23.12.2012 10:50
Yatakta doğrulduğumda aklımda sadece Justin vardı.Başımı tutarak yataktan kalktım ve Marie’nin odasına gittim.Yatağı her tarafa dağılmış bir şekilde yatıyordu.Bu haline gülerek tekrar odama gittim.
Dolaptan kırmızı kotumu ve beyaz gömleğimi seçip giyindim.Saçlarımı açık bıraktım ve botlarımı ayağıma geçirdim.Telefonumu yanıma alarak Marie’nin uyanmaması için sessizce evden çıktım.
Breeword bugün çok sakindi.Ot çekenler , Justin ya da hayalet avcısı.Kimse yoktu.
Adımlarımı hızlandırdım ve işe geç kaldığımı fark ettim.Çalıştığım cafe’nin önüne geldiğimde hemen içeri girdim.Ellerim neredeyse buz tutmuştu.Bay Trawel’ı gördüğümde;
‘’Günaydın.’’ Dedim ve iş giysilerimi giymek için içeri odalardan birine gittim.Geri döndüğümde etraf biraz kalabalıklaşmıştı.Gelen her müşteri ile ilgileniyordum.
‘’Stephanie.Yine makinalar bozuldu sanırım.Aşağı inip baksana.’’ Bay Trawel’ı başımla onaylayıp hızla bodrum kata indim.Çok karanlıktı.Burayı hep temizlediğim için fazla örümcek ağı yada toz yoktu.Kahve makinalarını kontrol ettim.Hepsi de çalışıyordu.Arkamda hissettiğim sıcak bir nefesle hızla arkamı döndüm.
‘’Kim var orda?’’
‘’Kim olduğumu gayet iyi biliyorsun.’’ Justin’in sesini duyduğum için biraz rahatlasamda şu an ne yapacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu.
‘’Seni özledim.Anlarsın ya.’’ Dedi ve saçlarımla oynamaya başladı.
‘’Burada olmaz Justin.’’ Dedim ve elimle ittirmeye çalıştım.
‘’Ah,yapma ama.Çok kısa sürücek lütfen.’’
‘’Sana olmaz dedim.’’ Dediğimde dudaklarıma yapışmıştı.Onu ittiremiyordum.Bir süre sonra bende karşılık vermeye başlamıştım.Bacaklarımı beline doladı ve beni sert bir şekilde duvara yasladı.Dudaklarıyla boynumu ıssırıyordu.Üzerinde ki ceketi sırtından çıkarmaya çalışıyordum.Uzaktan gelen bir sesle ikimizde durmuştuk.Justin eliyle hemen ağzımı kapamıştı.
‘’Orda kim var?’’ Bu sesin Bay Trawel olmadığına emindim. Ama bu ses ;
Dün gece ki adamın sesiydi…
‘’Stephanie? Burada olduğunu biliyorum.Kararını verdin mi?’’ Justin’le göz göze geldiğimde yüzünde anlamadığım bir ifade vardı.
Justin kulağıma eğildi ve fısıldadı.
‘’Neyden bahsediyor?’’ dedi ve gözlerime baktı.
‘’Bilmiyorum.’’ Dedim en kısık sesimle ve hala belinde olan bacaklarımı yere indirdim.
‘’Bir taşta iki kuş vurdum sanırım.Kararını çabuk vermişsin Step. Justin? Saklandığın yerden çıkmaya ne dersin? Sevdiğin kadının sana ihanet etmesi kötü bir şey olmalı.’’ Birden ışıklar yandığında Justin bana ihanete uğramış gözlerle bakarken yanağımda hissettiğim tokadın etkisiyle yere düşmüştüm.Bildiğim tek şey ; Buraya Justin’i çağırmadığım ve asla ona ihanet etmediğimdi…
Gözlerimden süzülen yaşlara aldırmayarak yerden kalktım.
‘’Hiçbir şey bilmiyorsun,Justin.’’ Dediğimde bağırmaya başlamıştı.
‘’Neyi bilmiyorum? Senin hakkında yanılmışım Stephanie! Beni sevdiğini düşünmüştüm.Ama yanılmışım.Hemde çok yanılmışım.Sende herkes gibi aynısın.’’ Dedi ve adama döndü.
‘’Ne istiyorsun?’’ dedi Justin.
‘’Seni geldiğin yere geri göndermeyi.’’ Dedi adam burnunu kırıştırarak.
‘’İnanın bende bilmiyorum.’’ Dediğinde Justin’e döndüm.
‘’Bak Justin.Nasıl bir belaya bulaştığını bilmiyorsun.Eğer kaçarsan sorumlu ben değil , onlar olur.’’
‘’Onlar derken?’’ dedim ve ikisine baktım.
‘’Yakında öğreniceksiniz.’’ Dedi ve uzaklaştı.Adamın arkasından bakarken Justin’e döndüm.
‘’Sana asla ihanet etmedim ve ben herkes değilim Justin.İstersen bunu bir daha düşün.’’ Dedim ve hızla yukarı çıktım.
‘’Bay Trawel aşağı da hiçbir sorun yok.’’ Dedim ve içeri gittim. Gözlerimde ki yaşları umursamayarak yere oturdum ve bacaklarımı kendime çektim.Neden bütün bunları ben yaşıyordum?.
Kendimi toparlamaya çalışarak ayağa kalktım ve Justin’le burun buruna geldim.Onu ittirmek istesemde beni duvara yaslamıştı bile.
‘’Ne istiyorsun?’’
‘’Özür dilerim.’’
‘’Justin şu an mesaideyim.’’ Dedim ve kollarımı tutan ellerini gevşetmesini sağladım.
‘’Mesai’nin bittiğini sanıyordum.’’ Dedi ve saati gösterdi.Ah,lanet olsun yemek molam başlamıştı.
‘’Gitmeliyim.’’ Dedim ve onu aşarak yürümeye başladım.Kolumdan tutunca tekrar ona döndüm.
‘’Bak Justin , senin ne olman ya da şu hayalet avcısı saçmalığı umrumda değil.’’
‘’Beni dinlemelisin.’’
‘’Peki.Bekliyorum.’’ dedim ve sandalyelerden birine oturdum.
‘’Önce ki hayatımda birkaç hata yaptım.’’ Dedi gözlerini devirerek.
‘’Bunları bana daha önceden anlatmıştın.’’ Dedim ellerimi birbirine bastırarak.
‘’Öyle değil işte.Beni öldürdükleri gecenin dışında da hatalar yaptım.’’
Gözlerini kırpıştırıp gözlerime baktı.
‘’Kötü biriydim.Ben bir katildim Stephanie…’’
Meraba :D Bu bölüm geç geldi,farkındayım.Yorumlarınız beni mutlu etse de keşke daha uzun yazsanız.Neyse,sizi seviyorum. sdfg -Duygu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE BİR GECE.
FanficSadece Bir Gece... İnsanın hayatını başından sonuna kadar etkileyebilecek bir gece.Yanlış seçimler sonucu çıkmaza giren Stephanie ve Justin'in imkansızları yok ederek birlikte olma çabaları... Ama o günün geleceğinden habersizler.Ve o gün ; birbirl...