3.Bölüm

8.7K 310 23
                                    

Arkamda hissettiğim nefesle onun Brad olmadığını anlamıştım… Hızla  arkamı dönmüştüm.

‘’Böh!’’

‘’Ah,tanrım.Beni çok korkuttun.Bu hiç komik değildi ayrıca.’’ Dedim ve evin kapısına yöneldim.

‘’Hadi gidelim burdan.’’ Dedi Brad ve önümden hızlıca yürümeye başladı.İçeri odalardan birinden gelen kırılmış cam sesiyle koşmaya başlamıştık.

‘’Sikeyim böyle işi.Hadi!’’ dedi ve ben kapıdan çıkınca hızla ardımdan kapıyı çekti.Nefes nefese kalmıştık.

‘’Ya biz hayal gördük ya da içerde gerçekten bir cam kırıldı.’’ Dedim ve bizim daire’nin zilini çaldım.

Marie kapıyı açtığı anda elektrikler gelmişti.Elimdeki mumu söndürüp evin bir köşesine koydum.

‘’Eee.Hayaletli ev nasıldı?’’ dedi ve güldü Carter.Brad’e baktığımda bana göz kırptı ve ;

‘’Toz ve örümcek ağları hariç hiç bir şey yoktu.’’ Dedi ve oda güldü.Neden yalan söylemişti anlamıyorum.O da kırık cam sesini duymuştu.Yalan söylemesi çok saçmaydı.Ya da benim gibi deli lakabını almak istemiyordu belli ki.

20.12.2012  - 04:20 a.m

‘’Ah,Justin lütfen bırak her istediğini yaparım lütfen!’’ diye bağırdım ve kollarından tekrar kurtulmaya çalıştım.Bırakmıyordu.Her hareketimde saçımı geriye doğru çekiyor ve dilini boynumda gezdirerek beni duvara yaslıyordu.Bağırıyordum çığlık atıyordum ama sanırım bu geceden sonra bakire değildim.Gözümden akan yaşları durduramıyordum.Beni terletmeden pantolonumu indirdi ve ani bir hareketle içime girdi.Acıdan çığlık bile atamıyordum.Koskoca 18 yılda sadece bir gece benim bakireliğim alınmıştı.Ve geride verilmeyecekti…

 Gözlerimi açtıktan hemen sonra yatakta doğruldum.Nefes nefese kalmıştım.Neyseki rüyaymış diye düşünüp ağrıyan başımı tuttum.Gerçekten korkunç bir kabustu…

Yatakta doğruldum ve su içmek için mutfağa yöneldim.Salon’a geldiğimde koltuklarda Brad ve Carter’ın yattığını gördüm.Tasarım ödevleri için çok çalışmışlardı ve ben o ödevi gördükten sonra ‘’Üniversite’ye geçince rahatlayacağım.’’ Sözünü hemen unutmuştum.Yavaş adımlarla mutfağa ilerledim ve tezgahın üstünde ki bardaklardan birine sürahide ki suyu boşalttım.Kafama diktim ve odama doğru yürümeye başladım. Üzerimde ki eşofman bana bol gelse de daha rahat olmamı sağlıyordu.

   Apartmandan gelen kız çığlığı ile yerimde duraksamıştım.Yukarı komşularımız yine yataktadırlar diye düşünüp geri yürüyecektim ki sesin bizim kapının önünden geldiğini anladım. Bizimkileri uyandırsam mı diye düşünmüştüm ama bu işi tek halletmeliydim.Sonuçta polis çağıramazdım.Beni de deli hastanesine yatırırlardı.Bu yüzden adımlarımı hızlandırdım ve şemsiyeliğin  kenarında duran sopayı alarak kapıyı açtım.Kimse yoktu ve apartmanda sadece bizim anahtarlığın kapıya vuran sesi yankılanıyordu.

‘’Kim var orda?’’ dedim ve 4 numara’nın kapısına doğru yaklaştım.Arkamda hissettiğim ayak sesleri ile sopayı hızla önüme saklayarak yavaşça bedenimi merdivenlere doğru çevirdim.

 ‘’Justin?’’ dedim ve donuk gözlerimle ona baktım.

‘’Açıkçası seni beklemiyordum.’’ Dedi ve ellerini cebine soktu.Sopayı arkama saklamıştım.

‘’Dün gece-‘’ dediğimde dibime girip kanlı elini dudağıma koymuştu.

‘’Shh.Şimdi o sopayla sana bir şey yapmadan önce onu elinden alalım.Ha,ne dersin?’’ dedi ve arkamdaki sopayı eline alıp yere bıraktı.Titriyordum ve net konuşamıyordum.

‘’Ellerin…’’ dedim ve geriye çekildim.

‘’Sana hepsini açıklayacağım ama önce dediklerimi yapmalısın.’’ Dedi ve dudaklarını yaladı.Neden bilmiyorum ama kafamı sallamıştım.Korkudan mıydı yoksa gerçekten ona istemeden itaat mı ediyordum?.

‘’Öncelikle kapıyı kapat.’’ Dedi ve arkamı gösterdi.Carter ve Brad’in uyanmamasını dileyerek kapıyı kapattım.

‘’Güzel.Şimdi bana güvendiğini söylemeni istiyorum.’’ Dedi ve yüzümü elinin içine aldı.

‘’Sa-sana güveniyorum.’’dedim ve başımı ürkekçe salladım.Kulağıma eğildi ve tahrik edici bir fısıltıyla;

‘’O zaman benimle gel.’’ Dedi ve elimden tuttu.Kafamı salladım ve onu takip ettim.Onda diğer insanlarda olmayan bir şeyler vardı.İnsanı kendine çekiyordu.4 numaranın kapısını açtı ve geçmem için yol verdi.Gülümsedi ve ;

‘’Hadi,içeri gelsene.’’ Dedi.Omzumda hissetiğim elle arkamı döndüm.

‘’Gece’nin bir saatinde napıyorsun burada Stephanie?!.’’ Marie dibimde bağırken arkamı döndüm.Kimse yoktu.Sadece kapı açıktı.Marie’ye döndüm ve ;

‘’Brad’le buraya geldiğimizde içeride bilekliğimi düşürmüşüm de onu aradım.’’ Dedim ve onu dinlemeden eve girdim.Marie’nin ‘’Delirdin artık sen.’’ Laflarını dinlemeyerek odama gittim ve soğuyan yatağımın içine girdim.Sanırım yarın okula uykulu gözlerle gidecektim.

    Daha demin ne olmuştu öyle?.O gerçekti.Nefesini , dokunuşunu tüm bedenimde hissetmiştim. Hayal mi görüyordum bilmiyordum.Ama bu rüyadan gerçekten uyanmak istiyordum.

SADECE BİR GECE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin