Başlangıç

42.3K 2.2K 1.2K
                                    


Gece,bir uyur,bir uyanır halde seyretti. Yağmur hala aynı sakinliğiyle yağıyordu. Rüzgar sert bir biçimde esiyor ağaçların yapraklarının çıkardığı sesle farklı bir ahenk sağlıyordu. Saat sabahın dördüydü.

Yandaki defterimi alıp birşeyler karalamalaya başladım. Genellikle canım sıkkınken birşeyler karalardım bir müddet sonra zaten uykuya dalmış olurdum. Düşüncelerim bir dipsiz kuyu gibiydi ve ben her gün o kuyuya bir taş atıyordum, taşın suya çarpma sesiyle suyun dalgalanması eş zamanlı olurdu,

Kendi kuyusuna düşenlerdendim bende.

Telefonumun zil sesiyle uyandım hangi ara uyumuştum?
Uykusuzluğun verdiği yorgunlukla yataktan çıktım. Kahverengi sürgülü dolabımdaki yansımama baktım bir müddet, omuz silktim bu halime,sürgülü kapıyı çekip askılıktan okul kıyafetlerimi elime alıp banyoya doğru ilerledim. Elimi yüzümü yıkarken
Her gün aynı rutini yaşamanın verdiği bitkinle derin bir nefes doldurdum ciğerlerime.

Okul çantamı sırtıma alarak alt kata indim sabahları kahvaltı yapmazdım, hiç öyle bir alışkanlığım yoktu. Olmamıştıda. Siyah spor ayakkabılarımı giydim ve dış kapıdan çıktım. Güneşli havalar sevmezdim, bende bahar mevsiminden yana olanlardandım. Zira bu sıcaklık bunaltıcı bir sıcaklıktı. Biraz yorgun biraz mutsuz olarak ilerlemeye başladım okula doğru evden okula yürüyerek 10 dakikalık mesafeydi. Yürümeyi tercih ediyordum. Okulun giriş kapısına geldiğimde yan tarafta sigara içen üst sınıflara takıldı gözüm. Bir kaç arabada okulun otoparkına doğru ilerliyordu. Bahçeye doğru adımlarımı hızlandırdım. 17 yıllık hayatım boyunca herdaim yanımda olan yakın dostlarımdan Derin beni gördüğünde sıcak bir gülümseme bahşetti dudaklarıyla, el sallayıp yanına ilerledim sıkı sıkı sarıldı."Günaydın, bakıyorum da uyanamamışsınız sena hanım. "güldü.

Uyku problemi olan birine göre erken uyanıyordum ama yine de dillerine düşmüştüm dönem başından beri.

Boş gözlerle ona baktığımda bu tepkimi umursamadan koluma girdi." Ders tarih geç kalmak istemeyiz." Homurdanarak isyan ettim bir eşitağırlık öğrencisi olmama rağmen tarih dersinden hiç haz almıyordum.

Ders tarihti soru cevap yapan hoca sayesinde ders geçiyordu.
Saçmalayın tabi ki de soru falan sormuyordum

Tarih dersini sevmediğimi söylemişmiydim ?

Derin koluma çimdik attığında kaşlarımı çattım " Ne çimcik atıyorsun kızım ? " diye sessizce bağırdım. O ise gözlerini devirip " insanlıktan anlayabileceğini sanmıyorum 20 dakikadır boş boş hocaya baktığını varsayarsak. " hadi ama tarih dersini sevmiyordum !

Arka sıradan gelen fısıltılar sonucu sınıfı susturan hocayla herkes susmuştu. Derin'e baktığım çantasına tarih testini yerleştirdi.

Arkasını dönen Gürkan hocayla kulağıma " Okul çalkalanıyor, kaydını 1 yıl boyunca donduran öğrenciler geri dönmüşler. Muhtemelen şu an okuldadırlar. Bomba isim ise, Bahoz Gök." diye açıklamada bulununca kaşlarım istemsizce havalandı.
İşte bu çok şaşırtıcıydı.

Bahoz Gök.

Varlığı olmasada ismi anılan birisiydi. Onla hiç karşılaşmamıştık.

Hakkında duyduklarımız ise sınırlıydı.

1 yıl boyunca o ve arkadaş grubu kaydını dondurup sırra kadem basmışlardı. Elimdeki siyah pilot kalemi döndürüp sıraya bıraktım. Gizemli biriydi. Ama asıl soru; Neden geri dönmüşlerdi.

1 yıl. Az bir süre değildi.

Kapının gıcırtısıyla gözlerim kapıya kaydı.

Ve aralık olan kapıdan bu sefer varlığıda anılacak bir isim girdi.

O isim;

Bahoz Gök'ten başkası değildi.



~

TAKINTILI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin