Takıntılılar ! Kitabı yazmaya başlayalı tam bir buçuk ay olacak.
Sizin için bir isim düşünüyorum size öyle sesleneceğim. Önerilerinizi bekliyorum hepsini okuyacağım parlak fikirlerle gelin ! 😈Bölüm şarkıları;
#Melanie martinez - Dollhouse
# Alessia cara - Wild Things~
Korku. Utanç. Endişe.
Beni şuan tanımlayan 3 kelime tam tamına buydu..
Adım sesleri yaklaşırken ne ben nede Bahoz hareket ediyorduk. İkimizde birbirimize bakıyorduk.
Nefesimi tutmuştum. Hareket etmem gerekiyordu herhangi bir atak..
İkimizden biri biri birşey yapmalıydı ama biz tek bir beden olmuş birbirimize şaşkınlıkla bakıyorduk.Adım seslerini duyduğum an Bahoz'a daha çok sokulmuştum. Bedeninin sıcaklığı beni ürpertmekle beraber üşütüyordu.. Ne hastalıklı bir histi bu böyle.
Refleks olarak boynuna sarılmıştım. Bu yaptığıma kaşlarımı çatarak baktığımda Bahoz'da gözlerini kısmış bana bakıyordu.
Aman allahım !
Düştüğümüz durumu baktığımızda fazlasıyla yanlış anlaşılmakla beraber pozisyonumuz.. Bu durumu anlatacak tek kelime yoktu.
'' Uyanmadınızmı benim yavru ceylanlarım!"diyen Can'ın sesiyle mutfak olduğunu kavramıştım yemek yemeden duramazdı o. Hemen birşeyler yapmam lazımdı. Bizi böyle görürlerse hiç güzel şeyler olmayacaktı.
Bahoz'un gözleri pencereye kayarken şaşkınlıkla ona baktım ayağı kalkıp '' Bir yere ayrılma. '' diyerek etrafa baktım. Tamam sakin ol kızım halledebilirsin.
Endişe ve korkuyla Bahoz'a baktım.
Bahoz'un alayla dudakları yukarı kıvrıldı bana küçümser bir bakış atıp ayağı kalktı yanda duran gömleğini usulca giyip düğmelerini kapatmaya başladı korkuyla önüne geçtim bizi görebilirlerdi ! kısık sesle '' Ne yapıyorsun ?! '' diye tısladım . Sesimi duymasıyla gömleğindeki eli durdu yavaşça başını kaldırdığında o çıra gibi yanan gözlerler karşılaşmam bir oldu.
Kavisli kaşları alayla yukarı kalktığında '' Umurumda mı ? '' dedi. Nasıl bu kadar umursamaz olabiliyordu ! Benim ne kadar zorda olduğumu görmesi gerekirdi.
Ellerimi saçlarımdan geçirip kapıya yürüdüm hızla ve kapattım üstündeki kiliti yana çevirip Bahoz'a doğru ilerlemeye başladım. Çocuklar salona giremezdi zamanım vardı.
Yakalanırsam utançtan ölebilirdim. Açıklama yapmama izin vermeden çekip giderlerdi yüzüme bakmazlardı.
Önüne geçtiğimde sinirle '' Umurunda olmalı. ''dedim .. Bana bakmadan telefonu aldı birşeyler yapıp arka cebine attığında yüzünü kapatan saçlarının ardından bir bakış atıp '' Koala gibi bana yapışan sendin. '' dedi omuz silkerek.
Gözlerim kocaman açıldı dudaklarım aralandı cevap vermeme fırsat kalmadan kapıya inen yumrukla Baran'ın sesi duyuldu '' Sena ? dedi. kapını kulpu aşağı yukarı inince '' Siktir ! kapı kilitli. '' kapıyı dahada zorlamaya başladı. Bakışlarımı kapıdan çevirip Bahoz'a çevirdiğimde bir küfür mırıldanıp pencereye doğru gitti saçlarını elleriyle dağıtıp bir ayağını pencereden sarkıttı. Ona baktım şaşkınlıkla O.. Atlayacakmıydı !
Diğer bacağınıda sarkıtıp Elini arka cebine koyup bir telefon çıkardı benim telefonum ! Göz ucuyla bana bakıp telefonu bana doğru fırlatıp '' Yakala ! '' dedi. Telefona doğru koşup elime aldığımda pencereye baktım. Ben telefonu yakalamaya çalışırken o atlamıştı ! Pencereye doğru hızla gidip aşağıya baktım sağa sola baktım gitmişti. Caddeye baktım hemen bir umutla yoktu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTILI
Roman pour Adolescents* tüm hakları saklıdır* Hepsinin düşünceleri bir volkan gibiydi, lavlar onları esir alırken, buhar olup havada yağmur taneleri olarak yeryüzüne iniyordu.Her bir yağmur tanesi, bedenlerine değil ruhlarına temas ediyordu. Kimisi bu yağmur tanelerinde...