"Alo, Jongin?"
"Bir saniye. Başarılı avukat Do Kyungsoo kendi isteği dahilinde beni mi arıyor yoksa ben mi yanlış görüyorum?" Jongin telefonunun ekranına bakıp emin olduktan sonra tekrar götürmüştü telefonu kulağına.
"Dalga geçeceksen kapatıyorum."
"Hayır! Hayır! Şaşırdım sadece. Benimle konuşma nedeninin olmadığını söylerdin hep. Ne o artık yakınlaştık mı?"
"Onun gibi bir şey." Kyungsoo utangaçça mırıldanırken Jongin sessizce kıkırdamıştı.
"Peki bu aramayı neye borçluyuz?"
"Aslında... Ah her neyse boşver. Aramadım say."
"Bana ne olduğunu söyler misin hemen. Gerçekten dalga geçmeyeceğim."
"Elimde iki tane parti bileti var gidecek arkadaşım yok ve biletler ziyan olsun istemiyorum. Yanlış anlama seninle gitmek istediğimden değil. Zaten benimle gitmek zorunda değilsin. İki bileti de sana verebilirim. Şu geçen gördüğüm güzel yüzlü çocukla gidersin istersen. Gerçi başka arkadaşların da vardır senin ben gibi yalnız değilsin. Eğlenceli olacak gibi. Yaza veda partisiymiş. Öyle ortamları pek sevmem zaten ben. Sen git en iyisi ya, belki tanıdığın bi kız varsa onunla da gidebilirsin. Ben veriyorum diye illa benimle gitmek zorunda gibi hissetme kendini."
"Kyungsoo..." Jongin uzun süren bu saçma konuşma yüzünden nefes almıştı. Kyungsoo'nun avukat olmasına şaşmıyordu. Sonsuz bir hızda nefessiz konuşabiliyordu. "Gidelim."
"N-ne?"
"Birlikte gidelim."
"Benimle gelmek zorun-"
"Seninle gitmek istiyorum. Biletimi başkasına verirsen ölürsün."
"T-tamam."
"Şimdi işime dönmem lazım kapatıyorum, bana ne zaman olduğuna dair bilgi verirsin."
"Bazen bir işin olduğuna inanasım gelmiyor ama iyi çalışmalar."
"Sana da." Jongin gülerek telefonu kapattığında ona donuk bakışlarla bakan arkadaşlarıyla karşılaştı.
"Jongin telefonla konuşurken salak salak sırıtıyor mu ben mi yanlış görüyorum?" Yixing'in ağzına götürmek üzere olduğu kahvesi elinde asılı kalmış şaşkınlıkla bakıyordu.
"Hem de tam proje üzerinde çalışırken?" Luhan da Yixing'i desteklemişti.
"Eğer şu baykuş çocuk işini yapmana engel oluyorsa haber ver. Seni işten kovayım." Wufan'ın sırıtmasıyla Jongin gözlerini devirmişti. Her şeyi abartmakta üstlerine yoktu.
"Ne alakası var? Komik bir şey hakkında konuşuyorduk." Fakat yalan söylemeyi beceremeyip gözlerini hemen arkasındaki projeksiyon perdesine yöneltmişti.
"Evet ve sen genelde komik konuşmalarda elini masaya vurarak hayvan gibi gülmek yerine saf bir gülümsemeyle elindeki lazer kalemiyle oynarsın."
Bir peri Jongin'e üç dilek şansı verseydi bu üçünü de Sehun'u öldürmek için kullanırdı. Hatta ilk dileğinde onu öldürür, ikincisinde tekrardan hayata döndürür, üçüncüsünde yeniden ölmesini isterdi."Tamam, siz kazandınız. Gülümsüyor, ayağımı nedensizce yere sürtüyor ve lazer kalemiyle oynuyordum. Hatta kırıldı bile. Sehun o çokbilmiş götünü kaldır ve dolaptan bana yeni bir kalem ver."
"İşe yarayan tek çalışanım aşık olduğuna göre şirketi kapatıp sahil kenarında gidip balıkçılık falan yapalım."
"Birincisi ben senin çalışanın değilim Wufan, bu şirketi açmanda sana en çok yardımı dokunan kişi bendim, ortağın sayılırım Ve daha da önemlisi ben aşık değilim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Owl Divorce Agency
FanfictionOnların görevi, diğerlerinin aksine birleştirmek değil, ayırmaktı. -Dragon Dating Agency 2. Sezon-