Çok kısa bir surede 1K olmuşuz! Çok mutlu olmakla beraber şaşkınım
iyi okurlar..Gözlerimi yavaşça araladığımda beyaz bir tavanla karşılaştım, bir süre bakıştık tavan bana bakıyor ben ona tabii..
Bıkkınca nefesini verip yavaşça yatakta doğruldum.. Gözlerimi ovuşturup ayağı kalktım demek isterdim!
Nasıl mı uyandım ? Yatakta tepinerek dilberin şarkısını bağırarak söyleyen Sefin ayağıyla beni yataktan aşağı atmaya çalışırken ayağını tutup ikimizinde yataktan düşmesini sağlayarak güne merhaba dedim !
Nasıl başladım ama güne.
Acıyla yüzümü buruşturup Sefin'in üstüne basarak kalktım Sefin acı içinde kıvranırken
" Bir günde insan gibi uyansam keşke " diye söylenerek merdivenlerden indim.Mutfağa doğru ilerlerken " Hadi ama çok eğlenceli olacak!" diye bir ses duydum kapıya biraz daha yaklaştığımda diğer ses Baran'a aitti. " Kaşınıyorsun abi. Sena bu solucanları götümüze sokar. " dediğinde.
Merakla kaşlarımı çattım.
Zaman kaybetmeden içeri girdim.
Can'la Baran ayakta durmuştular tuhaf olan ise ellerinde küçük solucanları ileri geri sallıyordu.
Kaşlarımı çatıp " Haşa sokmak ne kelime kıvırta kıvırta sokarım. Değil mi Can? " diye sorup şirince gülümsedim.
Bu solucanlar bana temas ederse kıyameti koparırdım.
Can yüzünü buruşturarak " Lan hayal bile edemedim." dediğinde baran gülerek yanıma doğru ilerledi, burnuma küçük öpücük kondurarak " Şş ağzımızı bozmak yok çok ayıp " azarlar tonda.
Dün geceyi hatırlayıp keyifle gülümsedim işim var bahanesiyle barda üst odalara kız atan oydu sonuçta değil mi.
" Ayıp yatakta olur " diye iğrenç bir espiri patlatıp masadan bir yeşil zeytin attım ağzıma attım.
Yüzünü buruşturup bana baktı, bu haline tek kaşımı kaldırarak " Dün seni görmedim neredeydin ?" Diye bir soru yönelttiğimde can elindeki solucanı Baran' doğru sallayarak " Belim koptu lan dün benim." diyerek solucanı üstüne attı. Baran geriye doğru sendeleyerek Can'ın ensesinden tuttu tişörttünün içine solucanı attı.
Şaşkınlıkla onları izliyordum.
Can bağırarak mutfakta koşmaya başladı en son salona kaçtığında. Artık onları kahkaha atarak izliyordum. Bu çocukları gerçekten seviyordum.
Mutfakta ikimiz kaldığımızda ona doğru temkinli adımlarla yürüdüm ve önünde durdum okul gömleğinin yakasını düzelterek yüzüne baktım. " Cevap alamadım ?" dedim.
Omuz silkip " İşim vardı işte " dediğinde. Onaylanan mırıltılar çıkarıp kravatını sert bir biçimde sıktım. bana gülerken " Sert kızım benim " diye bana takıldığında dudaklarım kıvrıldı. " Sert seversin sen. " diye söze başladım ." Odanın kilidini kimseye vermemelisin ."diyerek devam ettirdiğimde gülümsedim.
Boğazını temizleyerek bana baktı dudaklarını araladı birşey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi.
Tam cevap verecekti ki Sefin bağırarak mutfağa girdi " Lan siz manyakmısınız !? Bunlar ne s-" cümlesinin tamamlanmasına izjn verilmeden Can'ın gazabına uğradı.
Can gömleğinin yakasını solucan koyup kaçtı. Sefin küfrederek " Siktirin gidin lan evimden! " diye bağırırken derin bir nefes aldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTILI
Jugendliteratur* tüm hakları saklıdır* Hepsinin düşünceleri bir volkan gibiydi, lavlar onları esir alırken, buhar olup havada yağmur taneleri olarak yeryüzüne iniyordu.Her bir yağmur tanesi, bedenlerine değil ruhlarına temas ediyordu. Kimisi bu yağmur tanelerinde...