HV-26

43 1 0
                                    

Sabah uyandığımda, saatin normal saatimden oldukça geç olduğunu fark ettim. Aynadaki yansımam berbat bir halde olduğumun kanıtıydı. Telefonumu elime alıp Mete'den bir mesaj olup olmadığına baktım ama onun yerine Batu'dan gelen cevapsız aramalar ve tehditlerle karşılaştım.

***

Batu: Bugün öğlen, hallet şu işi!

Batu: Bugün senin son şansın.

Batu: Biliyorsun değil mi cici kız?

Hazan: Salak salak tehdit savurmayı bırak, korkmuyorum. Öğleden sonra halletmeye çalışacağım.

Batu: Bunun bir oyun olmadığını ne zaman kavrayacaksın?

Hazan: Benden haber bekle!

***

Ufak çaplı hissettiğim mafya halimden çıkıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya yöneldim. Kahvaltı yapmak istemediğim için mısır gevreği paketini ve dolaptan sütü alarak kaseye koydum. Mutfak masasında uyuşuk bir şekilde oturup ne yapacağımı düşünmeye başladım. Sonunda teneffüs saatine denk getirerek Ekin'i aradım.

"Kuzum.." diye bağırdı neşeyle.

"Eğer yakınlarında Mete varsa aradığımı çaktırma."

"Hayır, yok." dedi bozulmuş bir sesle.

"Peki, okulda mı?"

"Evet, şu müzik yarışması için prova yapıyorlar.."

"Ah, çok iyi. Ekin senden bir şey istemem lazım, ikimiz için." dedim yalvarırcasına.

"Ne? Ne oldu?" dedi panikle.

"Bütün gün Meteyi oyala, özellikle öğle arasında. Halletmem gerek bir iş var ve Mete'nin buna engel olacağını biliyorum. Lütfen..."

"Hazan ne işler çeviriyorsun?"

"Söz veriyorum anlatacağım, ama şimdi değil. Bizim zaten Mete'yle aramız bozuk. Sen bir şekilde oyala onu."

"Eğer saçma sapan, başına bela alacağın bir şey yapıyorsan.."

"Hayır, değil." dedim çabucak. 

"Peki, elimden geleni yapacağım."

"Teşekkürler, seni çok seviyorum." dedim neşeyle ve telefonu kapattım. Sırada İpek kalmıştı ama numarası olmadığı için onu arayamıyordum. Evde olmasını umarak odama gittim ve üzerimi değiştirdim. Saçlarımı yandan örüp telefonumu çantama koyduktan sonra evden ayrıldım. Yol üzerinden otobüse bindiğim sırada telefonuma mesaj geldi.

***

Batu: Ne yaptın? 

Hazan: Yanına gidiyorum, haberleşiriz.

Batu: Öğle arasından sonra okula gitmeyeceğim.

Hazan: Tamam, sen bilirsin. 

Hazan: Bana bir konuda söz vermeni istiyorum.

Batu: Ne?

Hazan: O kıza, dün bana davrandığın gibi davranmayacaksın. Canını yakacak en ufak bir şey bile yapmayacaksın anlaştık mı?

Batu: Tamam.

Hazan: Söz ver, sana güvenmiyorum!

Batu: Söz veriyorum...

*** 

Derin bir iç çekerek telefonumu çantama geri koydum. İneceğim durakta düğmeye basıp bekledim. Otomatik kapı açılınca inip yürümeye başladım. Binayı görür görmez içimi bir panik duygusu kaplamıştı. Eğer, Batu ters bir şeyler yaparsa ben Mete'ye ne diyecektim? Korkarak zile bastığımda tek umudum kapının açılmamasıydı. Ama böyle olmadı, tabii. İpek kim olduğumu öğrendikten sonra kapıyı açtı. Bende tedirginlikle asansöre binip kat numarasına bastım. Asansör durduğunda gülümsemeye çalışarak indim.

HAZAN VAKTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin