2.Sezon -10.Bölüm FİNAL

4.1K 316 78
                                    

''B-benden artık nefret ediyorsun değil mi? B-beni artık sevmiyorsun.Umrunda değil-'' Sözümü daha çok bağırarak kesmişti.

''Kendine gel! Bunu neden yaptın hiç bir fikrim yok.Ama senden nefret etmem için binlerce kez ölmem lazım.Seni sevmemem için sana bunları yaşatmamış olmam gerek.Umrumda mı değilsin?'' Eliyle belki de şu an atmayan kalbini gösterdi.

''Burdan çıkmıyorsun bile.'' Nefesi yüzümü yalayıp geçerken avuç içlerini yüzüme bastırdı.

''Ne yaparsan yap bebeğim,sen benimsin.''

 Yüzüm şaşkınlıkla gerilirken belli belirsiz bir gülümseme oluşmuştu.

''Yani benden nefret etmiyorsun.'' Hıçkırıklarım dinerken ani bir hareketle bana sarıldı.

''Hayır,etmiyorum.'' Yanağıma bıraktığı öpücükle beraber benden ayrıldı.

''Ağlama artık.Sadece bunu neden yaptığını bilmek istiyorum.'' Justin mırıldanırken gözlerimi devirdim.

''Jason yüzünden.Her şey o p*çin yüzünden.Ama artık bitti.'' Gözlerim Justin'le buluştuğunda sinirlenmiş görünüyordu.

''Sana zarar verdi mi?! Ne ara yanına gittin?! Sana ne dedi!'' Elimle susmasını işaret ettim.

''Bana bir şey yapmadı.Sakin ol.'' Benim için endişelenmesi hoşuma gitmişti ve yanaklarım çoktan kızarmıştı.

''O p*çi öldüreceğim!'' Justin arkasını dönerken kolundan tuttum.

''Hiçbir şey yapmayacaksın.Artık bitti.Her şey.İstediğimizi yapabiliriz.Şu saçma hayatımdan ve Breeword'ten gidebiliriz.Bütün hepsini geride bırakırız.Sadece sen ve ben.'' Justin söylediklerimi duyunca durdu.

 Bana doğru yavaşça döndü ve yüzündeki şaşkın ifadeyi silmeye çalıştı.

''S-sen ciddi misin?'' O kekelerken kıkırdadım.

''Oldukça.'' Titreyerek bana yakınlaştı ve tutkuyla öptü.

 Dilini ağzımda gezdirmek için izin isterken onu ittim.

''Önce şu cesedi hallet.02:30'da tanıştığımız bankta yani Swang Parkında ol.Bir kaç şeye veda etmem gerek.Seni seviyorum.'' Böyle davranmama hala şaşkın olsa gerek ağzı açık etrafa bakıyordu.

  Kendi kendime gülerek onu arkamda bıraktım ve okula doğru koştum.

***

 Sanırım benim için zor olan kısma gelmiştik.Breeword.

Tüm anılarım.

Annem,babam.

Kardeşim.

Justin.

Evim.

Çalıştığım yer.

George ve beni ezen diğer insanlar.

Yıllar sonraki okulum,arkadaşlarım.

Hatta öldürdüklerim bile.

En önemlisi de o bank.Belki de onunla tanışmayacak olduğum o gece.Onu gördüğüm bank.

Ona yardım etmeseydim,bana da diğerlerine yaptığı gibi tecavüz mü edicekti?

Bazen düşünüp duruyorum.

Ama tüm cevaplarım onda saklı.

Hissetmenin ne olduğunu bende bulmuştu o,çaresizdi.Ben belki yemi belki de ilacıydım.Fakat iyileştirmiştim onu.Yaralarını tedavi etmiştim.Kalbini yeniden attırmıştım ona.

Bense ona muhtaçtım.O olmasa olmuyordu.Yaşadıklarım fazla geliyordu ya da unutmak.

Son kez ıssız sokağa göz gezdirdim ve saatime baktım.

02:25.

Gitmem gerekiyordu.

Adımlarımı hızlandırarak adımlarımı oraya yönlendirdim.

Bu gece her şey bitecekti.Ya da ben öyle umuyorum.

 Sırtımdaki çanta fazla ağır değildi,bir kaç giysi,ihtiyaçlarım ve vazgeçilmezim olan diş fırçam.Kim bilir belki de gideceğimiz yerde boy boy little Justinlerimiz olur?

Ah,hayallerimi s*keyim.

  Swang parkını gördüğümde adımlarımı yavaşlattım.Soğuk vücuduma işliyordu ve sessizdi.Karanlığa gömülmüştü her şey.

  Breeword sokağının yerdeki buz tutmuş betonu bile içimi ürpertmeye yetiyordu.Saçıma düşen kar tanecikleri yavaş yavaş erirken hava daha da soğuyordu.Ellerimi kabanıma soktum ve adımlarımı hızlandırdım.

  ‘’Hey! Bayan bakar mısınız?’’

Ses Justin'den başkasına ait değildi.İçimden güldüm.O günü tekrar etmek istiyordu.Düşüncelerimde geçmişe indim ve o zaman ne demeye çalıştığımı hatırladım.

Ona bakarak;

‘’I-ı şey bana mı seslendiniz?’’ dedim alayla.

‘’Evet.Bir şey sorucaktım. 2 sokak ötede oturuyorum.Blendy apartmanında.’’ 

Bilerek gözlerimi şaşkınlıkla açarken;

‘’Evet de, bende orda oturuyorum sanırım yeni taşındınız.’’ Dedim.

‘’Bugün taşındım.Şey bu saatte kimse bulamadım.Anahtarlarımı kaybettim de.’’

‘’Benden ne istiyorsun peki?’’ Ona yaklaşırken ayağa kalkarak önümde durdu.

''Benim olmanı.'' Dudağıma küçük öpücükler kondururken gülüyordum.

''Bir dakika.'' Elimi göğsüne koydum.

''Biz şimdi nereye gideceğiz?'' Somurttu ve gözleriyle etrafa bakmaya başladı.En sonunda gökyüzünde durdu.

''Yıldızlara.'' Yüzündeki gülümsemeyi kesmesi için koluna vurdum.

''Doğru düzgün cevap ver.'' İkimizde gülerken birden durmuştu.

Gözlerini yere dikti ve bir süre bekledi.Yüzündeki çarpık gülümseme benim için çok anlam ifade ediyordu.Mutlu,şaşkın,ciddi,düşünceli,kararsız...

 Belki de aşk böyle bişeydi.

Yüzündeki küçük bir gülümsemeden bile binlerce anlam çıkarmak.

Bir nefes verdim ve mırırldandım.

''Gidip iki bilet alalım,nereye diye sorma.Sadece benimle gel.'' Kafasını kaldırıp bana baktı ve ellerini cebine koydu.

''Artık bana güveniyor musun?'' Justin derin bir nefes alırken elinden tutup karanlık sokakta onu çekiştirdim.

''Sana güvenmesem seninle gelir miydim?'' Justin ellerini cebinden çıkarttı ve elimi tuttu.

''Bunu da söylediğine göre tamamiyle benimsin.'' O kahkaha atarken tebessüm ettim.

''Pekala da,o zaman senin dediğin olsun.Yıldızlara gidelim.'' 

Zorduk belki ama başarmıştık.

-İki sarhoşun ölmüş bedenleri ama ölümsüz aşkları...-

BİR HİKAYEMİN DAHA SONUNA GELDİM,BEĞENENLER BEĞENMEYENLER;

ŞU ANA KADAR YİNE DE HİKAYE GECİKSE BİLE TAKİP ETTİNİZ.SİZE MİNNETTARIM VE ÇOK SEVİYORUM.HİKAYE BİTTİ DİYE ÜZÜLMEYİN DAHA ÇOK HİKAYE YAZIYORUM.

PROFİLİMDEN BULABİLİRSİNİZ.

AYRICA SONU BEĞENMEYENLERDE OLABİLİR AMA BEN BÖYLE KURGULAMIŞTIM YANİ.NEYSE ELEŞTİRMEK SİZE KALMIŞ.

ŞİMDİDEN YAPILAN TÜM YORUMLARA TEŞEKKÜR EDİYİM,SİZİ SEVİYORUM<333 -DUYGU

SADECE BİR GECE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin