-5-

2.3K 104 8
                                    

Tenefüs zili çaldığında oflayarak kitabımı kapattım. "Hey, selam güzellik" dedi biri. Kafamı kaldırıp ona baktığımda tanımadığım biri olduğu için kısa bir süreliğine de olsa hayata lanet ettim." Siz kimdiniz acaba?" diye sordum. Gelip benim sırama oturunca şaşkınlıktan hiçbir şey söyleyemedim. "Benim kim olduğumum ne önemi var?" "Her neyse ben Buğra" dedi ve elini uzattı ismini söylediği için çok memnun gibi görünmüyordu. Eli havada öylece kalınca kırmamak adına elini sıktım. "Bende Toprak" dedim hiç içimden gelmeyen bir gülümseme gönderdim ona. "Eee bu okulda önceden yoktun şimdi niye geldin?" diye sordu. Sanki bu okulun tamamen öğrencilerini tanıyordu. Ve resmen bana resmen 'niye geldin ki geri git ' gibi bir imada bulunmuştu. "Sen benim niye geldiğimi boşverip defolup gitsene!" dedim. Biraz sinirlendi fakat sonra ayaklanıp gitti. Gerçekten İstanbul anormal bir şehirdi.

Telefon rehberimden Okanı bulup numarasını çevirdim. Bikaç kez denedim fakat açmadı. Meşgul olduğunu düşünüp bir daha aramadım. Canım sıkıldığı için okulun tuvaletine gitmeye karar verdim ve gittim. "Ayy kızam ( ergen konuşması) ne Berkecanı sen Osmanı hak ediyosun yaneee" dedi ağzında sakızla ayna karşısında makyaj yapan kız. Hemen yanında konuştuğu kızda onu gibiydi fakat ağzında sakızı yoktu. "Off bilmiyorum. Çok karasızım ben şimdi neyse gidelim" dedi sakızı olmayan kız. Ve elinde okula gelmemesi gereken ağır şahşalı çantayla gittiler. Yok İstanbul gerçekten tuhaf !

Tekrar sınıfa girdiğimde Rüzgar aynı sırada oturmuş derin düşüncelere dalmıştı. Yanına gittiğimde beni farkedip başını bile kaldırmadı. "Heyy kalkıcak mısın bugüne?" dedim. Başını ağır hareketlerle kaldırıp "benimle düzgun konuş" dedi. "Niye düzgün konuşmassam nolur?" dedim kollarımı göğsümde birleştirerek. Ayağa kalkıp " senin için hiç iyi olmaz " dedi. Ve geçmem için yol verdi. Ben yerime oturduktan sonra hiç konuşmadık. Ve ders başladı.

"Şunlardan bir gram anladıysam ne olayım" dedi Rüzgar. Haklıydı lise 3 ün tarihi zordu. "Aynen" dedim. Sıradan eşyalarımı toparlayıp kalktım. Tam gidecekken kolumu tuttu. Arkama döndüğümde gülümsüyodu. Düşünün Rüzgar ve gülümsemek! Harika bir şeydi bu. "Nereye gidiyorsun?" dedi. "Bilmediğin için mi soruyorsun yoksa dalga mı geçiyorsun?" dedim. "Ee zaten aynı eve gideceğiz ben seni bırakırım. Ayrıca burada daha ilk günün sen İstanbulu bilmiyorsun. Seni burada tek başına bu ıssız sokaklarda yerler" dedi. Aslında dogru söylüyordu. Kolumu çekerek " olsun ben toplu taşıma aracına binerim." " otobüsten mi bahsediyorsun? İstersen bin. Sıkış tepiş " dedi. Oflayarak önüne geçerek yürumeye başladım.

Arabanın önünde geldiğimizde küçük çaplı bir şok geçirdim. Araba araba değil uçak mübarek bir kanatları yok. Arabaya bindiğimde sessiz geçen bir yolculuk oldu. Eve döndüğümüzde ikimiz de ayrı ayrı işler yaptık. Hiç birbirimizle konuşmadık. Okanı tekrar aramayı düşündüm ve aradım. Bu sefer telefonu açtı. "Toprak" dedi. "Okan niye telefonlarıma cevap vermedin?" dedim. "İş görüşmelerimiz vardı o yüzden " "peki ne zaman döneceksin? " "1 ay sonra" bir süre cevap veremedim. Hani bu hemen gelecekti. "Ne nasıl olum hani sen hemen gelecektin ne bir ayı neden bahsidiyosun sen?" "Bak beni dinle Toprak babamın bir sürü işi çıktı, bu yüzden hemen gelemiyorum bir ay sabret" "off Okan" diye bağırıp telefonu kapattım. Çok sinirliyim. Evdeki bu salakla daha ne kadar beraber yaşıyacağız? Ben söyleyeyim BİR AY!!!

Arkadaşlar hikayeye uygun güzel bir kız bulmamda yardımcı olur musunuz? Eger bulursanız yorum olarak yazabilirsiniz. Hepinizi öpüyorum...

PSİKOPAT BAKICIM #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin