Bolumun gec geldiginin farkindayim. Ancak anca oluyor. Okul var ve ders is guc derken anca yazabiliyorum. Neyse ben sizi alikoymiyim. Iyi okumalar💕
Bolum sarkisi
Yine yazi bekleriz- TNK******
"Toprak için nakil bulunmuş!" Dediğinde beynimdeki tüm algıların kapanıp sadece bu cümleyi düşündüğünü hissettim. Kulağım çınlıyordu. Selin hala bir şeyler söylüyordu fakat ben duymuyordum.
Elimin kaymaya başlamasını hissetmemle Selin'in sesini duydum.
"Rüzgar! Tutamıyorum, kayıyorsun!" Elim gitgide kayıyor, tutunamıyordum. Tam Toprak'a kavuşacak iken ben ölecektim.
Tek elimle olan gücümle bir taşa tutundum ve zor da olsa çıkabildim. Selin bir yerimde bir şey var mı diye kontrol ettikten hemen sonra arabasına binip hastaneye doğru yol aldık.
Selin bir yandan gazı kökleyerek araba sürüyordu. Bir yandan direksiyonu sıkıyordu, parmaklarının eklem yerleri bembeyaz olmuştu. Benden yana bakmıyordu. Direk yola odaklıydı.
"Arabayı yavaş sür kaza yapacağız" dediğimde sinirle dudağını dişleyip "ne farkeder? Ha intihar etmişsin, ha araba kazasından ölmüşsün! Hem daha şanslı olursun, en azından cesedini bulabilirler. Bir mezarın olur!" O kadar hızlı konuşuyordu ki kendim yürüsem daha iyi olacaktı. Zira ruh sağlığım bozulacaktı!
Selin ani bir hareketle sola kırdı. Karşımızdan hızla bir kamyonet bize doğru ilerlerken Selin'e bağırdım. Ve hızla direksiyonu sağa kırdım.
"Ne yapıyorsun sen! Aklını mı kaçırdın?" Diye sinirle bağırdım.
"Sen az önce intihar etmeyecek miydin?" Dediğinde bende ağzımdan olmaması gereken bir söz çıkardım.
"Sen sevdiğin adam öldüğünde intihara kalkışmadın mı hiç? Ya da benim durumumda olsaydın onun için canını vermez miydin?" Diye bağırdığımda bir şey demedi. Uzunca yüzüne bakınca büyük bir gözyaşı yanağından ağır ağır düştü. Ve arabayı kenara çekip durdurdu. Başını direksiyona yasladı. Derin bir nefes çekti. Nefesinin içinden gelen derin bir iççekişle birlikte başını kaldırıp bana bakmasını zorladım. Ve ağlamaya devam ettiğini görünce dayanamayıp sarıldım ona. Sarıldığımda daha çok ağladığında sımsıkı sardım onu. O sadece kendisinin yaşadığı acıları yaşamamak için bize yardım ediyordu. Ki bu gerçekten büyük bir yardımdı. Ve ben onu üzmüştüm. Aptal kafam!
Selin benden ayrılıp yaşlı gözleriyle gözlerimin en derinine baktığında vücudum titredi. Gözleriyle konuşuyordu resmen.
"Ben sevdiğimi kaybettiğimde evet intihara kalkıştım, doktoru öldürecektim, psikolojik tedavi gördüm. Ama bunların hepsini sevdiğimi kaybedince yaptım Rüzgar! Ama o hastanedeyken onun elini sımsıkı tuttum. Bana geri dönmesi için yalvardım. Ama onun yanından bir an olsun ayrılmadım. Elini hiç bırakmadım hastanenin soğuk havasında üşümesin diye. Dudaklarından öptüm onu kurumasın, hayat bulsun diye. Ama sen şimdi Toprak'ın yanında değilsin. Git ve onu bırakma. Ben siz bunları tek başınıza yaşamayın diye yapıyorum. Çünkü benim yanımda kimse yoktu!" Dedi ve elleriyle gözlerini sildi.
"Her neyse şimdi biz hastaneye gideceğiz ve sen Toprak'ın yanında olacaksın. Ona sımsıkı sarılıp kulağına binlerce kez onu sevdiğini söyleyeceksin tamam mı?" Diye soran sesi daha yumuşaktı ve titriyordu. Bende kafamla onayladıktan sonra arabayı tekrar çalıştırdı. Ve hastaneye doğru hızla ilerledik.
Hastanenin kapısından hızla girerek koşarak ameliyathanenin olduğu koridora girdim. Ve duvara yaslanıp bekledim. Ardından Selin de geldiğinde koridorda hızlı telaşlı adımlarla bir sağa bir sola yürüyordum. Elim ensemde Toprak'ın sevdiği şarkının bir kısmını mırıldanmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT BAKICIM #wattys2017
Teen FictionToprak; tam olarak içi dışı bir. Çok neşeli ve çok nadir üzülen bir insan. Ailesi ile çok iyi anlaşan bir insan değil. Fakat onlara karşı nefret duymuyor. Ve mükemmel olmasa da iyi anlaşıyorlar. Toprak sadece okulu için İstanbul'a gitmektedir. Faka...