HV-23

60 1 0
                                    

"Ay..." diyerek kendimi salondaki koltuğa attım. Mete de elindeki mağaza poşetlerini girişe bırakarak diğer koltuğa uzandı.

"Yorulduk sanki?" diye mırıldandı.

"Senin yüzünden!"

"Abartma, Hazan." dedi dudaklarını büzerek. Salondaki saate bakıp kaç saattir alışveriş merkezinde olduğumuzu hesaplamaya çalıştım.

"Tam 3 saat 40 dakika oyalandık."

"Ne var eğlenmedik mi?"

"Eğlendik." dedim kıkırdayarak. Alışveriş merkezinde ciddi anlamda girmediğimiz mağaza kalmamıştı. Mete not bile tutmuştu girdiğimiz mağazaları. Her mağazadan en az 1 parça kıyafet seçmiş, zorla giymeyeceğim kıyafetler almıştı. Kıyafetlerimizin bir çoğu aynıydı. Bilerek, bize uygun renklerle bir küçük bir de büyük beden almıştı.

"Teşekkür ederim."

"Neden?" diye sordum doğrulurken.

"Uzun zamandır bu kadar keyifli zaman geçirmemiştim." dedi gülümseyerek.

"Asıl ben teşekkür ederim, bu kadar şey aldık. Ailen sorun etmez mi?"

"Hayır, böyle şeyleri takip etmezler." dedi yanıma gelirken. Gülümseyerek kayıp yanıma yer açtım. O oturunca da kollarının arasına girdim. "Acıktım galiba.." dedi saçlarımı okşarken.

"Oha! Bir tane orta boy pizza yedin, yetmedi benden de 2 dilim aldın. Şimdi acıkmış olamazsın!"

"Peki." deyip suratını astı. Kucağından kalkıp çenesine minik bir öpücük kondurdum.

"Birazdan bir şeyler yaparız olur mu?" beni kendine çekip kucağına oturmamı sağladıktan sonra gülümseyip başını salladı. Tam öpecekti ki cebimdeki telefonum çalmaya başladı. Kucağından kalkıp arka cebimden telefonumu çıkarttıktan sonra kulağıma götürdüm.

"Hazan.."

"Efendim Ekin?" dedim tekli koltuğa otururken.

"Müsait misin?"

"Evet, Mete ile oturuyoruz. Ne oldu?"

"Neyse.." deyip telefonu suratıma kapattı. Sesinden iyi olmadığı anlaşılıyordu. Tekrar aradım ama açmadı.

"Ne oldu?" dedi Mete dikkatle beni izlerken.

"Ekin müsait olup olmadığımı sordu, sonra da telefonu yüzüme kapattı."

"Bir şey mi oldu acaba?"

"Bilmiyorum, açmıyor ki." dedim dudaklarımı kemirirken. Açmayacağını anlayınca mesaj attım ama sorun olmadığını akşam arayacağını söyleyip geçiştirdi beni. Tam telefonu bırakıp ayağa kalkmıştım ki tekrar çalmaya başladı.

"Bebeğim." dedi annem bütün neşesiyle.

"Anneciğim." dedim kıkırdayarak.

"Ne yapıyorsun?"

"Mete burada, oturuyoruz."

"Öyle mi? Bende çıkıyorum şimdi bir yere gitmesin akşam yemeğini hep beraber yiyelim." saatte baktığımda annemin normal saatten daha erken kapattığını fark ettim.

"Erken değil mi?"

"Fazla iş yok, İdil ablanın da işi varmış gitti. Neyse, bir şey istiyor musunuz?"

"Hayır,teşekkürler." diyerek telefonu kapattım.

"Annen mi geliyor?" diye sordu Mete.

"Evet, akşam yemeğini beraber yiyecekmişiz."

HAZAN VAKTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin