HV-32

48 1 7
                                    

HAZAN

Başımdaki şiddetli ağrı ile gözlerimi açtığımda havanın karardığını gördüm. Saatlerdir uyuyordum. Bütün vücudum uyuşmuştu. Biraz gerinip kendime geldikten sonra ayağa kalktım. Ayakkabılarımı giydikten sonra odadan çıkıp koridorda dolanmaya başladım. Annemi veya Ekin'i görmeyi dileyerek hastaneyi dolaştım ama bulamamıştım. Dönerken karşılaştığım hemşireyle rahatlamıştım.

"Af edersiniz.. Annemi gördünüz mü acaba?"

"Hazan hanım, odanızda olmanız gerekiyor."

"Annemi bulup döneceğim."

"Lütfen.." diyerek koluma girdi. 

"Sadece annemi görmek istiyorum!" dedim sinirle. 

"Odanıza çıkarsanız size yardımcı olabilirim."

"Tamam." diyerek sinirle merdivenleri çıktım. Üçüncü kata geldikten sonra odama girip pencerenin yanına gittim. Bahçede görünmüyorlardı. İç çekerek köşedeki koltuğun üzerinden okulda unuttuğum çantamı aldım. İçinden telefonumu bulduktan sonra alıp yatağa oturdum. Ben kayıpken annemler tarafından gelen cevapsız çağrılar dışında bir şey yoktu. Tam tuş kilidini kapatıyordum ki mesaj sesiyle durdum. 

Çiçeklerini aldın mı? 

Gizli numaradan gelen bu mesajla irkildim. Bana çiçek gönderen buydu ama bu kimdi? Bir cevap yazmayıp bekledim. Kapı açıldığında annem sanıp heveslendim fakat Mustafa bey idi.

"Merhaba." dedi gülümseyerek.

"Merhaba, annem yok mu?"

"Çok yorgun oldukları için eve gönderdim, bizde gideceğiz şimdi." 

"Peki." dedim usulca başımı sallarken.

"Kendini iyi hissediyor musun?"

"Sayılır." dedim ayağa kalkarken.

"Hadi gidelim o zaman." dedi çekingen bir tavırla. Koltuktan çantamı alıp sırtıma taktıktan sonra yürüyerek odadan çıktım. Koridorda ve asansörde de konuşmadan aşağıya indikten sonra Mustafa bey'in arabasına bindik.  

"Nereye gidiyoruz?" dedim evin yolunda olmadığımızı fark ederek.

"Nöbetçi eczaneye. İlaçlarını almamız lazım." dedi düz bir sesle. Susup yolu izlemeye başladım. Eczaneye geldiğimizde kimliğimi alarak içeriye girdi. Çok sürmeden çıkıp ilaçlarımın olduğu poşeti bana uzattı.

"Teşekkür ederim." diye mırıldandım ilaçlara göz atarken.

"Rica ederim." dedi sevecen bir tonda. Eczane eve ters düştüğü için yolumuzun uzun olduğunu biliyordum. Birde buna akşam trafiği eklenince çekilmez olmuştu. 

"Müzik açabilir miyim?" 

"Tabii ki, istediğini yapabilirsin." gülümseyerek radyodan kanalları değiştirmeye başladım. Sakin bir müzik bulunca durup biraz sesini açtım. 

"Sizin çocuğunuz var mı?" diye sordum yolculuğumuzun ilerleyen dakikalarında.

"Hayır, evli değilim." dedi gergin bir şekilde.

"Size söylemek istediğim bir şey var." dedim çekingenlikle.

"Dinliyorum." dedi gram ilerlemeyen trafikte bana bakarken.

"Siz odaya gelmeden hemen önce bir mesaj aldım. Dün sabah okulda aldığım çiçeğin sahibinden, alıp almadığımı soruyordu. Gizli numara olduğu için endişelendim, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum." 

HAZAN VAKTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin