Yarış 2

6.8K 398 242
                                    


Okul nedeniyle uzun süre bölüm atamayacağım sizi seviyorum vakit bulduğum an yazacağım hep 🌹


~
Kapının zil sesi beni rahatsız etmekle beraber huysuzlandırmıştı. Kimdi bu gelen allahaşkına ?

Masada herkes bana bakınca homurdanarak kalktım sandalyemden, kapıya doğru ilerleyip bu saatte kimin geleceğini düşünürken acaba Bahoz mu ? dlye düşünmeden edememiştim.

Kapıyı açtığımda Siya ve Mirhanı görmemle gözlerim yuvalarından çıkacaktı. Bana gülen gözlerle bakan Siya elindeki poşeti bana uzatıp içeri geçtiğinde Mirhan ise baş selamı vererek içeri girdi.

Elimdeki poşetle kapının önünde kaldım.

Başımı iki yana sallayıp içeri geçtiğimde koyu bir muhabbetin içinde olan canım arkadaşlarım (!) Yemek yiyorlardı. Somurtarak sandalyeme oturdum, yemek boyunca pek fazla konuşmamış masada konuşulanları dinlemiştim. Dikkatimi çeken ise Mirhan ve Derin'in birbirleri olan kaçamak bakışlarıydı ki Siya ve Baran'ı söylemiyorum bile.

Masayı kızlarla kaldırdığımızda bulaşıkları yerleştiriyordum. Şevval çay üstüne vermişti Siya'da çerezleri kaplara koyuyordu. Bulaşıkları yerleştirdikten sonra buzdolabından kekleri çıkartıp masaya bıraktığımda kaşık almak için arkamı döndüğümde Siya koluma dokundu.

Ona baktığımda yüzündeki endişeli hali kaşlarımı çatmama neden olmuştu." Siya ? " dedim beklercesine gülümseyerek " İyimisin ? " dediğinde sırıtarak " Alev alıyorum bebeğim ya sen ? " dedim. Bu halim onu tatmin edecekki gülerek yanımdan geçip kalçasını kalçama vurup " Deli kız " diyerek yanımdan geçti.

Sonraki dakikalar oturup muhabbet etmekle geçmişti. Herkes ayaklandığında fazlasıyla yorgundum Seher'in neden böyle birşey yaptığını anlamamakla beraber pek umrumda olmadığı gerçeği canımı sıkmıştı.
Kapıya geldiğimizde Sefin bana baktığında bende ona düz düz baktım. Baran yanıma gelip bir abi edasıyla alnımı öpüp" Yorgun görünüyorsun uyu." dediğinde gülümsedim. Can saçımı çekip " Bu ne hal kız ? Sende oldun memesiz gibi azcık yemek ye" deyip sırıttı. Derin sinirli bir halle Can'a tırnaklarını batırdığında Can onu kollarıyla sarmalayıp saçını öptü asıl olay ise Mirhan'ın sert gözleriyle onları izlemesiydi.

Herkes gittiğinde Mirhan ayakkabısını giyip başıyla selam verdi " Kendine dikkat et." diyerek asansöre bindi.

Yorgun bitkin bir halde kapıyı örterken bıkkınca nefesimi üfledim. Ne demek istemişti şimdi bu ?

Galiba ben hiçbirzaman  Bahoz'un tayfasını anlamayacaktım. Galiba değil hiçbirzaman.

Seher çoktan uyumuştu yarın gidiyordu fazlasıyla yorgun görünüyordu o yüzden üstelemeden odasına gidip yanağına sulu bir öpücük bırakıp odadan çıktım.

Dişimi fırçalayıp banyodan çıktığımda odamı telefonumun zil sesi doldurmuştu. Topuz yaptığım saçlarımı açıp yatağıma yüzüstü uzandım. Tanımadığım numarayı görünce kaş çatarak baktım. Yan tarafımda duran inekli şişemden bir yudum alıp telefonu açtım.


" Alo ? "  diyerek karşı tarafın konuşmasını bekledim  ufak heyecan kırıntılarıyla.

" Sena " diyen sesini duyduğum an beynim durmuştu.  Bu ses ona aitti değil mi ?

TAKINTILI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin