33. Bölüm

4K 349 193
                                    

"Merhaba? Adın..."

"Jongin, Kim Jongin."

"Hoş geldin Jongin, geçsene içeri." Karşımdaki kadının neden geldiğimi, niye burada olduğumu sorgulamamasına şaşırmamıştım. Tavırlarından burada olmamdan oldukça memnun olduğunu gösteriyordu zaten. "Evimin yerini bildiğini bilmiyordum." Ona kapıda konuşmanın yeterli olacağını söyleyememiştim. Çoktan içeri girip açık bir şekilde onu takip etmemi istemişti.

"Biraz zor olsa da buldum."

"Yanında Kyungsoo'yu görememek şaşırtıcı. Son günlerde sürekli birlikte gibiydiniz. Otursana." Antika koltuğa kendini bırakıp bacak bacak üstüne attığında onunla bir sorun çıkmasını istemediğim için kabul edip oturmuştum.

"Ben de onun için gelmiştim aslında."

"Dur bir dakika. Bu bakışı ve konuşmayı iyi bilirim. Oğlumla kavga mı ettiniz?" Başını geri atarak derin bir kahkaha attığında bu kadının Kyungsoo gibi birini nasıl sevemediğini anlayamamıştım. Kyungsoo dünyaya sevilmek için gelmişti oysaki benim gözümde.

"Ufak bir yanlış anlaşılma diyelim."

"Söz konusu Kyungsoo ise hiçbir zaman yanlış anlaşılma diye bir şey olmaz Jongin. Kyungsoo her zaman anlaması gereken şeyi herkesten önce anlar." Dediği bir kısma kadar doğruydu. En azından oğlunu bu yönden iyi tanıyordu.

"Bu sefer yanlış anladı." Onu sevmediğimi düşünüyordu, oyun oynadığımı düşünüyordu, bunların hepsi yanlıştı işte, hiçbir şey anlamamıştı bile.

"Nerede olduğunu sormak için geldin belli ki ama üzgünüm. Kyungsoo bu eve en son iki yıl önce gelmişken sinirlendiğinde hiç gelmez. Hoş, eğer sana kızdıysa karşına çıkmana bile bizin vermez." Bunu biliyor olmak canımı daha çok yakıyordu. Onu bulmam lazımdı ama, ona ulaşmalıydım. Anlatmalıydım her şeyi, böylelikle bu yanlış anlaşılma çözülürdü.

"Gidebileceği bir yer var mı peki? Sonuçta annesi olara-" Elini kaldırıp beni susturmuştu.

"Ben Kyungsoo'nun annesi değilim, avukat olduğunda yaptığı ilk şey benim annelik haklarımı elimden almak oldu. Çok yanlış anlamışsın. Yani bizim öyle saçma bir duygusallığa dayalı anne oğul ilişkimiz yok. Nerede olduğunu bilecek son kişi bile değilim." Bunları anlatmaktan keyif alıyor gibiydi. Saçma mı? Anne oğul olmak ne zamandan beri saçmaydı. "Onunla paylaştığımız tek şey arkadaşları." Göz kırptığında kanım donmuştu. 

Kyungsoo'nun çocukluğunu düşünürken bile acı çekiyordum. Pişmanlığım ve suçluluğum artıyordu. Kim bilir ne kadar çok acı çekmişti. Annesi bile onu sevmezken yıllar boyunca sadece sevilmeyi beklemişti.

Baekhyun haklıydı, annesi haklıydı. Ona ulaşmam imkansızdı. Kalbi o kadar kırılmıştı ki parçalarını yeniden bulana kadar karşısına çıkmama izin vermezdi.

"Öyleyse ben kalkayım. Yine de teşekkür ederim." Ayağa kalktığımda o da ayağa kalkarak koluma dokunmuştu.

"Kyungsoo'nun sevgilisi olman ne acı." Cezbedici bakışları üzerimde gezerken sakin olmak için kendimi zor tutuyordum. Bu kadar korkunç olamazdı. Bir anne, çocuğunun bütün kabuslarından daha da korkutucu olamazdı. "Bu genç yüz Kyungsoo yüzünden üzülmek için fazla güzel." Yanağıma ulaşan eli sert bir şekilde tutmaktan geri duramamıştım. Eğer karşımdaki herhangi biri olsaydı Kyungsoo'nun adını ağzına bu şekilde aldığı için yüzünü bile dağıtabilirdim. Ama elimden iğrenmek dışında bir şey gelmiyordu.

"Kyungsoo'nun dudakları bu güzel yüzün başına gelmiş en güzel şey. İyi geceler." Hızla kapıya yöneldiğimde beni geçirme gereğinde bile bulunmamıştı.

Owl Divorce AgencyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin