Ankara'nın kokusunu özlemişti Ege. Arabasını güzel bir şekilde park etti. Aynı zamanda Cansu'yu da özlemişti. Geleceğinden haberi yoktu,bu ona sürpriz olacaktı...
Sessizce evinin kapısını açtı. Saat geç olduğundan Cansu uyumuştu. Odasına çıktı,Cansu öyle derin ve güzel uyuyordu ki uyandırmaya kıyamadı. Bir kitaba sarılmış uyuyordu. Bu onun bir özelliğiydi,kitap uyurken uyuya kalır ve kitaba sarılarak uyurdu. Saçlarını okşadı Ege. İnce telli ve sarı saçları vardı.Aynı zamanda masmavi gözleri vardı. Ege Cansu'nun okuduğu kitabı merak etti. Kitabı eline alıp incelemeye başladı. Cansu'nun kaldığı yere bakıyordu,ayraç olarak Yiğit ile Cansu'nun resmi vardı. Bunu gören Ege çok sinirlendi. Yiğit'i sevmediğini biliyordu. Yalnızca basit bir eski sevgilisiydi Yiğit onun için. Cansu'yu uyandırıp hesap sormak istiyordu. Buna hakkı olmadığına karar verdi. Cansu'yu çok boş bırakmıştı. Yiğit'in bundan faydalandığını düşündü. Bundan sonra daha çok ilgilenecekti Cansu'yla. Üç yıllık ilişkileri vardı. Cansu ile evlenmeyi hayal ediyordu Ege. Ege hayallere dalarken yorgun olduğunu hissetti. Cansu'nun yanına uzandı. Cansu'ya sarılarak uyudu...
Sabah olmuştu. Güneş'in ışığıyla masmavi gözlerini açtı Cansu. Yanında uyuyan Ege'yi görünce,bunun bir rüya olduğunu sanmıştı.
Cansu:"Bu bir rüya mı ?"
Ege:"Hayır,gerçek."
Dedikten sonra Cansu'nun dudaklarına bir öpücük kondurdu.
Cansu:"Seni çok özledim."
Ege:"Biliyorum,bende kendimi çok özledim."
Cansu:"Hey ! Dalga geçmeyi bırak. Sen beni özlemedin mi ?"
Ege:"Özlemesem burada olur muyum ?"
Cansu Ege'ye sıkı sıkı sarıldı. Ürkek bir şekilde aklından geçen soruyu sordu.
Cansu:"Yiğit nasıl ?"
Ege:"Sen benden daha iyi bilirsin nasıl olduğunu."
Cansu:"Bu ne demek şimdi ?"
Ege kitabı alıp içindeki resmi Cansu'ya gösterdi.
Ege:"Asıl bu ne demek ?"
Cansu:"Sen bizi yanlış anladın. O kitabı yıllar önce yiğit bana hediye etti. Okumaya fırsatım olmamıştı. İçine de bu resmi koymuştu. Bende bozmak istemedim."
Ege resmi sinirli bir şekilde ortadan ikiye yırttı.
Ege:"Sen benimsin,bir başkasının değil !"
Cansu:"Yiğit'i gerçekten çok sevmiştim ama hepsi eskide kaldı. Benim içinde hep sen varsın."
Ege üstünü giymeye başladı.
Cansu:"Kahvaltı yapmadan mı gideceksin ?"
Ege:"Evet."
Ege odadan çıktı Kapıya doğru ilerledi. Cansu da Ege'nin arkasından geldi.
Ege:"Bana öyle bakma,seninle küs değilim zaten istesem de olamam."
Dedikten sonra Cansu'yu öptü. Ankara'nın soğuk havasına kendini teslim etti...
Eftalya
Sabah kahvaltısı çok sessizdi. Hiçkimse bir şey konuşmuyordu. Eftalya hiçbir şey yemiyordu,yalnızca Ege'yi düşünüyordu. Ettiği veda Eftalya'ya çok dokunmuştu. Son sözleri hala kulağında yankılanıyordu."Güzel Eftalya..."
Eftalya:"İzninizle sofradan kalkabilir miyim ?"
Nuran:"Daha hiçbir şey yemedin."
Eftalya:"Aç değilim."
Dedikten sonra odasına geçti. Nuran hanım Eftalya için endişeleniyordu. Ege gittiğinden beri Eftalya,bir lokma yemek yememişti.
Nuran:"Eftalya'nın son hali,hal değil."
Erhan:"Bunları daha sonra konuşuruz hayatım,şimdi yetişmem gereken bir toplantı var."
Nuran:"Tamam,görüşürüz. Yiğit dediklerimi duydun mu ?
Yiğit:"Evet,duydum."
Nuran:"Sence Eftalya'nın nesi var ?"
Yiğit:Söylediklerim aramızda kalsın. Bence Ege'ye aşık. Eser kaç gündür Eftalya ile görüşmek için elinden geleni yapıyor. Eftalya ise odasından çıkmıyor. Ders çalıştığı falan da yok. Resmen aşk acısı çekiyor."
Nuran:"Peki Ege ona karşı bir şeyler hissediyor mu ?"
Yiğit:"O aşk nedir bilmeyen bir varlık. Sırf ben ömrümün sonuna kadar acı çekeyim diye Cansu'yu bırakmaz."
Nuran:"Eftalya için ne yapabiliriz ?"
Yiğit:"Bu saatten sonra bir şey olmaz. Anlaşılan ettiği veda Eftalyaya çok dokunmuş."
Nuran:"Gözlerimin önünde kızımın ölmesini izleyemem."
Yiğit:"Neyse anneciğim benim çıkmam gerek,hoşçakal."
Nuran:"Kızkardeşin iyi değil."
Yiğit:"Farkındayım ama yapabileceğim bir şey yok. Zamanla düzelecektir."
Nuran:"Ben Eftalyayı tanıyorum,daha önce onu hiç böyle görmemiştim. Ege kesinlikle ona ümit verdi. Benim yavrum her şeyden habersiz sonu olmayan bu serüvene katıldı."
Yiğit:"Dediklerinin hepsinde haklısın. Ben bu konuda ne yapabilirim ki ?"
Nuran:"Ege'yi çağır buraya."
Yiğit:"Saçmalama ! O adam ailemize ne küfürler etti. Burada onun gibi bir şerefsizin yeri yok."
Nuran:"Eftalya ne olacak ?"
Yiğit:"Ah ! Unutur,benim çıkmam gerek."
O sırada yukarı kattan bir çığlık duyuldu.
Nuran:"Eftalya'nın sesimiydi o ?"
Yiğit:"Sanırım."
Fatma hanım telaşla bağırmaya başlamıştı.
Fatma:"Yardım edin !"
Nuran hanım ve Yiğit hızla merdivenleri çıktı. Fatma hanımın ağlamaklı sesi Eftalya'nın odasından geliyordu. Nuran hanım ve Yiğit telaşla Eftalya'nın odasına girdiler. Gördükleri manzara karşısında şoka uğramışlardı.
Nuran:"Eftalya ! Ah ! Olamaz."
Eftalya bileğini kesmişti. Kanlar içinde öylece yatıyordu. Acı içinde çığlıklar atıyordu Eftalya.
Yiğit:"Fatma hanım,ambulans çağırın."
Eftalya'nın yavaş yavaş gözleri kapanıyordu. Nuran hanım kızının başını tutuyordu.
Nuran:"Kapama gözlerini birtanem."
Eftalya:"Ege,sen misin ?"
Nuran hanım garip bir ifade ile Yiğit'e baktı. Eftalya gözlerini kapamış ve çığlıklarını kesmişti.
Nuran:"Eftalya ! Aç gözlerini."
Eftalya'nın bayılmadan önce söylediği son söz Ege olmuştu. Ambulans bir türlü gelememişti. Eftalya'nın nabzı yavaşlıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftalya
RomanceKoşarak kaçıyordu Eftalya. Kendisine söylenen yalanlardan kaçıyordu. Para ve miras uğruna kendisini mahveden adama aşıktı Eftalya.Kendini ondan ve onun yalanlarından alı koyamıyordu. Ege ise intikamını alacağı aileden birine aşık olmayı kendine yedi...