Bölüm 7

40.4K 3.1K 611
                                    

Zor sınavlar, güçlü insanlar yetiştirir.
......

Kisor büyücüsünün dedikleri beynime mermi gibi saplanmıştı. Her şeyin bittiğini söylüyordu. Yaptığım her şey boşa mı gitmişti yani?! Korku tüm vucudumu esir alınca başım hafif dönüyor, etraf kararıyordu sanki. Adonis beni tutarak kenarda bulunan koltuğa oturttu. O da en az benim kadar şaşırmış görünüyordu. Erastus ise gözlerini bir yere dikmiş düşünceler içerisindeydi. Her şey bu kadar çabuk bitemezdi. Bu duruma gelmek için uğraşmıştık. En azından umut etmiştim. 

"Na..Nasıl yani? Şimdi her şey boşa mı gitti? Ne olacak? Yakalanırsam ne yapacaklar bana?"

"Sakin ol Despina."

"Sakin falan olamam. Öldürecekler mi beni? Korkuyorum, nasıl sakin olayım?"

Delirmiş gibiydim. Ayağı kalkarak bir o yana bir bu yana dönüyordum. Korkuyordum. Hayır olmamalıydı. Ben..Ben yapamazdım. Kaçmalıydım belki de ama Kisor büyücüsü her yeri arayacaklarını söylemişti. Adonis yanıma gelerek 'sakin ol. Sakin ol ki bu duruma bir çözüm getirelim.' demişti. Yüzümü ellerimin arasına alarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Tekrar rahatlamak umuduyla koltuğa oturdum.

"Kaçsam? Beni bulamayacakları bir yer yok mu? Büyü yapsanız ya da başka bir şey. Çözümü olmalı."

"Arama yapılacağı gün gece bekçileri orman dışına çıkarak şehre inecek. Arama yapacak askerler özel eğitim almış, özel kişilerdir. Büyü, kullandıkları malzemede işe yaramayacak. Bak Despina tam anlamıyla hiçbir şey bilmiyorsun aslında. Her doğan kişi kayıt edilir. Yetenekleri, görünüşleri, parmak izleri. Her şeyi. Bir evde kaç kişi yaşanıyor bilinir. Arama yapılacağı gün her tarafta siren sesleri duyulacak. İki defa çalınacak ve bu aramanın başlayacağı anlamındadır. Bunu her Kisor bilir. Herkes kendi evinde olmak zorundadır ve dışarı çıkma yasağı uygulanır. Adonislerin evindeki kişi sayısı belli, sen orada olamazsın. Taş ise her şeyi ortaya çıkarır. Çözüm yok Despina. Üzgünüm."

Ölecektim. Belki de ölümden daha kötüsü olurdu. Kisorları öldüren kişinin intikamını benden alırlardı. Adonisi ve ailesini de tehlikeye atamazdım. Beni korumaktan onları da öldürürlerdi. Bu çok bencilceydi. 

"Gidiyorum."

Adonis hareketlenerek kolumu tuttu.

"Saçmalama nereye gidiyorsun?"

"Sizi de tehlikeye atamam. Ormana kaçarım kendimi yakalattırırım."

"Buna gerek yok. Bir şey buluruz. Aramanın ne zaman olacağını bilmiyoruz henüz."

Erastus da Adonis'e destek çıkarak eve gitmemizi ve ailesine de anlatmamız gerektiğini söyledi. Ne kadar dirensem de Erastus bile izin vermeyerek gitmemi engelledi. Eve geldiğimizde Adonis'in annesi bizi içeri alarak merak içerisinde ne olduğunu anlatmamızı istedi. Adonis olan her şeyi anlattıktan sonra Adonis'in annesi baya korkmuş ve üzülmüşe benziyordu. Korku nedeni benim için mi kendileri için mi anlayamamıştım ama kendileri için ise bile haklılardı. Adonis'in babası soğuk kanlılıkla susmuş bir şey dememişti. Beni evden kovabilirlerdi veya gitmemi isteyebilirlerdi. Hepsinde haklılardı ama öyle yapmamış uyumamızı ve yarın bu konuyu iyice tartışıp bir çözüm bulmamız gerektiğini söylemişlerdi. Tanımadıkları bir insan için neden kendi canlarını tehlikeye atıyorlardı peki? Onlardaki iyi niyetliliğe minnettardım ve tek dileğim onların başına benim yüzümden bir şey gelmemesiydi. Yattığımda Adonis yorganı üzerime örtmüştü ve 'endişelenme bir şey olmayacak.' demişti. Bu durumda bile bana destek çıkıyordu. Ona borcumu nasıl öderdim? Adonis odadan çıktıktan sonra hemen uyuyamasam bile bir süre sonra göz kapaklarım ağırlaşmış ve kendimi uykuya bırakmıştım.

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin