Eve girdiğimizde kendimi hemen bir koltuğa attım.Saate baktığımda çok az bi vaktim olduğunu gördüm.
‘’Benim çok uykum geldi.İçeri gidelim mi Stephanie?’’ George’a baktım ve kafamı tekrar saate çevirdim.
‘’Xavier’a yatak hazırlamalıyım.Sen git , geliyorum.’’ Dedim ve Marie’nin odasına gidip dolaplardan yastık ve battaniye çıkardım.İçeri döndüğümde Xavier ;
‘’Ben hazırlarım,sen git.’’ Dedi ve sırıttı.Elini tuttum ve mutfağa kadar onu sürükledim.
‘’Bunu George’un bilmemesi gerek.’’ Dedim ve elini boynumda gezdirdim.Dudağını ıssırdı ve bacaklarımı beline doladı.Boynumun her yerini öperken başıma yine bir ağrı girmişti.
‘’Eğer bunu benim kıskanmam için yapıyosan , evet başardın. Hemen bunu kes Stephanie!’’ Bacaklarımı yavaş yavaş belinden indirirken o boynumu sömürmeye devam ediyordu.
‘’Biraz yavaş olmalıyız.’’ Dedim ve elimi tezgahın o tarafa götürdüm.Bıçağı tuttuğum gibi boynuna sapladım.Acı bir ifadeyle yüzüme baktı.Sapladığım yeri tutarak kendini yere bıraktı.Bir kaç hıçkırıktan sonra ses gelmedi.Saatime baktığımda 23:55’ti.Etrafı öylece bırakarak odaya girdim.
‘’Step iyi misin?’’ dedi George ve uzandığı yatağımdan kalktı.
‘’Bak George.Bunu sana yapmak istemiyorum.Ama zorundayım.’’ Dedim ve cebimdeki kazığı çıkarttım.
‘’Stephanie bak sadece kendini iyi hissetmiyorsun.Onu hemen yere bırak.Burdan gidelim ha? Ne dersin?’’
‘’Ben deli değilim George! O istiyor! Peşimi bırakmıyor anlıyor musun?!’’ gözümden düşen yaşları silmeye gerek duymadan gözlerine baktım.
‘’Step sen cidden delirmişsin.’’
‘’O delirmedi George.’’ Kafamızı o tarafa çevirdiğimizde Justin’i görmüştük.
‘’A-ama nasıl?’’ dedi ve ağzı açık bir şekilde bana baktı.
‘’Zaman geçiyor Stephanie.Tik tak,tik tak…’’ saate baktığımda 23:58’di.
‘’George üzgünüm.’’ Dedim ve ona döndüm.
‘’Stephanie bunu yapmayacaksın değil mi?’’ dedi ve yaşlı gözlerle bana baktı.
Kafamı bilmiyormuş gibi salladım ve Justin’e döndüm.
‘’Ya şimdi öldürürsün ya da hiç.’’ Dedi ve güldü.Bana acı çektirmekten zevk mi alıyordu?
‘’Lütfen?’’ George’a döndüğümde korkmuş bir şekilde bana bakıyordu.
‘’10-9-8 , az zamanın kaldı.’’
Gözlerimi sıkıca kapattım ve Justin’in ‘’3-2-1’’ dediği sırada kazığı kalbine geçirdim.Gözümde ki yaşların şiddetlenmesiyle beraber bir alkış sesi duydum.
‘’Senden nefret ediyorum! Yaptırdığın her şeyden! Nesin? , kimsin? Seni tanımıyorum! Hayatıma niye giriyorsun?!’’ hıçkırıklarımın arasında çıkan boğuk sesimle Justin hiç yerinden kıpırdamıyor olmasına rağmen omuzlarına ve göğüsüne yumruk atıyordum.
‘’Her şeyi bilmek istiyorsun değil mi?’’ Kafamı salladığımda kaşlarını kaldırdı ve bana otur dermiş gibi bir işaret yaptı.
‘’Adım Drew Bieber.Justin Drew Bieber…’’
‘’Her şey o yıl oldu.2010.’’
‘’İki yıl önce?’’
‘’Evet. Yüzme takımındaydım.Ailem zorla göndermişti.Yarışmalara katılmıyordum.Sadece derslere giriyordum.İzin alıp yarışanları izliyordum.Sudan korkardım.Küçüklüğümde boğulduğum için neredeyse hiç girmezdim.Bir gün bir yarış oldu.George takım kaptanıydı.Kazanmıştık ve bir parti düzenlemeye karar verdiler.O zamanlar hiç iyi anlaşamazdık.Partiye davetliydim.Beni Melissa davet etmişti.Tabi başka şeyler de teklif etmişti.Kabul etmiştim.O gün partiye gittim.Herkes çok içmişti.Tabi bende içmiştim.Zaman hızla geçerken şimdi bile tek tük hatırladığım bir şeyler var.Karşı dairenize gelmiştik.Biliyorsun.O daire yıllardır boş.Cesaret oyunu oynamıştık.Neredeyse yapabileceğimiz her şeyi yapmıştık.Bu yüzden okula geri döndük.Saat gece 05:00 sularını gösterdiğinde Melissa beni Swang parkının bir kenarına çekip orospuluk yapmaya başlamıştı.Bende izin vermiştim.Sevgilisinin bizi görmesiyle birlikte yumruk yemem bir olmuştu.Bende atıyordum.George,Xavier ve Jared beni saklamak için okulun yüzme yarışlarının yapıldığı yere götürdüler.Aniden içeri neredeyse tüm okul girmişti. Herkes kavgamızı izliyordu.Bana atılan tekmeyle suya düşmüştüm.Çırpınıyordum.Ama kimse yardım etmiyordu.Suların arasından kayıp giderken 4’ünün kahkahası dışında bir şey duymadım…’’
Gözlerim açılmış bir şekilde gözlerinin derinliklerine baktım.
‘’Peki,neden bunları bana yaptırdın?’’
‘’Çünkü seninde intikam almak istediğini biliyorum.’’
‘’Belki de bilmiyorsundur.Bir dakika…’’ Gözleri açık bir şekilde bana döndü.
‘’Noldu?’’
‘’Se-sen nesin?’’
‘’ Onu bende bilmiyorum bebeğim.’’ Gözlerimi kırpıştırdığımda yok olmuştu.O kim ve ya ne bilmiyordum.Bildiğim tek bir şey var ise ; o da onu sevdiğimdi…
Meraba kızlar :D 8.Bölüme geldik artık,uzun yorumlarınız için hepinize teşekkür ederim.Diğer bölümlerde en uzun yorum yapanlara mesajdan özel spoiler vericem.Repliklerde verebilirim.Sadece Bir Gece için shop yapan arkadaşlarım var,resimlerini paylaşacağım.Hepinizi seviyorum,umarım bölümü beğenirsiniz. :D -Duygu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE BİR GECE.
FanfictionSadece Bir Gece... İnsanın hayatını başından sonuna kadar etkileyebilecek bir gece.Yanlış seçimler sonucu çıkmaza giren Stephanie ve Justin'in imkansızları yok ederek birlikte olma çabaları... Ama o günün geleceğinden habersizler.Ve o gün ; birbirl...