2.Bölüm

10.7K 335 20
                                    

19.12.2012  - 15:00 p.m

‘’George ver onu.Gerçekten komik değil.’’ Dediğimde herkes  etrafımıza doluşmuştu.Elinde günlüğüm vardı.O herkese okumadan elinden almalıydım.

‘’Ooo.Stephanie Justin adında biriyle arkadaş olmuş.’’ Herkes kahkaha atınca sinirlenmiştim.

‘’Bırak onu George!’’ dedim ve elindeki günlüğümü çekip aldım.Ders zili çaldığında yerime oturdum ve etraftaki kahkahaları umursamayarak biyoloji kitaplarını sıraya koydum.

  Bayan Daren içeri girdiğinde dersi dinliyormuş gibi yapıyordum.Kafam çok karışıktı.Marie psikolojimin bozulduğunu söylemişti.Ama o gerçekti.Nasıl yok olmuştu anlamamıştım.En çok kafamı karıştıran şey zaten 4  numara’da yıllardır kimsenin oturmadığı gerçeğiydi.Ve o kirli eve kimse taşınmazdı zaten.Dersin bittiğini anladığımda kitapları çantama doldurdum ve hızla sınıftan çıktım.

Kafetaryaya doğru yürüyordum.Girdiğimde herkes bana doğru dönmüş boş olan sandalyelerine çantalarını koyuyorlardı.Buna alışıktım.Sonuçta onlar Greenword’ün şımarık ve zengin ailelerindendi.Sanırım bu okulda tek Breeword’lü bendim.Bu beni farklı kılmıyordu.Zaten hayatım boyunca gülümsediğim bir anı hatırlamıyordum.Dün gece hariç.Her neyse bu konuyu açmak bile istemiyordum.

20:30 p.m

Kimya kitabımda ki son paragrafıda okuduktan sonra kitabı kapattım.Ders çalışmaktan başım ağrımıştı.Bugün işten izinliydim.Bir kafede garsonluk yapıyordum.Fazla para alamasam da harçlığımı karşılıyordu.

  Anahtar sesini duyduğumda toparlandım.

‘’Stephanie ben geldim.I-ı arkadaşlarımı getirdim.’’ Kafamı Marie’den kapıya doğru kaydırınca uzun boylu esmer ve kumral iki oğlan ve bir sarışın kız gördüm.Marie ile yaşıt görünüyorlardı.Sarışın olan ;

‘’Meraba.’’ Dedi ve bana doğru yürüdü.Uzattığı eli gülümseyerek sıkmıştım.

‘’Adım Serena.Bu Carter , bu da Brad.İyi anlaşıcağımızı umarım Stephanie.’’ Dedi ve mutfağımıza doğru ilerledi. Serena çok cana yakın ve tatlıydı.Marie’nin kolej’den arkadaşlarıydılar.Carter’dan birkaç kez bahsetmişti.Kıvırcık saçlı olan.Her neyse.Arkadaşlarıyla bir eğlence yapacağını anlamıştım.Tam koltuktan kalkmıştım ki her yer kapkaranlık olmuştu.Üstümde hissettiğim ağırlıkla;

‘’Sen kimsin be!’’ dememle koltuğun yanındaki mumlardan biri yandı ve üstümdekinin Brad denen çocuk olduğunu anladım.

‘’Özür dilerim kibar bayan.’’ Dedi ve üstümden kalktı.

‘’Off.Bütü planlar iptal oldu Marie.’’ Diye söylendi Carter.Serena elinde şişeyle salona girdi.

‘’Işıklar gittiğinde ne yapılır biliyor musunuz?’’ dedi ve güldü.

‘’Ah,Serena.Böyle giderse tasarım ödevini yetiştiremeyiz.’’dedi Marie.

‘’Birazdan zaten elektrikler gelir.Gelene kadar şişe çevirmece oynayalım.’’dedi Serena.

Carter ve Brad dünden hazır gibi yere bağdaş kurup daire şeklinde oturdular.Bense seyirciymiş gibi napıcaklarını izliyordum.

‘’Off.Peki.’’ dedi Marie ve oda oturdu.Herkes bir anda bana dönmüştü.

‘’Sende gelsene kibar bayan.’’ Dedi Brad. Başka yapıcak bir şeyim olmadığından bende daire’de ki yerimi almıştım.

‘’Bu arada şimdiden söyleyeyim geri dönüş yok.’’dedi Serena ve şişeyi çevirdi.Carter ve bana gelmişti.

‘’Doğruluk mu Cesaretlilik mi?’’ dedim ona bakarak.

‘’Tabi ki de Cesaretlilik.’’dedi ve sırıttı.Aklı sıra Marie’yi etkilemeye çalışıyordu.Aklıma onun karizmasını yerle bir edecek fikirler gelirken aralarından birini seçtim.

‘’Şişeye otur.’’ Herkes gülerken o ‘’Yoo.Asla.’’ gibi şeyler söylüyordu.

‘’Hadi Carter koca poponu o şişeye sok.’’ dedi Brad ve kahkaha attı.Marie’den en uzak tarafa gitti ve koltuğa şişeyi koyup oturdu.O an hayatımda atmadığım kahkahaları atmıştım.

‘’Oldu mu Step, yaptığını beğendin mi?’’ dedi ve oda gülerek yerine oturdu.Kibar bayan’dan sonra Step… Her neyse dedim ve şişeyi çevirdim.Marie ve Brad’e gelmişti.

‘’Doğruluk.’’dedi Brad.Marie biraz duraksadıktan sonra;

‘’Gerçekten kaç kızı becerdin? Doğruyu söyle.’’ Dedi ve o an hepimiz Brad’e döndük.

‘’7’’dedi ve sırıttı.Carter kahkaha atıp ‘’Ezik.’’ Dediğinde Marie’nin yanında pot kırdığını anlayıp susmuştu.Brad şişeyi çevirdiğinde bana ve Serena’ya gelmişti.Niye ben?.Yerimde doğruldum ve ;

‘’Cesaretlilik.’’dedim.Herkes Serena’nın diyeceği şeyi merak ediyordu.

‘’Bugün sabah Twenty New’e (Haberlere) delirmiş bir kız çıktı.Dün gece saat 02:00’da bir oğlan görmüş.Swang parkında banklarda oturuyormuş.Kızda kenarda abisini bekliyormuş.Oğlan kızdan yardım istemiş.Kız yardım etmeyince tecavüz etmeye başlamış.Bir kaç dakika sonra ordan geçen birisi kızın kendi kendine çırpınıp deli gibi bağırdığını söylemiş.Sonra kızıda alıp ordan uzaklaştırmış.Kızın sabah polise verdiği ifadeye göre adı Justin’miş ve bu apartmanın 4 numarasında kalıyormuş.Biliyorsunuz ki o daire yıllardır boş.Bu demek oluyor ki Justin ya bir yalan ya da bir hayalet.Senden istediğim şey o daireye gidip bakman.Eğer cesaretin varsa yaparsın.Zaten geri dönüşün yok.’’ Gözlerim yerinden fırlayacakmış gibi açılmıştı.Dün Justinle konuştuğumda saat 02:30 sularıydı.Açıkçası korkmuştum ve başıma tecavüzcü bir hayaleti takmak istemiyordum.Ama zorundaydım.

‘’Tam-tamam.’’ Dedim ve ayağa kalktım.Marie’ye baktığımda endişeli iki çift göz görmüştüm.

‘’Bende geliyorum.Yalnız gidemezsin.’’ Dedi Brad ve benimle ayağa kalktı.Dün Sam’in Marie’ye verdiği anahtarı aldım ve Brad’in önünden ilerledim.Brad kenara yaktığımız mumlardan birini aldı ve ;

‘’Karanlıkta önümüzü göremeyiz.’’ Dedi.Kapıyı yavaşça aralayıp karşı dairenin kapısına yürüdüm.Anahtarı deliğe sokup çevirdim.Brad’e baktığımda biraz tırsmış gibi görünüyordu.Başıma nasıl bir bela aldığımı bilmiyorum ama eğer dün onu tersleyip yardım etmezsem benide tecavüz edebilirdi diye düşündüm.Kapıyı ittirip Brad’in elindeki mumu alıp önüme tuttum.Önümü azda olsa görebiliyordum.Brad’in enseme vuran nefesini hissetmediğim an arkamı döndüm.

‘’Brad?’’ etrafta yoktu.Korkudan oracıkta altıma yapabilirdim.

‘’Tanrım! Brad neredesin?!’’ içeri odaları arıyordum.Arkamda hissettiğim nefesle onun Brad olmadığını anlamıştım… Hızla  arkamı dönmüştüm.

SADECE BİR GECE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin