100K şerefine ! Sizi seviyorum
Yorumlarınızı görmek beni mutlu ediyor bu aralar problemlerim olduğu için değişik ruh hallerini bürünüyorum. Mesajlarınıza ihtiyacım olduğunu unutmayın (:
Playist;
# miley cyrus- malibu
#shawn mendes- Treat you better~
Yaşadığımız ilişkiyi adlandırmak insanın farkındalıklarını göz önünde bulundurmasına olanak sağlıyordu. Belirsizliğin verdiği agresiflik ister istemez karşı tarafa bur saldırıda bulunmaya yol açıyordu. Neyse ki o raddeye gelmemiştim. İrademi koruyarak. Bunu yerine çareyi ondan uzaklaşmakta karar kılmış ve kaçmıştım. Fark etmesi uzun surmemişti. Beklenmedik bir anda odamda karşıma çıkmış ve" Kaçıyorsun."diyerek yapbozun parçalarını birleştirmişti. Haklıydı. Neler olduğunun farkındaydı. Ne istediğiminde farkındaydı, bir birey olarak kendi kararlarımızı verebilecek yaşlardaydık. Bir arkadaşlığın temelini atmamıştık, iyi bir başlangıç yaptığımızda söylenemezdi. Beni öpüyor, sevişiyorduk. Peki biz neydik ? Doğru olmadığını bildiğimize rağmen aramızda ki çekim o kadar güçlüydü ki.
Ademoğlu, Havva'nın kızına esir düşüyordu.
°Yatakta uzanmış başımı bahoz'un göğsüne yaslamıştım. Bir elimle de ona belini sarıyordum. Gözleri kapalı çenesini başıma yer edinmişti. Dudaklarımda ki naif sizi kendini hatırlatırken, bir tebessüme yer edindi dudaklarım. Artık yanımda yatan adamı öperken vicdan mahkemesi yapmıyordum. Bunun nedeni ise kollarının arasında olduğum adamla bir ilişkim olduğundandı. Onun bu tür şeylere isim vermeksizin yaşadığını bilsem de ben o kadar rahat bir kız değildim. Bana bir garanti veremeyeceğini söylediğinde anlayışla karşılamıştım. Üstesinden kalkacağıma inanmak istiyordu. Normal bir ilişkimiz olmayacağını bile bile..
Yanında göğsüne yer edindiğim adam edasında bir fazla erkeklik, yerine yerleşmemiş bir olgunluk vardı.
Gözlerini açıp yatakta sağ döndü ve ağır bir hareketle ayağı kalktı, çalışma masanın üstündeki tişörtünü giyerken gözlerime değen bel gamzeleriyle önüme gelen dağılmış saçlarımı arkama attım. Her ne yaşarsak yaşayalım ben küçük bir kız çocuğu gibi bakışlarımı ondan kaçırıyordum. Utanç duygusu bedenimi hapsetmekle beraber bunaltıyordu. Yatakta doğruldum, başımı yatağın başına yaslayarak, lavanta kokulu çiçekli yatağıma baktım. Ona hala bakmıyordum. Bunu biliyordu. Siyah tişörtünü başının üstünden geçirip çabucak giyip yatağa geri geldiğinde karnıma sarıldı.
Ne güzel duyguydu bu böyle.
Başı çıplak olan karnımdaydı ve yumuşak siyah saçlarının temasıyla huylanıyordum.
Huzurlu hissettiren bu davranışı benim için özeldi. Düşünsenize sevdiğiniz adam masum küçük bir çocuk gibi savunmasız ifadeyle karnınıza sarılıyordu. Bu.. bu çok güzel bir duyguydu.
Başını kaldırıp bana baktığında dudakları memnuniyetle kıvrıldı. Bedenini geriye çekip benimle aynı pozisyonu aldığında. Yanında küçük bir kız çocuğu gibi kaldığım gerçeği vardı.
Ona başımı çevirdiğimde ukala bir tavırla beni izliyordu. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp çıktığımda beni ahlaksızca baştan aşağı süzerken. " Üzerini giyin ve gel." Başıyla banyoyu işaret etti.
Banyoya girdiğimde aynanın karşısına geçtim. Aynadaki yansımama göz göze gelince çıkan tablo; dağılmış saçlar, şişmiş dudaklar, kızaran yanaklar ve ışıl ışıl parlayan kahverengilerimdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTILI
Jugendliteratur* tüm hakları saklıdır* Hepsinin düşünceleri bir volkan gibiydi, lavlar onları esir alırken, buhar olup havada yağmur taneleri olarak yeryüzüne iniyordu.Her bir yağmur tanesi, bedenlerine değil ruhlarına temas ediyordu. Kimisi bu yağmur tanelerinde...