HV-24

58 4 0
                                    

Multimedya; Batu

"Mete seni aldatıyor.."

"Ne diyorsun Ekin sen?"

"Yani galiba.." diyerek dudaklarını büzdü.

"Bana bak! Doğru düzgün anlat şunu!" dedim sağ elimin işaret parmağını ona doğru sallarken.

"Ay tamam be! Ne diye çirkefleştin ki, anlatacağız zaten."

"Ekin!" diye tısladım. Pes edip derin bir nefes alarak bana odaklandı.

"Dün biz öğle arası buraya geldik ya, ondan önce Mete'nin evine uğradık. Şarj aletini mi ne alacaktı. Arabada bekleme istersen gel dedi. Bende tamam dedim tabi meraktan ölüyorum evini görmek için. İşte yukarıya çıktığımda bizim gibi bir kız vardı evde baya da samimi falan. Mete'ye sordum da arkadaşım diye geçiştirip sakın kimseye söyleme diyerek tehdit etti." 

"Ay Ekin ya! Kalbime inecek sandım, İpek o." dedim derin bir nefes alırken. "Zaten ben sevgilime güveniyorum." dedim gözlerimi kırpıştırarak.

"İpek kim?" dedi gözlerini kısarak.

"Mete'nin çocukluk arkadaşı ama doğru söylüyor, sakın kimseye söyleme, çok kötü olur."

"Ay sanki oturup milletle Mete'nin çocukluk arkadaşının dedikodusunu yapacağım." dedi alıngan bir tavırla.

"Sana belli olmaz, Ekin." dedim yatağa uzanırken. Gözlerini devirip kendi yatağından kalkarak yanıma kıvrıldı. "Kızım küçücük yatak, niye giriyorsun dibime?" omuzlarını silkip kalkmak yerine daha da yanaştı. Bende kıkırdayıp saçlarıyla oynamaya başladım. Uyurken saçlarıyla oynanmasını çok sevdiğini biliyordum. Daha önce babası da öyle yapıyordu ama sonra...

"Hazan.."

"Efendim?" dedim dolu gözlerimi ondan saklamaya çalışırken.

"Ben neden hiç mutlu olamıyorum?"

"Ne alaka? Dışarıdan bakıldığı zaman gayet mutlusun. Okulda bir popülerliğin var, erkekler peşinde koşturuyor, güzelsin.."

"Ama bunlar yeterli değil ki. Sevdiğim insan beni sevmiyor. Ben başka erkekleri istemiyorum. Sadece Anıl'ı istiyorum. Bak gör ama! Anıl'dan vazgeçsem o bana karşı bir şeyler hisseder hep böyle bu!" sinirle solumuştu. Kıkırdayarak saçlarını karıştırdım.

"Samet'i hatırlıyor musun?"

"Ah! Hiç hatırlatma, lütfen!" Samet, Ekin'in ciddi anlam da ilk ilişkisiydi. Çocuk gayet ezik bir tipti ve Ekin'in popülerliğini kullanmıştı. Ekin, Anıl için dediklerinin aynısını Samet için de kullanmıştı. Ona kendinden bile daha fazla güveniyordu. Sonra Ekin'i kandırıp kaçırmıştı, çok değil, geçen sene.

"Yarım yamalak, dağınık ve huzursuz bir ailede büyümüş her kız çocuğu bir gün mutlaka yanlış birine sığınır..." dedim iç çekerek. Ne yazık ki aynılarını bende yaşamıştım. Ekinle tesadüfen birbirimizi bulmuştuk ama kaderlerimiz neredeyse aynıydı.

"Akşam akşam depresyona girmek istemiyorum. Uyuyalım mı?"

"Yatağına geç, seninle uyumak istemiyorum." omuzlarını silkip kalktıktan sonra diğer yatağın içine kıvrıldı.

"İyi geceler.." diye mırıldanıp kendini uykunun kollarına bıraktı. Saate baktığımda gece yarısı olduğunun farkına vardım. Perdemin bir kısmı açık olduğu için gökyüzündeki kara bulutları görebiliyordum. Anlaşılan bu gece uyku yoktu bana. Ekin'in derin soluklarını duymaya başladığımda kalkıp pencereyi açtım. Hafif bir esinti içeriye dolarken ürperdim. Dolabımı açıp pijamamın üzerine hırkamı giydikten sonra kalçamı pencerenin kenarına dayayarak dışarıyı izlemeye başladım. Ana caddeden geçen arabaların sesleri dışında çok da ses yoktu. Sokaklar bomboş ve ıssızdı. Gökyüzünde çakan bir şimşekle havanın rengi bir anlığına morumsu oldu. Ürküp geri çekilerek pencereyi kapattım. Ekin'e baktığımda hiç etkilenmişe benzemiyordu. Oysa ki benim çocukluktan beri en büyük korkularım arasında gök gürültüsü vardı. O zaman sığınacak bir babam olmadığı için korunmasızdım. İç çekerek parmak ucunda, elimden geldiğince en sessiz şekilde annemin odasına girdim. Onun da derin uykuda olduğunu görüp odama döndüm. Çaresizce yatağın içine girip pencereme vuran yağmur damlalarını izledim. Bütün geceyi korkuyla geçiremeyeceğimi anlayınca telefonumu alıp Mete'ye mesaj attım. 

HAZAN VAKTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin