Plan

25.2K 1.6K 759
                                    


Ben asla erkek düşkünü bir kız olmadım, sevgili deseniz 5 parmağı geçmedi hiçbirzaman.  Şimdi diyeceksiniz hele bak sen masum ayaklarına ama öyle değildi cidden kimseyle ilişki yürütemiyordum nedensizce ayrılıklar bir bakmışım ilişkinin en güzel aylarında bitişler oluyordu. Bana göre herşeyin vakti ve zamanı vardı düşüncesini savunsam bile kendimi böyle avutuyorum şuan..

Kızlardan çok erkeklerle daha iyi iletişim kuruyordum. Bu durumu yargılayanlar olmuştu. Daha çok eğleniyor olmam yargılanıyordu. Bir de hep o yakışıklı erkeklerin ortasında dünyaya kanka olarak gelmiş kız modundaydım denebilecek düzeyde bir kızdım. Galiba yanlışlıkla kanka ölüyordum kimi beğensem yakın arkadaşım oluyordu.

Şanslı bir kızım.

İyi güldünüz demi bu lafıma.

Bahstsız bir kızdım olacaktı o.

Birde ben bu kötü çocuk adı kız olayını hiç anlamıyorum fazla mı klişeydi ? Dürüst olun.

Fazla klişe bir durum.

Etkilendiğim erkek olmuştur her kız gibi lakin bunlar bir heves olup tozlu sayfaların mısralarında yer edindi birer tecrübe olarak. Bahoz sınıfa girerken Sıramdan doğrulup onu incelemeye başlamıştım. Çok normal bir hareket sınıfa kim girse o kafa otomatik olarak kalkıyordu zaten. Normal erkek standartların üstümdeydi. Yakışıklıydı.Esmer erkeklerin kanı bir başka olur derler ya bana hep daha tatlı gelmişlerdi bu sebepten. Ama onun bembeyaz teni amaçsız bir şekilde güzeldi. Gözlerimi kıstım.

Ve evet hoşuma gittiği için incelemeye başladım.
Siyah saçları..Kömür gözleri.. evet sınıfa girdiğinden beri onu inceliyor ve kafamda tartıyordum.

Bir insana uzun süre bakarsanız oda size bakar derler ya bakmadı diyelim bakışları üzerinde hissedip refleks olarak bakar. Bu nedense bu çocukta işlemedi.

En arka sıraya doğru soğukla ilerleyip çantasını nazikçe sıranın üstüne bırakıp kimseye göz teması kurmadan kapıya doğru ilerledigi zamana kadar ona bakıyordum.

Yani hoş çocuktu.

Nasıl biriydi merak etmedim değil, zamanla öğrenecektik.

Zilin sesi kulaklarımda yankılanırken 1 yada 2 saniye sonra sınıfa giren Sefin'le yavaşça sıramdan kalktım.

Kapıya yaslanmış şekilde beni bekliyordu, Derin'e baktığımda arka sıraya geçmiş resim çizimlerini önüne bırakmış endişeli bir şekilde karalama çalışmasını yetiştirmeye çalışıyordu. Sefin'in yanına gittim.

Elini omzuna atıp " Fazla dalgınsın " dedi. Uykusuzdum sadece.

Gülümseyip " Uyuyamadım ondandır. " dedim gülerek kafasını salladı. Sefin bu okulda tanıdığım ilk arkadaşımdı. Okulun ilk günlerinde bana sulanan erkeklerden kurtardığı günden beri yakın arkadaştık beni kardeşi gibi kollar hep. Yeri her daim farklıydı. Bunu hareketleriyle dile getiriyordu.

Sohbet ede ede merdivenlerden çıkıp kantine doğru ilerledik kalabalığa rağmen boş masa bulup 2 çay alıp oturduk.

Oturduğumuz dakikadan beri canı birşeye sıkılmış gibiydi, derin nefesler alıp bırakıyordu, kaşlarımı çattım

Bana bakması için hafifçe eline dokundum, bakışları dokunduğum ellerinden yavaşça gözlerime çıktı." Sorun ne ? "

TAKINTILI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin