25. Bölüm

5.5K 379 193
                                    

Ya drama queen boi olarak gerçekten fluff yazma işinde iyi değilim araya dram entrika kötülük haset fesatlık gıybet falan sokmayınca cidden bocalıyorum :( İlhamım uzaklara uçmuştu baya cidden :( 

Bu yüzden o kadar beklemenize rağmen kötü bir bölüm olduysa özür dilerim :( 

İyi okumalar <3


----


Günlerin bu kadar hızlı geçebildiğine ilk defa bu kadar keskin bir şekilde şahit olmuştum. Zaman ilk defa bu kadar hızlı, güzel ve anlamlı geçiyordu.

Yüzüme sıcaktan yapışmış saçlarımı geriye taramak için kaldırdığım kolumla birlikte göğsümde yatan beden hafif bir mırıltı eşliğinde başını sağ tarafına çevirmişti. Kyungsoo'nun çıplak omzuna hafif bir öpücük bırakarak yüzümdeki gülümsemeyle odamın geniş camından görünen gökyüzüne bakmıştım.

Yine onun kollarımda olduğu bir sabaha merhaba diyordum ve buna kısa sürede o kadar çok alışmıştım ki bazen ayrı yattığımız geceler tuhaf gelmeye başlamıştı.

"Kapat şu perdeyi!" Huysuzca bağırarak yüzünü örtünün altına saklarken kahkaha atarak örtüyü çekmiştim.

"Uyan hadi."

"Uykum var!" Benden ayrılıp yatağın köşesine kaçıp kıvrılmıştı. Büyük yatağımın içinde adete kaybolan bedenine arkadan yaklaşıp kollarımın arasına aldığımda itiraz edercesine mırıldansa da karşı çıkmamıştı.

Ensesine bastırdığım dudaklarımla birlikte kokusunu içime çekerek onun bana daha çok yakınlaşmasını sağlamıştım.

İki hafta geçmişti çoğu şeyin üzerinden. İki hafta önce ilk defa yatağımda yatmıştı. İki hafta önce ilk defa kokularımız karışmıştı bu yatakta. Kendimizi, kalbimizi açmıştık o zaman. Birlikte olmayı deniyorduk iki haftadır. Ve her şey olması gerekenden çok daha güzeldi. 

Bazen bana taşınmasını deli gibi istesem de bunun için henüz erken olduğunu biliyordum.

Sadece gözlerinin içine bakarak bile onu tanıyabildiğimi düşünsem de biraz daha zaman geçmesi gerekiyordu. Birbirimizi üzmeyeceğimizden, ya da herhangi bir sorun olsa bile yine birbirimizin yanında olacağımıza dair emin olmalıydık öncelikle. Onu kırmayacağımdan, yaşadığı üzüntüleri bir daha ona tattırmayacağımdan emin olmam lazımdı. Güven kazanmalıydık ilk önce, ilişkimize güvenmeliydik.

Deneyeceğimizi söylemiştik, ikimizin de isteği buydu ancak neden her şey deneme süresine göre oldukça kusursuz ilerliyordu? İki hafta olmasına rağmen sanki uzun zamandır hayatımda gibiydi, sanki uzun zamandır benim, benim sevgilim gibiydi.

"Niye gülüyorsun?" Şiş olmasına rağmen hala sıradan birine göre büyük olan gözlerini üzerime diktiğinde daha fazla gülmüştüm.

"Birbirimizi kötü etkiliyoruz çünkü." Kaşlarını çatarak bedenini bana döndürmüştü.

"Bu ne demek şimdi?"

"Eskiden ben sabahları uyanamazdım, şimdi ise sen uyanamıyorsun. Tam tersiydi ilk başlarda." Siyah, parlak saçlarını tutam tutam severken herhangi bir duygu beslemiyor gibi görünen dik bakışları benim için oldukça şey barındırıyordu.

Sürekli gülümsememi sağlayacak kadar tatlı olmaları da buna dahildi.

"Bunun nedeni ne acaba hiç düşündün mü?"

Owl Divorce AgencyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin