11.Bölüm

6.6K 268 49
                                    

‘’Kötü biriydim.Ben bir katildim Stephanie…’’

‘’Ne?!’’

‘’Buna şaşırmaman lazımdı.’’

‘’Senden bir şey istesem yaparmıydın?’’

‘’Ne isteyeceğine bağlı.’’

‘’Beni rahat bırak.Düşüncelerimi okumaktan vazgeç.Her gittiğim yere gelme.Bana en ufak kötü bir şey olsa bile.’’ Dedim ve onu arkamda bırakarak cafeden çıktım.

 16:20

  Telefonumun sesinin nereden geldiğini bilmesem de tüm evde onu arıyordum.Masanın altında bulduğumda hemen kulağıma dayamıştım.

‘’Kimsiniz?’’

‘’Benim Brad.’’

‘’Ah,Brad Mary’i isteyeceksen evde değil.’’

‘’Mary ile alakalı değil.Bu durumu başkasına anlatsam inanmaz.Bu yüzden seni aradım.’’

‘’Ne oldu Brad? Anlamıyorum biraz açık konuş.’’

‘’Az önce evime doğru yürüyordum.Nedenini bilmiyorum ama aniden beynimde bir ses hissettim.’’

‘’Şu an nerdesin Brad?!’’

‘’Evdeyim.’’

‘’Adresi mesaj at ve dışarıya çıkma.Ne duydun?’’

‘’Ürperticiydi.Her şey karşılıklıdır Brad,dedi.Ne olduğunu anlayamadım.’’

‘’Ah,tanrım.Benim suçum.Hemen geliyorum.’’ Dedim ve telefonu kapadım.

    Aptal Stephanie.Sanki Justin’in sevdiğin insanlara bir şey yapmayacağını bilmiyordun.

    Gözlerimi kapamıştım ve Justin’in buraya gelmesini dilemiştim.Ne yazık ki ona beni takip etmemesini söylemiştim.

    Telefonuma mesaj geldiğinde hemen evden çıktım ve Breeword sokaklarında koşmaya başladım.Bana oyunmu oynuyordu , anlamıyordum.Brad Strang sokağında oturuyordu.Uzak olsa bile koşmaya devam ediyordum.Issız bir yere geldiğimde soluklanmak için durdum.

‘’Geleceğini biliyordum.’’ Arkamda hissettiğim sesle hemen oraya döndüm.

‘’Justin?’’

‘’Onu seviyorsun değil mi?’’

‘’Ne saçmalıyorsun? Daha doğru dürüst tanımadığım bir insanı nasıl sevebilirim?’’

‘’Orası sana kalmış.’’ Dediğinde yüzüme şaşkın bir ifade yerleştirdim.Justin’in arkasından yaklaşan hayalet avcısını görmemle bağırmam bir olmuştu.

‘’Justin dikkat et!’’ dediğim anda Justin’e sandalye geçirmişti.Onun ne olduğunu anlamasamda etkilenmişti.

    Yerden kalkmaya çalışırken yüzüne yediği yumruklar sayesinde kabanıma kan geldiğinde etrafta bağırmaya başlamıştım.

    Araya girmeye çalıştığımda yüzüme büyük bir yumruk yemiştim.Gözüm bulanık görüyor , hiçbir şeyi duyamıyordum. Yere düştüm ve gözlerimi aralamaya çalıştım.En son gördüğüm şey Justin’in diz çökmesi ve bana bakarak ;

‘’Onu seviyorum.’’ Demesiydi…

01:20

  Gözlerimi araladığımda etrafta ki koku dolayısıyla burnumu kırıştırmıştım.Beyaz ışıktan dolayı gözlerimi kırpıştırdım ve yattığım yatakta doğruldum.Buranın hastane olduğunu anlamam birkaç saniyemi almıştı.

‘’Sonunda uyandın.’’ Sesin geldiği yöne döndüğümde Brad’in yanımda duran sandalyede beni izlediğini fark ettim.

‘’Kaç saattir buradayım?.’’ Başımı tutarak yataktan kalktım.

‘’Neredeyse 7 saattir.’’  Dediğini duyduğumda gözlerim büyümüştü.

‘’Tanrım.Beni nasıl buldun?’’ dedim odanın kenarında ki aynaya bakarak.Gözümde birkaç morluk başımda da şişlik vardı.

‘’Marla diye bir arkadaşıma gidiyordum ki geçtiğim sokakta ki her yer kandı.İzleri biraz takip edince seni yerde buldum ama garip olay şu ki o kanlar sana ait değildi.Bana açıklamaya ne dersin?’’

‘’Ne?! Başka birisi yok muydu yani?’’

‘’Hayır.’’ Dediğinde kenarda ki giysilerimi alıp  hemen giyinmeye başlamıştım.

‘’Birincisi hala bana bir açıklama yapmadın.İkincisi önümde giyiniyorsun.Üçüncüsü iç çamaşırını çok beğendim.’’

‘’Birincisi açıklama yapmak zorunda değilim.İkincisi şu anda utanacak durumda değilim.Üçüncüsü teşekkür ederim.’’ Dar pantolonumu bacaklarımdan çekmeye çalışarak yanağına bir öpücük kondurarak odadan çıktım.

Hastane koridorlarında koşarken arkamdan Brad’in seslendiğini duydum.

‘’Ah,dur!’’ arkamı döndüm ve soru sorar gözlerle ona baktım.

‘’Seni bulduğum zaman orada napıyordun?’’

‘’Ne yapması? Sen beni çağırmadın mı?’’

‘’Ha? Ne saçmalıyorsun?’’ Telefonumu çıkardım ve arama kayıtlarına baktım.Hiç bir yerde Brad yoktu.

‘’Na-nasıl olur?’’ dediğimde bana garip bir şekilde bakıyordu.

‘’Stephanie, iyi misin?’’

‘’Ben iyi değilim Brad.İyi olmadım ve olmayacağım.’’

Gözlerimi kapadığımda iki ayağımın yerden kesildiğini hissettim.Gözlerimi araladığımda Brad’in kucağındaydım.Gözlerimi sımsıkı kapadım.O an beynimde hissettiğim sesle ellerimi Brad’in boynuna sıkıca dolamıştım.

‘’Bana yardım et Stephanie.Sana her şeyden çok ihtiyacım var.Nerede olduğumu bilmiyorum.Sanki öldüğümde neredeysem oradayım.Ben sensiz bir ölüyüm Stephanie.Sensiz bir ölüyüm…’’

 Meraba :D Bu bölüm bence uzun oldu.Yorumlarınız beni o kadar mutlu etti ki anlatamam.Yazar olmayı düşünüyordum açıkçası ama bilmiyorum.Benden daha iyi bir sürü insan var.Her neyse,bu bölüme de uzun yorum yaparsanız beni çooooooook mutlu edersiniz. :D Sizi seviyoruum. -Duygu

 

SADECE BİR GECE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin