"ÇIĞLIK"

1.7K 53 2
                                    

Arkadaslar diger bolumdeki gibi bolum basligi yaptim.

Keyifli okumalar sizleri seviyorum...

********

Gözlerimi açacak gibi olduğumu farkettim ve açtım. Hala dünki pozisyonda el ele tutuşmuş uyuyorduk. Yani şimdi birimiz uyumuyordu. Neyse... şuanki halimiz çok güzeldi. Benim omzumda çenesi onun ve benim, kadınsı ve erkeksi koku birleşince çok güzel bir şey ortaya çıkıyordu. Bu koku binlerce marka parfümün yerine geçerdi.

Hiç yerimden kalkmak istemiyordum. Böyle bütün yıl boyunca onun kollarında uyuyabilirdim. Yastık diye uzattığı kolunu öptüm. Sonrada elleri ellerimde kilitlenmiş olan elini öptüm. Bu en güzel en masum öpücüklerdendi. Hem Rüzgar'ı hemde Rüzgar'ın olan her şeyi seviyordum. Dün bana hem onu unutmamı söylemişti sonrasındada bana sarılıp uyuyalım mı demişti. Bana hem umut veriyor, hemde bana aşık olma diyordu. Where is the adalet? ( nerede adalet?)

Rüzgar'ın elini tekrar öptüğümde "öpecek başka yerlerde var! Oraya odaklanma sadece!" Dedi yarıuyanık sesle. Çok utanmıştım. Hem o uyanıkken onu öptüğüm için, hemde söylediği terbiyesiz laflar için...

O uyanık ve benim yaptığım her şeyi görmüş müydü? Dudağımı dişleyip kahretsin! Dedim içimden. Rezil olmuştum, çocuk bana dün beni unut bana aşık olma demişti. Bense tam tersine ona aşık olduğumu belirten hareketler yapmıştım.

"ıı şey yapıyım ben...şey...kalkayım!" dedim ve kalkmaya çalıştım. Fakat başarılı olamadım. Çünkü birbirine yapışık olan ellerimizden dolayı. Rüzgar beni hızlıca kendine çekince sırt üstü yanına düştüm. Gözümü çadırın en tepesine diktiğimde "sen şey yapma mümkünse!" dedi ve diğer kolunuda göbeğimin üstüne koydu. Ve bana iyice yaklaştı. Derin nefes alıp benim boyun ve kafa arası omzuma çenesini koydu. Bu en güzel uyuma anıydı.

"biraz daha uyuyalım mı?" dedi gözleri kapalı uykulu bir sesle. "sen uyu ben kahvaltılık bir şeyler hazırlayayım" dediğimde "hayır yanımda olmana ihtiyacım var!" dedi. Ben hiç kıpırdamadım ve uyumaya başladım.

Gözlerim tekrar açıldığında aynı pozisyonda uyuyorduk. Bu çok güzeldi. Yani hem onunla uyumak hemde bu pozisyonda uyumak!

Yavaşça Rüzgar'ın kolunu kaldırdım ve dizlerimin üstünde ayağa kalktım. Çadırdan çıktığımda Burak'la Ebru'yu gördüm. İkisi gülüşerek bir şey konuşuyorlardı. Bir an olsun onları kıskandım. Onların yanına gittim.

Yanlarına gittiğimde Ebru ve Burak bana bakıp "ooo uyuyan güzel rahat uyudun mu? Malum bazıları sevdiklerinin koynunda uyumayı severler!" Dediğinde hiçbir şey anlamamıştım. "Ne!" Dedim anlamadığımı belirterek. "Diyorum ki sabah Rüzgar'la çok güzel uyuyordunuz! O sana sarılmış falan!" Dedi Ebru. Hiii bizi görmüşler miydi? Hemde o halde! Bu bir felaket! Görmeleri değil Ebru'nun bizim öyle yattığımızı görmesi! Bana eve gidince bir ton laf edecekti!

Siz bizim çadırımıza mı girdiniz? Bizden habersiz!" dedim anlamamış gibi yaparak. Ebru gülerek kafasını salladı. " ee siz bu kadar saat uyuyuca biz bi bakmaya gidelim dedik. Sonra bir baktık sen ve Rüzgar sarılmış uyuyorsunuz. Bende size kıyamadım ve uyandırmak istemedim!" dedikten sonra "biz şimdi kahvaltı için birkaç yere bakacağız siz burada kalın Rüzgar'la" Ebru. Offf yine mi yalnız kalacağız en son kaldığıma neler neler olmuştu!

Hayır anlamıyorum! Niye dün almamışlardı ki? Çaresiz kafa sallayıp onlar ayağa kalkıp gözden kayboldular.

Birkaç dakika boyunca öylesine yürüyüp olanları düşündüm. Bu olanların hepsi Ebru'nun suçuydu! Onun yüzünden buraya gelmiştik. Bir anda düşüncelerimi kesen şey kurt uluması oldu. Hemen çevreme baktım. Ses yakın gibiydi. Ama görünürde bir şey yoktu. Hızlı nefes alıp verişlerimin arasından koşar adımlarla kampa doğru koştum. Neden kamp alanından uzaklaşmıştım ki! Ah benim salak kafam!

PSİKOPAT BAKICIM #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin