"Of of offf" diyerek ayağımı yere vura vura salona gittim. "Ne oldu yine " dedi koltuğa yayılarak. "Daha ne olabilir Okan bir ay daha gelemiyecekmiş" "ee ne var bunda bunu zaten biliyordum" "ne! Biliyordun ve bana söylemedin mi?" " bu kadar sorun edicek bir şey yok ben zaten Okan'ın böyle yapacağını tahmin ediyordum" dedi. "Ben kendime kahve yapıcam sen de ister misin " dedim biraz olsun sinirlerim gevşerdi. "Olur" dedi. " o zaman gelde bana yardım et " dedim. Oflayarak yerinden kalktı ve peşimden geldi. Ben kahvenin olmasını beklerken o da fincanları koydu. "Ee nasıl gidiyo bakıcım yaramazlık yapıyor muyum?" dedim madem bakıcım söyleyecekti. Ben tezgaha yaslanıyordum o yanıma gelerek ellerini tezgahın iki yanına koydu. Allahım onu bu kadar yakından görmek ne muazzam. Ve bana yaklaşarak "seni bilmem ama ben bir yaramazlık yapabilirim her an " dedi allahım kalbim yerinden çıkacak gibiydi çok yakındık. "Ayrıca ben senin bakıcın değilim sadece Okan rica etti ve bu yüzden yanında kalıyorum." Kahveden tik diye ses gelince "Iıı tamam o zaman kahveler oldu içelim" dedim. Ve aradan çıktım ohh dünya varmış be rahat nefes alabiliyorum. Fincanlara kahveleri koyduktan sonra oturma odasına geçtik. Biraz sohbet ettik ve uykum geldiği için "iyi geceler ben yatmaya gidiyorum bakıcım dedim" Ve mutfaga doğru ilerledim. Fincanı yıkıyordum ki "bunu unutmuşsun dedi çok yakından bir ses " arkamı döndüğümde hemen dibimde bir Rüzgar gördüm. "Ya Rüzgar aklımı çıkardın" deyip başparmağımı damagıma götürdüm. "Şiştt korkma ben sana dememiş miydim bana bir daha bakıcı deme diye seni cezalandırıyorum işte" dedi. Allahım sadece bugunün bitmesini ve yarına uyanmayı istiyorum çok mu! "O zaman iyi geceler "dedim ve yanından gittim.
Sabah sabah alarmı parçalıyasım geldi. Ne derdi vardı benimle? Ayrıca o olmazsa nasil kalkacaktım? Yatağımdan kalkıp banyoya yöneldim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra elbise dolabımdan dar paça kot pantalonumu ve gri salaş kazağımı çıkarıp giydim. Makyaj dolabımın üstündeki aynadan bakarak saçlarımı yapıyordum. Saçlarımı yandan ayırıp perçem kısmını ayırarak yandan ördüm. Tam çıkacaktım kapının kolunu tuttum ki birden kapı açıldı. "Ahh off başım gitti. Sss (acı hissedince çıkarilan ses) off kafam" Rüzgar yüzünden alnım şişmişti. "Toprak iyi misin? Çok acıyor mu? Gel gel otur yatağına yavaş yavaş" dedi beni elimden ve belimden tutarak yatağa oturturdu benim kendi elim ise alnımdaydı. Elimi alnımdan çekti ve yanıma oturarak" bakıyım kanıyo mu? " dedi. Alnımda şişen yerin üstüne başparmağinı gezdirerek ovaladı. Ellerinin narin dokunuşu, hiç konuşmamamız, onun gözlerine bakmam bu en güzel sessizlikti. Elini alnımdan çekip "ııı burda pansuman varmı?" "Evet evet var getiriyim bekle " dedi. Elinde pansuman ve kahverengi bir şişede ilaç (NOT: YAZARINIZ BU ILACIN ADINI UNUTTU HATIRLAYANLAR YORUMDA YAZSINLAR LUTFEN:D) getirdi. Yanıma oturup pansuman yaptı. Sonra duraksadı ve "özür dilerim" dedi. BEN ŞOK. BEN İPTAL. BEN ÖLDÜ. "Nasıl yani sen şimdi benden özür mü diliyorsun? Ya-yani önemli bi dahakine tıktıklatarak girersin" dedim. "İstersen bugün okula gitmeyiz" dedi. "Hayır hayır gidelim benim evde canım sıkılır" "sen bilirsin hadi yüzünü yıkada evden çıkalım " dedi. Ben elimi yüzümü yıkayıp evden çıktık.
Arkadaşlar biraz kisa bir bolum oldu cunku malum okullar acildi:( idare edin artik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT BAKICIM #wattys2017
Teen FictionToprak; tam olarak içi dışı bir. Çok neşeli ve çok nadir üzülen bir insan. Ailesi ile çok iyi anlaşan bir insan değil. Fakat onlara karşı nefret duymuyor. Ve mükemmel olmasa da iyi anlaşıyorlar. Toprak sadece okulu için İstanbul'a gitmektedir. Faka...