4.Bölüm

8.4K 283 20
                                    

Elimde ki bilekliğe baktım.Üstünde ’’Her şey gerçeklerden ibaret değildir.’’ Yazıyordu.Bu bilekliği aldığımda 9 yaşındaydım ve o zamanlar her şey daha güzeldi.Annem ve babam yaşıyordu.Bir iç çektim ve geçmişi unutmaya çalışarak kendimi uykuya teslim ettim.

10:30 p.m

Gözüme giren güneş ışığıyla yatağımda esnemiştim.Gözlerimi kırpıştırdım.Yatağımın kenarında ki saate baktım.

‘’Aman tanrım!’’ dedim ve hemen eşofmanı indirip kenarda duran siyah kotu üzerime geçirdim.Bol gri tişörtü çıkartıp odanın bir köşesine fırlattım ve sandalyenin üstünde duran  beyaz ,üstünde mavi yazılar olan bol tişörtü giydim.Saçlarımı taradım ve spor ayakkabısı giydim.Siyah kabanımı da aldıktan sonra aynada kendime baktım ve bir kaç kitabı çantama sıkıştırdım.Evde kimse yoktu.Tabi kimse beni uyandırmayı akıl etmedi ya da akıllarına bile gelmedim ,şimdi de okula geç kaldım.Koşarak evden çıktım ve karşı daireye ye bakmamaya çalışarak merdivenlerden indim.Hızla Breeword’un sokaklarından geçtim.Greenword’e geldiğimde etraftaki  insanlar fazlalaşmaya başlamıştı.Okulun kapısından girdiğimde bütün gözler yine bana dönmüştü ve yine içimden ‘Liseyi bitirmeyi.’ dilemiştim.

  Kimya sınıfına ilerlerken yine aklıma o gelmişti.Aslına bakarsanız dün geceden beri aklımdan çıkmamıştı…

~

21:10 p.m

‘’Teşekkür ederim Bay Trawel.’’ Dedim ve gülümsedim.Bu gece bodrumda ki bozulmuş kahve makinalarını tamir etmeyecektim.Elime tutuşturduğu parayı çantama koydum.

‘’İyi geceler kızım.Kendine dikkat et.Greenword bu saatte kalabalık olur ama Breeword için aynısını söylemeyeceğim.’’ Dedi ve kafeye geri girdi.

  Greenword’ü arkamda bırakarak cadde’nin karşısına geçmiştim.Tanrıya dua ederek adımlarımı hızlı atıyordum.Aslında ondan korkmuyordum.Peki neden böyle davranıyordum?.

  Swang parkına gelince yavaşlamıştım.Yerde duyduğum sesle bileğimden bir şeyin eksildiğini anlamıştım.Karın içinde bilekliğimi arıyordum.Ellerim resmen buz tutmuştu.

‘’Off.Nerde bu?’’ dedim ve yere tekrar baktım.

‘’Bunu mu arıyorsun?’’ arkamı döndüğümde Justin elinde bileziği mi salladığını görmüştüm.

 Yavaşça bana yaklaştı ve buz tutan ellerimin arasına bilekliği bıraktı.

‘’Senden korkmuyorum.’’ Dedim ve başımı dikleştirdim.

‘’Bunu biliyorum.’’ Dedi ve önüme düşen saçlarımla oynamaya başladı.

‘’Bu gerçek mi yoksa deliriyor muyum?’’ dedim ve gözlerine baktım.

‘’Hayır bebeğim. Delirmiyorsun. Bu gerçek.’’ Dedi ve benden birkaç adım geriye gitti.

‘’Şimdi geliyor musun yoksa gelmiyor musun?.’’ dedi ve şüpheli gözlerle bana baktı.

Aklımdan sadece onunla beraber gitmek istediğim fikri geçiyordu.Hızlı adımlarımla onu geçmiştim bile.Birilerinin ortaya çıkmasından korkuyordum.Çünkü hep  o zamanlar kayboluyordu.

   Cep telefonumu çıkardım ve Marie’ye ‘’Bu gece geç gelicem.Bay Trawel bodrumdaki makinaları tamir etmemi istedi.Beni bekleme xx.’’ Yazdım ve gönder tuşuna bastım.Justin koluma girdi ve ;

‘’Bu gece sandığından da eğlenceli geçecek bebeğim.’’ Dedi ve sırıttı. Gitmek istesem de bir yanım bu düşünceye  engel oluyordu.Binanın önüne geldiğimizi anladığımda hızla kapıyı açıp merdivenlerden çıktık.4 numaraya geldiğimizde cebinden anahtarını çıkardı ve hızla kapıyı açtı.Girmeden önce biraz tereddüt etsem de kapı kapanmıştı bile.Etraf karanlıktı ve onu göremiyordum.

‘’Bana artık her şeyi açıklayacak mısın?’’ dedim ve karanlığa alışıp etrafı görebilmek için gözlerimi kırpıştırdım.

        Dudaklarımda hissettiğim sıcaklıkla vücudum titremişti.Beni öpüyordu.Ağzımı aralamaya çalışıyordu ama istemiyordum.Nedenini bilmediğim bir şekilde karşılık vermeye başlamıştım.Onun istediği şeyleri neden yapıyordum?.

  Bacaklarımı belinden geçirdiğinde içeri odalara doğru gitmeye başlamıştık.Bir yandanda alt dudağımı emiyordu. Üstümde ki kabanı çıkartıp evin bir yanına fırlattı.Odalardan birine girdiğimizi anladığımda bacaklarımı belinden ayırmıştım.Üstümdeki bol tişörtü çıkarıp bir yana fırlattım ve pencereden yansıyan ışıklarla görebildiğim yüzüne baktım.

‘’Gerçekten istiyor musun?’’ dedi ve masum bakışlarıyla bana baktı.Başımı sallamıştım.Ama tüm bu olanlar onun isteğiyle olurdu.Ben istemiyordum.Çığlık atmak istesem de , ona karşı gelmek istesem de gelemiyordum.Sanki ona itaat eden bir robottum.

  Yanıma yaklaştı ve o piç sırıtışlarından birini yaptı.Beni yere yatırdı ve üzerime çıktı.Boynuma öpücükler ve arkasından küçük ısırıklar bırakıyordu.Elimde olmadan inlemiştim.Güldü ve aşağılara doğru indi.Bir kaç dakika sürmeden üstümdeki her şeyi çıkarmıştı.Oda üstündekileri çıkarttı.Ve bütün vücudumu yalamaya başladı.Sırtını sıvazlayıp kendime yasladığımda inlemişti.Kulağıma eğildi ve ;

‘’Hazır mısın?’’ diye fısıldadı.Onu dinlemeden içime girmesini sağlamıştım.Acıdan çığlık bile atamamıştım.Sadece içimde gel-git yapıyordu.Bir kaç dakika sonra içime boşaldığını hissetmiştim.

   Hayatımın en büyük hatasını istemeden de olsa yapmıştım.Ve bunun cezasını nasıl ödeyeceğime dair hiçbir fikrim yoktu…

SADECE BİR GECE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin