Bölüm şarkısıyla okuyun. # Zack hemsey- VengeanceYorum yapın la.
~Şafağın son saatleri
İçim mahşer alanı gibi, kafamdaki tüm sesler şaha geçmiş durumda, tedirginler, hesap verecekler. Korkarak sorgu vakitlerini bekliyorlar. Bense bir tanrı edasıyla olan biteni izliyorum. Durum çok karışık.
Gözlerimi açtım.
*
Uykunun getirdiği mayışıklıkla kısa bir müddet gözlerimi yumdum. Açtığımda; Yadırgadığım huzur etrafımda çıngıraklı yılan gibi belirmişti. Neredeydim ? sorusunu havada bırakarak başımı sağa çevirdim. Sönmek üzere olan şömine ateşi cılız alevleri canlılığını koruyordu. Şöminenin yanında sırtı bana dönük olan Bahoz. Gözlerim bel gamzelerine çevrilince minik bir tebessüm bahşettim dudaklarıma.Gizli bir tebessüm.
Dün yaşadıklarımız gözümün önünde bir beyaz perde gibi canlanınca dünki hırçınlığımdan eser kalmamıştı. Utanç. Utanç beni esir almıyordu.
Ne de korku.
Her ne olursa olsun..
Aramızdaki çekimin boyutu farklıydı bunu ikimizde görebiliyorduk. Dün geceye ait olan tek bir duygu varsa oda. Tutkuydu ve şehvetti. Tartışmasız.
Karnımın guruldamasıyla dudaklarımı ısırdım. Fena şekilde açıkmıştım. Bahoz'a baktım. İlgilendiği herneyse bırakıp omzunun üstünden bana çapkın bir bakış atıp, kafasını sallayarak önüne döndü. " Uyanmışsın. Beni mi dikizliyordun ? " Evet.
"Hayır." Sonuna kadar inkar.
Eline sigara alıp yavaş adımlarla bana doğru ilerledi. Siyah saçları alnına düşmüş, kirpikleri.. siyah kotundan çakmağı çıkarıp yaktı. Bir dizini kırıp bana baktığında bende bir elimi başıma yaslamış ona bakıyordum. Dudaklarını ıslattığında kaşlarımı çattım. O ise bu tepkime bir dudağını kıvırıp sigarasını dudaklarına yaklaştırıp derin bir nefes aldı. Dumanı yavaşça bıraktığında onu izliyordum.
" Gitmemiz gerek. Güzelim. " dedi. Güzelim dedi. Hayır gitmemiz gerekiyordu. Ben ne diyorum ? Benden bir cevap beklediğini belirterek başını yana eğdi. Yatakta oturur pozisyona gelerek dağılmış olan topumuzu açıp saçlarımı serbest bıraktım. " Gitmesek ? " dedim sırıtarak. Bu tepkimi beklemediği açıkça belli edecek bir şekilde tek kaşını kaldırdı. " Gitmesek ? " dedi alay edercesine. Omuz silktim. " Giyin. Sonra çıkalım." Diyerek yavaş adımlarla odadan çıktı.Biz neydik ?
Emin olun bende bilmiyordum.
Ondan ziyade daha yeni yaptığımda neyin nesiydi ? Gitmesek diye sormuştum. Resmen iş atmıştım.Ben davetkâr bir insan değildim.
Değişiyordum.
Şuuru yerinde olmayan bir beyin ile hareket etmek gibiydi yaşadıklarım.
Sorgulamak ve sorgulamamak arasındaki o çizginin içinde sıkışıp kalmıştım. Ve o çizgilerden biri haline gelmiştim.
Farkındaydım.
Ayağı kalktım merdivenlere doğru ilerlerken durdum, omzundan geriye baktım. Burası.. bu yeri. Zihnimin en ücra köşelerine bir not olarak bıraktım. Altını kırmızı kalemle çizmiştim. Vurgu nerdeydi ? diye sorarsınız. Zamandı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTILI
Teen Fiction* tüm hakları saklıdır* Hepsinin düşünceleri bir volkan gibiydi, lavlar onları esir alırken, buhar olup havada yağmur taneleri olarak yeryüzüne iniyordu.Her bir yağmur tanesi, bedenlerine değil ruhlarına temas ediyordu. Kimisi bu yağmur tanelerinde...