Bölüm şarkısı:
Anthem lights/ wildest dreamsŞarkı tabisi müko! Hemen dinle!
Ayrıca 7000'e yaklaşıyoruz! Destekleriniz için teşekkürler!
İyi okumalar!
Keyfinize bakın!
«««««««««««
16. BÖLÜM
»»»»»»»»»»»"peki şimdi sen yok olacaksın, ve ben yalnız kalacağım öyle mi?" dedim korkulu gözlerle ona bakarak.
"sen yalnız kalmayacaksın, ben hep senin yanında olacağım"
Yalan söylüyordu. O gidince tekrarı olmayaktı şeyin...
Hiçbir şeyin!
"biz zaten hiçbir zaman BİZ olamadık ki hep bir yarımdık sen ve ben... Bir olamadık!" dedim ağlamaklı bir sesle.
"Sen beni hiç sevmedin. Hep acı çeken ben oldum! Ama ben seni her şeye rağmen sevdim! Ben hep acı çektim. Ben..." sözümü kesen Rüzgar'ın dudaklarıydı. Dudaklarımı aç bir köpek gibi öpüyordu. Alt dudağımı dişleriyle ısırdığında inleyerek geri çekildim.
"bunu neden yaptın?"
Gözlerini ve yüzünü zar zor görüyordum. Karanlık bir bodrum gibi bir yerdeydik. Tek iyi görebildiğim onun şekilli dudaklarıydı.
Ben nefes nefese kalmıştım. Ve sorumun cevabını merak ediyordum.
"Bunu neden yaptın?"
Tekrar sorduğumda daha yüksek sesle sormuştum.
Derin bir nefes aldı ve;
"çünkü seni seviyorum"
Söylediği kelimeyle sertçe yutkundum. Bana ilk defa beni sevdiğini söylüyordu. Ve bu sanırım biraz...güzeldi...bayağı güzeldi!
Gözlerinin en derinine bakıp en içtenlikle gülümsedim. Ve sonra sağ elimi onun ensesine götürdüm ve saçlarıyla oynadım. Sol elimi ise onun yanağına götürüp yanağını okşadım. Bu sefer o da gülümsedi. Alnımı onun alnına yasladım ve dudaklarımı araladım.
"bende"
Onu sevdiğimi söylemiştim. Ben, ben söylemiştim.
Birden dudaklarımı onunkine bastırdığımda şaşırdı. Ki zaten bende bunu nasıl yaptığıma inananmıyordum. Ama hiç pişman değildim. Tam tersine birbirimize "seni seviyorum" dediğimiz için dünyadaki en mutlu insan bendim. Beni az önceki gibi açlıkla değil de aksine sakince öpüyordu.
Dudaklarımız birbirimizden ayrılınca bir anda Rüzgar kayboldu. Etrafıma bakındım ama onu göremedim. Her yer karanlıktı.
"Rüzgar!"
Korkak adımlarla bodrumda ilerledim. Cevap gelmedi.
"Rüzgar burada mısın?"
İlerlemeye devam ettim. Elimi kaybolmamak için duvara koydum ve hiç çekmeden ilerledim.
"Rüzgar korkuyorum. Lütfen neredeysen çık ortaya! Rüzgar! Rüzgar!"
Bir kapı sesi duyduğumda.hemen etrafıma bakındım. Karanlıktı. O kadar korkuyordum ki kalbim yerinden çıkacak gibiydi.
Yoluma tekrar devam ettiğimde bir şey farkettim. Sanki sürekli bir şeyin etrafında dönüyor gibiydim. Adete labirent gibiydi.
Yüzüme çarpan bir beyaz ışıkla beraber gözümü boşta olan elimle kapattım. Ve o ışığı takip ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT BAKICIM #wattys2017
Teen FictionToprak; tam olarak içi dışı bir. Çok neşeli ve çok nadir üzülen bir insan. Ailesi ile çok iyi anlaşan bir insan değil. Fakat onlara karşı nefret duymuyor. Ve mükemmel olmasa da iyi anlaşıyorlar. Toprak sadece okulu için İstanbul'a gitmektedir. Faka...