi. Çok tatlıydınız ama yine de beni vazgeçiremedi." Sustu. Söylediklerinde bir gram pişmanlık yoktu.
"Önce işkence etmek aklımda değildi. Ama sonra gözlerinin içine baktım. Hiç pişman gibi durmuyordu. Ben de karar verdim. Zaten avukat olduğum için asitleri bulmak zor olmadı. İstediğimiz laboratuvardan alabiliriz." dedi rahatlıkla ve alayla. "Bir şeyi itiraf etmem gerekirse bana hiç dur diye yalvarmadı. Hakiki kızmış. Allah rahmet eylesin."
"Kes!" Ellerim titriyordu. Titreyen ellerimle öldürebilecek miyim onu? Soğukkanlı olabilecek miyim? Sesim sert ama bir o kadar da hisliydi. Yeni okula başlayan bir çocuğun "Tamam anne, sen git." derken ki çocuk sesi gibi... "Şerefsizsin sen! Efil kimseyi öldürmedi. Oraya intihar etmek için gelenlerle konuşuyordu. Biz nasıl tanıştık sanıyorsun? Babanı vazgeçirmek için elinden geleni yapmıştır, eminim. Kimse ölmeyi hak etmez. Sen bile! Ama maalesef bu da beni engelleyemez." Silahın güvenliğini açıp elimi tetiğe koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızlığın Notaları
Short StoryYalanlarıyla tutunduğu hayatı dışında hiç bir şeye sahip olmayan adam... "Müzik ruhun gıdasıdır." demiş birileri. Sırtımda gitarım, karşımda herkesten sakladığım hatalarım, gerçeğim, ellerimde hatalarımın kanıtları... Aşkı için intikamı göze alan, ö...