"Geceleri ışıl ışıl olsa da gündüzleri buraları korkutucu oluyor." Jongin arabasını gece olan doluluğun aksine boş sokağa durdurmuştu.
"Yıldızlar gibi." Kyungsoo gülerek güneşin hakim olduğu gökyüzüne bakmıştı. Neden bu kadar edebi bir cümleyle karşılık verdiğinden emin değildi.
"Senin gibi." Ve Jongin'in cevabı daha dramatikti.
"Biliyor musun? Senden gizlediğim bir özel yeteneğim daha var." Kyungsoo bilmiş bir tavırla söylemişti.
"Neymiş o?"
"Bana asılanların boynunu kırmak." Kyungsoo'nun yüzündeki masum gülümseme, hiç de masum niyetler içermiyordu.
"Bazen korkutucu olabiliyorsun." Jongin tüyleri diken diken olmuşcasına, abartıyla ellerini kollarına sürtmüştü.
"Biliyorum. Bu da başka bir özel gücüm."
"Bence asıl gücün bu." İkisi birlikte dün geceki kulübe ilerlerken Kyungsoo bu sessiz sokağa baktığında şaşırıyordu. Geceleri oldukça ışıltılı, gürültülü, kalabalık olan sokak şimdi terk edilmiş bir şehrin ara sokaklarından biri gibi görünüyordu sadece.
Kulübün ihtişamlı o kapısı bile kapanıp üzerine sprey boyayla yazıların yazılmış olduğu demir, kalın kepenkler indiğinde işin bütün büyüsü kaçıyordu.
"Otopark kapısı kapalı." Jongin büyük otopark kapısını sarstığında herhangi bir açılma belirtisi görememişti.
"Arabam orda." Kyungsoo parmakları üzerinde, yüksek duvarın gerisinde duran arabasına baktığında sevdiği birini parmaklıklar ardında bırakmış gibi görünüyordu.
"Gece olmadan alamazsın." Jongin çoktan geri gitme niyetindeydi.
"Ne demek alamam?" Kyunsoo'nun sinirle bağırmasını duyana kadar.
"Kapılı kilitle ve aça-"
"Bak oradaki benim arabam, onu alıp bugün içinde şu çektiğimiz görüntüleri buradan kilometrelerce uzakta oturan kadına götürmem lazım."
"Yapabileceğimiz bir şey yok. Kapıdaki kilidi görmüyor musun?" Jongin olumsuz anlamda başını sallayarak geri dönmeyi denemişti ancak Kyungsoo'nun bakışları yüzünden duraklamak zorunda kalmıştı.
Bir insan hem nasıl yalvarmanın masum bakışlarına, hem de uçuk fikrin neden olduğu korkutucu gülümsemeye sahip olabilirdi bilmiyordu. Fakat Kyungsoo şu an tam olarak da öyleydi.
"Jongin."
"Hayır, Kyungsoo. Hayır." Korkuyla başını iki yana sallamıştı.
"Evet, Jongin. Evet." İstek dolu gözlere ne kadar hayır diyebilirse o kadar hayır demişti Jongin de.
"Kyungsoo bu delilik."
"Süper güçlerin olduğunu söylemiyor muydun? Hadi!" Elinden tutup kapıya doğru çekiştirirken Jongin bir anda neden böyle bir şeyi yapmak zorunda olduğunu düşünüyordu.
Dün gece Kyungsoo tam bir ayaklı afete dönüşüp bütün bu şeylere sebep olurken Jongin'e sormamıştı sonuçta.
Ve Jongin'in yaptığı şey onun dün geceki halini kafasından atmak için başını iki yana sallamak oldu.
"Bunu neden ben yapmak zorundayım?" Şikayet ederek dıvara yaklaşmıştı.
"Çünkü süper kahramanlar öyle yapar." Kyungsoo onu destekliyor muydu yoksa dalga mı geçiyordu anlamamıştı.
Ancak belki de Jongin bunu da yeni bir plan olarak görürse başarıya ulaşacağından emindi.
![](https://img.wattpad.com/cover/44125692-288-k68036.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Owl Divorce Agency
FanficOnların görevi, diğerlerinin aksine birleştirmek değil, ayırmaktı. -Dragon Dating Agency 2. Sezon-