22.12.2012 – 09:20
Gözlerimi araladığımda dün geceden hatırladığım neredeyse hiçbir şey yoktu.Sadece hafif hissediyordum.Beni hafifleten ne bilmiyordum,tek bildiğim katil olmamdı…
Ayağa kalktım ve Marie gelmiş mi diye odaları kontrol ettim.Kimse yoktu.Hızla sıcak bir duş aldım ve kahvaltı yaptım.Huzurlu bir sabaha başlamıştım ama bunun huzurlu bitmeyeceğini biliyordum.
Telefonuma gelen mesajla irkilmiştim.
‘’Saat 12:00’de cenaze törenine gel.Dün ki olayları biliyorsundur sanırım. -Jay’’ yazıyordu.Gitmek ya da gitmemek arasında kararsızdım.
Neden birinin yokluğu hiç önemsenmiyordu?. Ah,varlığı bile önemsenmiyordu ki ,yokluğu önemsensin.
‘’Tüm gün mesai yapacağım.’’ Yazıp gönder tuşuna bastım. Birkaç kuruş para için insanların cenazesine gitmiyordum.Suçlu olduğum için mi? Yoksa gerçekten pişmanlık için de olduğum için mi? Bilmiyordum , hiçbir şey bilmiyordum…
Üstüme siyah bir hırka geçirdim ve kabanımı giydim.Ayakkabılarımı giyip anahtarla kapıyı kilitledim.Breeword’ün sessiz sokaklarında yürüyordum.Yalnız olduğumu bilmek içimi rahatlatmıştı.
İçimde yankılanan her hangi bir ses ve ya başkalarını kurtarmak için öldürmem gereken insanlar yoktu.Sadece ben vardım.Başta da olduğu gibi.
‘’Unutma Stephanie , ben başta da vardım. Her zaman vardım.’’ Beynimde yankılanan sesle yine düşüncelerimi okuduğunu anladım.
Bunları nasıl yapıyordu? Beni nasıl etkisi altına alıyordu? Hiçbir fikrim yoktu.Adımlarımı hızlandırarak Greenword’e giren kestirme yola girdim.Önüme çıkan birkaç haydutla ayaklarımı geri çevirmem bir olmuştu.
‘’Hey bebeğim burda ne işin var?’’ sigaralarını üfleyerek bana yaklaşıyordu.Cevap vermek yerine koşmaya başladım.
Breeword’e tekrar girmiştim.Beni kurtaracak kimse yoktu.Zaten sokaktan kimse geçmiyordu.Justin’in iç sesimi duymasını dileyerek ; Bana yardım et, Justin. Diye sayıklıyordum.
‘’Buraya gel bebeğim.Bizden neden kaçıyorsun?’’ dedi aralarından birisi ve kolumu kavradı.Çırpınsamda bir işe yaramıyordu.Neredeyse 7 kişi vardılar.
Gözümden akan yaşlara engel olamasam da içimden binlerce kez onun buraya gelmesini dilemiştim.Yoktu,gelmiyordu.Beni duyduğundan emindim.Ve artık emindim ki ; ya bugün son günümdü ya da bensiz bir hayatın ilk günüydü…
Çırpınışlarımın arasından zor nefes alıyordum.En son hissettiğim adamların benden uzaklaşması ve göz kapaklarımın yavaşça kapanmasıydı…
15:30
Gözlerimi araladığımda evimdeydim.Yatakta doğruldum ve Justin’le göz göze geldim.
‘’O işi bırakıyorsun ve okul haricinde dışarı çıkmıyorsun.’’
‘’Kararlarımı kendim verebilirim.’’
‘’Öyle mi? O zaman bir daha sakın bana yalvarma.’’
‘’Başıma ne geldiyse senin yüzünden geldi.Ne olduğunu bilmiyorum.Nereden geldiğini ya da benim için ne ifade ettiğin.Hakkında hiçbir şey –‘’ sözümü yarıda kesip arkama geçti ve saçlarımla oynamaya başladı.
‘’Hakkımda bir şey biliyorsun.Ve ben onu bilmiyorum.’’
‘’Neymiş o?’’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE BİR GECE.
FanfictionSadece Bir Gece... İnsanın hayatını başından sonuna kadar etkileyebilecek bir gece.Yanlış seçimler sonucu çıkmaza giren Stephanie ve Justin'in imkansızları yok ederek birlikte olma çabaları... Ama o günün geleceğinden habersizler.Ve o gün ; birbirl...