İyi okumalar.# Bölüm şarkısı ; no clear mind - A new sun
Hatırlatma ;
Kulağımı tırmalayan adeta donup kalmamı sağlayan o iğrenç tiz ses " Ah! Merhaba geç kaldığım için üzgünüm " dediğinde hareket bile edemiyordum. Kızlara baktığımda onların da benle aynı durumda olduğunu görmemle başımı yukarı kaldırıp sert bakışlarla ayakta duran kıza baktım.EBRU
~
Tüm sinirlerim alt üst olmuş, başımda duran Ebru'ya bakıyordum. Sinirle bir nefes aldığımda Derin ağır hareketlerle Yağmur'a dönüp kibirle bir gülüş sergileyerek soru sorarcasına tek kaşını kaldırdı.Asıl soru bu kızın burada ne işi vardı !
Şevval bana doğru eğilerek " Kalkıyoruz " dediğinde. "Bekle" diyerek durdurdum. Yağmur'a soracak bir hesabım vardı. Ebru nereden çıkmıştı ? Asıl amaçlı neydi öğrenmeden bu masadan kalkmak yoktu.
Masadakilere sırayla baktığımda hepsi sandalyelerini geriye çekip ayağı kalkıp Ebru'yla selamlaşıyor ve sarılıyorlardı. Dikkatimi çeken ise Siya hiç istifini bozmadan oturup önündeki içeceğinin pipetiyle oynamasıydı.
Ebru masaya oturduğunda bakışları beni buldu baştan aşağı süzüp saçlarını savurup Siya'ya " Ah siya sendemi buradaydın çok özlemiştim seni "diye bir yapmacık konuşma ortaya attığında yüzümü buruşturmadan edemedim umursamadan siya geriye yaslanıp önündeki sigarayı usulca ellerine alıp yaktı. Ebru'ya baktığımda bozulmuş bir suratla karşılaştım. Gülümseyerek hemen Günday'a yöneldi çaktırmayaya çalışarak . Derin ve Şevval kaşları yukarıda Siya'ya bakıyordu.
Ben bu kızı ilk gördüğümde boşuna sevmemişim.
Gözlerim Yağmur'u aradığında masada olmadığını gördüm. Ayağı kalkıp aramama engel olan şey ise .. Ebru'nun tiz sesiyle " Bunların burda ne işi var ?" demeseydi. Gözlerimi kapatıp bir olay çıkmaması için derin nefesler alıyordum. Yediği dayak yetmemişti galiba. Resmen Sena camon me fuck diyordu.
Şevval masadan doğrulup " Yediğin dayak yetmemiş galiba " diyerek güldü.
Ya şimdi kızları alıp gidecektim ya da burada bir kaos ortamı yaratacaktım.
Gönlüm her ne kadar ikinci seçeneği olumlu görsede. Mantığım onay vermiyordu.
Biz buraya davet edilmiştik ve misafirdik. Bunu göz önüne alınca kendimizi küçük duramama düşürmemek adına. Asaletimizle kalkacaktık.Ayağı kalkıp soğuk bir sesle " İyi geceler" diyerek kalktım. Kızlar ise sadece baş selamı vererek arkamdan geliyorlardı.
Yağmur ise ortalıkta yoktu.
Mekandan çıktığımızda bize seslenen sesle kaşlarımı çatıp arkamı döndüm, Bir de bakıyormuşum Bahoz falan... Boynuma atlıyormuş filan. Nasıl imkansız hayal kurdum iki dakikada ama..
Buna nazaran da Siya'yı beklemiyordum açıkçası.Siya bize seri adımlarla gelip samimi bir sesle "Orada tek bıraktınız resmen " dedi.
Derin imayla " Sevmiyorsun anlaşılan arkadaşlarını. "dediğinde imayi tabiki de anlamıştı. Siya gülerek " Aynı arkadaş ortamındayız. Bazı istisnalar sonucu konuşmak zorunda kalıyorum." diye açıklamada bulundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTILI
Novela Juvenil* tüm hakları saklıdır* Hepsinin düşünceleri bir volkan gibiydi, lavlar onları esir alırken, buhar olup havada yağmur taneleri olarak yeryüzüne iniyordu.Her bir yağmur tanesi, bedenlerine değil ruhlarına temas ediyordu. Kimisi bu yağmur tanelerinde...