Öncelikle açıklamamı ekliyim; merak etmeyin 2.sezonu yazıyorum ve en kısa zamanda yükliycem :D Tabi devam etmemi istiyosanız sdfgh.Şu ana kadar yorum yapan herkese çok teşekkür ederim,beni her zaman mutlu ediyorsunuz.Sizi seviyorum ve yine uzun yorumlar bekliyorum. <33 -Duygu
‘’Harika vakit geçiricez.’’ Dedi ve elini belime koydu.Hızla ondan uzaklaştım ve gösterdiği odaya girdim.Arkamdan gelerek kapıyı kapattı.
‘’Aslında bunu sevgilinin gözü önünde yapsak daha eğlenceli olabilirdi.’’ Dediğinde sinirimden yumruğumu sıkmıştım.Boynumu sömürmeye başladığında hareket etmemiştim.Sadece Justin’i düşünüyordum.Dudakları boynumdan aşağı inmeye başladığında buna katlanamayacağımı anladım.Erkekliğine en sert tekmelerimden birini geçirdim ve koşarak içeri gittim.Adamlar ellerinde ki silahları bana doğrulttu.Zaten ölüydüm tekrar nasıl ölücektim merak ediyorum.Yanıma yaklaşan adamların birine yumruğumu geçirdim ve elindeki silahı alıp diğerlerine doğrulttum.Yavaş adımlarla Justin’e yaklaşıyordum.Kendi aralarında bağırıyor çağırıyorlardı.Elimde ki silahı birine doğrulttum ve ateş ettim.Yerde sancılar içinde kıvranırken diğerleri onu bırakıp gitmişlerdi bile.Justin’in ellerini çözdüm ve bana bakmasını sağladım.
‘’Bana hiçbir şey olmadı.Hadi burdan gidelim.’’ Dedim ve elini omzuma atması için yardım ettim.Nefesini boynumda hissederken yavaş yavaş gözlerini kapatmıştı.Sağ kolumun yardımıyla ikimizi de dışarı çıkarmayı başarmıştım.Kapının önünde duran bir arabaya doğru yürüdüm.Arka tarafa Justin’i koyduktan sonra yerden bir dal aldım ve arabayı çalıştırmayı başardım.İlk defa araba kullandığımdan olsa gerek bir türlü oradan çıkamıyordum.Marie’nin bana öğrettiği birkaç şeyin hafızamda canlanmasıyla arabayı çalıştırdım.Sahip olduğum hiçbir güç işe yaramıyordu.Ve bunun etkisi ne zaman gidicekti bilmiyordum…
27.12.2012 23:00
‘’Justin!’’ Yoktu hiçbir yerde yoktu.Son kez bakışımı sokakta gezdirdim.Kimsenin beni göremiyor olması işime gelse de biriyle konuşamadığım için Justin’i soramıyordum.Gerçi sorarsam ne diyicektim?
‘’Pardon görünmez bal renginde gözleri olan sarışın bir çocuk arıyordum.’’ Görünmez kısmından kaybetmişti bile.Şimdi onu neden bulamadığımı merak ediyorsunuzdur.Yok oldu.Sorun burda.Bağlantılı olsakta ona ulaşamıyorum.Sesini duyamıyorum.Swang parkına gelince banklardan birine oturdum.Boynumda bir nefes hissettiğimde bunun Justin olduğunu anladım.Arkamı dönüp ;
‘’Neredeydin? Seni merak ettim.’’ Dediğimde ağzında bir şeyler geveledi ve yanıma oturdu.Sanırım ben insanken her şey daha iyiydi ya da ben öyle zannediyorum.
‘’Sana bir şey söylemeliyim.’’ Dediğinde ona döndüm.
‘’Dinliyorum.’’ Onu her zaman gördüğümde yüzümde oluşan gülümseme gibi yine tebessüm etmiştim.
‘’Her şey başladığı gibi biter.Yani-‘’ Sözünü yarıda keserek yüzümde ki tebessümü yok ettim.
‘’Lafı dolandırma Justin.’’
‘’Stephanie bak.Bir süre ayrı olsak daha iyi.’’ Sözlerini ağzım açık dinlerken en rahat tavrını takınmış bir şekilde bana baktı.Hiç bir şey söylemeden ayağa kalktım ve oradan uzaklaştım.Ben onun için her şeyi göze almışken onun bu yaptığı kalbimi acıtmıştı.Omzumda bir el hissetmemle ona bağırdım.
‘’Dokunma bana!’’ gözlerimden yaşlar süzülürken gözlerimi kapatıp buradan en uzak yere gitmeyi dilemiştim…
4 yıl sonra…
Breeword sokağının yerdeki buz tutmuş betonu bile içimi ürpertmeye yetiyordu.Evet, o günden sonra onu görmedim.Beynimde ne sesini duydum ne de ufak bir iz.Zaten onun hakkında bir şey bilmek istemiyordum.Aslına bakarsanız son 4 yılımı boş sokaklarda yatarak ve hayata küfür ederek geçirmiştim.Onun gibi birilerine görünmeye çalışmıştım ama olmamıştı.Ne birisi beni fark etmişti ne de birisi beni duymuştu…
Saçıma düşen kar tanecikleri yavaş yavaş erirken hava daha da soğuyordu.Ellerimi kabanıma soktum ve adımlarımı hızlandırdım.Swang parkına gelince adımlarım adeta koşar gibi olmuştu.Onu hatırlatan her şeyden uzak durmaya çalışıyordum.
‘’Hey! Bayan bakar mısınız?’’ Sanki yıllar öncesinde bunları yaşamıştım.Bakmamaya çalışarak yürüyordum ama yıllar önce o bankta oturan kişiyi daha da anımsatmaya başlamıştı.Etrafta benden başkası yoktu.Beni nasıl gördüğünden şüphe etmeye başladığımda oraya döndüm.
Evet onu görmüştüm.Geçen yıllardan beri hiçbir şey kaybetmemişti.Gülümsüyordu.Konuşmadım ve sadece ona baktım.Beni o bankta nasıl terk ettiğini ve beni hatırlamadan hayatına devam ettiğini hatırlayınca yıllar öncesinde yapmadığım bir şey yaptım.Konuşmadım.Zaten gereken de buydu değil mi? Yıllar önce ona yardım etmeseydi beni sokakta sikip bırakıcaktı.Ama zaten beni hayat sikmişti.O yapsa ne değişicekti? Arkamdan gelen adımları duyunca kafamı oraya çevirdim.
‘’Ah, böyle yapma Stephanie.’’
‘’Ne yapmamı beklersin? Kollarına koşup sarılmamı mı? Siktir git.’’ Dedim ve tekrar önüme döndüm.
‘’Hadi ama sadece bir gece’ni bana ayır.’’
‘’Nasıl böyle davranabiliyorsun? İçine şeytan felan mı girdi? Kafana bir şey mi düştü? Yıllarını beraber geçirdiğin insanların ya da tecavüz ettiğin kadınların yanına git.’’
‘’Ne yani gitmemi mi istiyorsun?’’
‘’Hayır ben istemiyorum.Sen istiyorsun.Bazen hayat seçimlerini belirler , bazen de sen seçersin.Sen seçtin zaten Justin.’’
Yaptığım onca hatadan sonra şimdi tekrar onunla konuşuyordum.Ne yapıcağını bilmiyordu.Ve yılların ardından sonra düşündüğü bir şeyi duymuştum.
‘’Onu tekrar kaybetmeyi göze alamam.Neden gittiğimi bilmiyor.Ya da neler yaptığımı.Yıllar boyunca onu takip edip beni bulmaya çalışan heriflerden kaçmıştım.Onun güvende kalması için onu bırakmıştım.Sanırım onu kaybetmiştim.Üzgünüm Stephanie.Seni seviyorum ama sana bunları söyleyemem.Benim düşüncelerimi duyamıyorsun.’’
Gözünden gelen yaşı görünce her şeyi anlamıştım.Ellerimi boynundan geçirdim ve ona sarıldım.Hatalar yapsa da biliyordum.Beni hala sevdiğini biliyordum.
‘’Sadece bir gece Justin.Sadece bir gece seninim…’’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE BİR GECE.
FanficSadece Bir Gece... İnsanın hayatını başından sonuna kadar etkileyebilecek bir gece.Yanlış seçimler sonucu çıkmaza giren Stephanie ve Justin'in imkansızları yok ederek birlikte olma çabaları... Ama o günün geleceğinden habersizler.Ve o gün ; birbirl...