21. Bölüm

5.3K 400 231
                                    

"Beni rahat bırakın." Kapıyı karşımdaki Yixing, Wufan ve Jongin'den oluşan üçlünün yüzüne kapatmamak kendimi tutmamın tek nedeni aynı zamanda yalnız kalmak istemememdi.

3 gün geçmişti düğünün ardından ve ben üç gün boyunca kendimi eve kapatmış acı çekiyordum. İlk gün düğünümün mahvolduğuna, bütün konuklara rezil olduğuma ağlamışım. Dün bundan sonra artık hayatıma nasıl devam edeceğimi düşünmüş, işe gitmek istemediğim için ağlamıştım. Bugün ise ağlama sebebim tamamen Sehun'du.

Onu tanıdığımdan beri ilk defa bu kadar uzun süre görememiştim ve ben bunu şu an idrak etmeye başlamıştım. Artık o hayatımda yoktu. Artık bir sevgilim yoktu. Artık Oh Sehun adında, beni her davranışıyla, her yönden deli etmeyi başarabilen aşık olduğum insan yoktu.

Ve o kadar çok yalnızlık çekiyordum ki nefes almanın nasıl bir şey olduğunu unutmuş gibiydim. Sehun yokken nasıl biri olduğumu artık bilmiyordum bile. Bunu bilememek, fakat eski halime dönemeyeceğimi bilmek beni üzüyordu.

Ben Sehun'suz yapamazdım ki, onu tanımadan önceki hayatıma geri dönmek istemiyordum ki. Çünkü o yokken ne yapacağımı bilmiyordum. Ben Sehun'a geri dönmek istiyordum. Beni affetmesi için hiç mi şansım yoktu?

"Tamam geçin ama biriniz bana omzunu feda etmek zorunda." Kapının önünden çekilip bana dünyanın en aciz insanıymışım gibi bakan üçlünün eve girmesini sağlamıştım.

"En geniş omuz Wufan'da onu al." Yayıldığım koltuğa Wufan'ı ittiren Jongin'in ardından dediğim gibi Wufan'ın omzuna başımı dayayıp içimden ağlamama devam etmiştim.

"Ben sadece onu sevdiğim için yapmıştım. Onunla evlenmek istediğim için." Gözlerim dolduğunda diğer yanımı Yixing doldurmuştu.

"Benim yüzümden oldu. Çok özür dilerim." Saçlarımı okşayan yumuşak parmakları onunla tanışıp aynı evde yaşamaya başladığımız gençlik yıllarımızdan beri ilk defa beni rahatlatmıyordu.

"Böyle bir şey yaptığınızda keşke bana da haber verseydiniz en azından ölene kadar Sehun'un öğrenmemesini sağlardım. Planlara dahil olmadığımda böyle başarısızlıkla sonuçlanıyor işte." Jongin kendince beni yatıştırmaya çalışırken içimi daha fazla karanlık kaplamıştı.

"Sen hala burada konuşuyor musun? Eğer o lanet videoyu hazırlamasan bunların hiçbiri olmayacaktı." Eğer olaya bencilce bir açıdan bakarsam Wufan'ın Jongin'ini suçlaması doğruydu. 

Ancak aslında hiçbir şey Jongin'in suçu değildi. Onunla konuşabilirdim. Ona açık açık söyleyebilirdim ama yapmadım.

Ona yalan söyledim, ona oyun oynadım. Aynı durumda ben olsaydım belki evlilikten vazgeçme cesareti gösteremezdim fakat şu bir gerçekti ki ruhsal çöküntü içine girerdim, onunla konuşmazdım ve kendimi rahatsız hissederdim.

Ona hak verdiğim için kendimi daha fazla suçluyordum. Birbirimize değer veriyorduk ve bu yaptığım ise ilişkimize zarar vermemiş net bir şekilde darbe indirmişti.

"Sehun?" Bir anda gelen düşünceyle tutmakta zorlandığım gözyaşımı serbest bırakmıştım. "Sehun nerede? Neden kimse onun yanında değil? Yalnız başına kalmamalı. Benden daha kötü durumda olmalı."

"Yoo gayet iyi durumdaydı. Playstationın başındaydı en son."

"Jongin!" Wufan'ın uyarısı üzerine Jongin omuz silkmişti.

"Neyse ben artık gideyim. Sehun uzun süre rakipsiz oynayamıyor." Jongin kapıya doğru ilerlediğinde seslenerek onu durdurmuştum.

"Jongin. Ona iyi bak olur mu?"

Owl Divorce AgencyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin