22. Bölüm

5K 390 204
                                    



"Bu akşam boş musun?"

"Sen de nereden çıktın?"

"Teşekkür ederim, ben de iyiyim." Ofisinden çıkıp bana sadece göz ucuyla bakarak kaldırımda ilerlemeye başlayan Kyungsoo'yu takip etmiştim. Bu davranışı bile oldukça rahat ve havalıydı. 

Sanki her gün beni burada, iş çıkışında görüyormuş gibiydi. Gayet doğal bir şekilde ellerini takımın cebine sokup yürümeye başlamıştı.

"Nasıl olduğumu sormadın ki?" Gerçekten hala yüzüme bakmamıştı bile. Sadece yüzünde hafif bir tebessüm olduğunu anlayabiliyordum. 

Hoşuma gitmiyor değildi onun bu sakin halleri fakat bugün, bir şekilde, birazcık ilgiye muhtaçtım.

"Bu kadar hazır cevap olmak zorunda mısın ki?"

"Benim işim bu." Omuz silkip yürürken duraklamıştım. Buraya kadardı. Birkaç adımda açılan mesafemizi kapatıp kolundan çekerek bedenini hemen yanımızda duran binanın duvarına yaslamıştım.

"Görmek isterim, o cübbenin içinde ne kadar seksi olduğunu ve nasıl ateşli konuşmalar yaptığını." Alnımı alnına yaslayıp konuştuğumda şaşırmak, utanmak ya da tepki göstermek yerine gözlerini gözlerime dikmişti. 

Emindim, sırf bu bakışlarıyla bile ikna edebilirdi insanları, sırf bakışlarıyla bile katil olmayan biri katilim derdi.

Ya da benim gibi birini bile rahatça etkileyebilirdi.

"Ücretimi ödeyebilir misin?" Cesurca sorusu kalbimin hızını arttırmıştı.

"Bunun için önce suç işlemem gerekmiyor mu?"

"Şu an beni böyle sokakta sıkıştırarak suç işliyorsun zaten. Taciz suçu ülkemizde küçümsenecek bir suç değil, biliyorsun." 

"Peki... Bu taciz suçuna bir de seni böyle öpmemi eklersek cezam ne kadar olur?" Soruma cevap bile beklemeden dudaklarını dudaklarımın arasına almıştım.

Sadece bakışları değildi bir insanı, en önemlisi de beni etkileyen şey. Dudakları da bir o kadar etkileyiciydi. O dudaklardan çıkan sözlere itiraz eden bir hakim olabileceğini düşünmüyordum. Ya da onu öpmeden geçireceğim herhangi bir zamanımın olacağını.

"Seni artık ben bile kurtaramam Kim Jongin." Dudaklarımız ayrıldığında yüzündeki geniş gülümsemeyle cevap vermişti.

"Neden? O kadar çok mu büyük suçum?"

"Oldukça büyük."

"Cezam ne peki?"

"Bu." Yakalarımdan tutup parmak uçlarında yükselerek bu sefer de o öpmeye başlamıştı beni. Suç işlemeye hiç bu kadar meyilli olduğum bir dönemim olmamıştı şimdiye kadar.

"Daha büyük suçlar işlersem daha büyük cezalar alabilir miyim peki?"

"Bu gece olmaz Jongin, yorgunum." Açıkça niyetini belli eden teklifime karnımdan bedenimi ittirerek karşılık vermişti. Yüzündeki gülümseme ise, bu gece olur Jongin ancak uğraşman lazım, anlamı taşıyordu.

Yani bana göre.

Yani, umarım.

"Bu arada bir şey itiraf etmem gerekirse ben yemek yedim." Sehun'un söylediği pizzaya hayır diyememiştim. Sonuçta o pizzaydı.

"Ben de zaten tok olduğumu söyleyecektim." Bu konuda bile uyumlu olmayı başarıyorduk.

"Güzel filmler varmış gidelim mi?"

Owl Divorce AgencyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin