Bölüm 53

23.9K 1.8K 729
                                    

Medya Elka.
.....

Elka'nın öfkeli bağırışına karşılık Kate gülümsedi. Hyacinthe dirilir dirilmez saldırıya uğramıştı. Yere çömelmiş bir halde kolunu tutuyordu ve acı içinde kıvranıyordu.

Elka öfkeyle yerden karı yükselterek buzlandırdı ve Kate'e fırlattı. Kate kılıcını kaldırarak buz parçalarını engelledi. Elka ani hareketle Hyacinthe'e eğilerek kolunu inceledi. Bakışlarımı Azraile çevirdiğimde 'gölgeyi yakala' dedim ve sırtımdaki kırbacı çıkararak Kate'e ilerledim.

Kate'e yaklaştığımda 'bu olmaz Kate' dedim alayla.

"Ekipmanlarına ve yardımcısına sahip değil. Bu adil olmaz."

Kate alayla gülerek 'bu kimin umurunda' dedi.

"Benim umrumda. Olmamalıydı belki de. Size adaletli olması için binayı hiç aktif etmemeliydim. Dirildiğiniz vakit öldürmeliydim sizi. Öyle mi?"

Kate tek kaşını kaldırarak 'evet işte bu akıllıca olurdu' dedi.

"Ama sen de akıl aramıyorum."

Kahkaha attığımda Kate de alayla güldü.

"Ah Kate o kadar aptal görünüyorsun ki."

Lafımı bitirdikten sonra kırbacı hızla Kate'e salladım. Bacağına çok sert bir şekilde vurduğumda yere çöktü. Bacağı kanıyordu. Kate ayaklanarak öfkeyle kılıcını üstüme salladı. Ani hareketle sıyrıldığımda kırbacı koluna sallayarak sardım. Hızla çekerek kafamla suratına indirdiğimde elinden kılıcını aldım. Kate bağırarak hançerini çekerek yüzüme salladı. Yüzümde çok derin olmayan bir çizik oluştuğunda elimle yüzüme dokundum. Kanıyordu.

Daha fazla sinirlenerek kılıcımı çektim. Art arda yaptığım saldırı sonucu Kate geriye doğru çekildi. Gözü gölgeyi aradığında gözü arkama takıldı. Azrail gölgeyi tutuyor olmalıydı. O sırada Anda'nın sesi duyuldu.

"Durun!"

Bakışlar Andaya döndüğünde Anda hızla Kate'nin yanına geçti.

"Sürekli kavgaya gerek yok."

Bakışları Elkadaydı. Onu yanında istediği o kadar çok belliydi ki. Kavga Anda'nın göbek adıydı. Bu tavırları çok saçmaydı.

Elka öfkeyle bağırdı.

"Bunu ödeyeceksin Kate. Yakında geleceğim."

Anda Kate'i zorla götürürken Kate bağırdı.

"Bekliyor olacağım aptal buz küpü."

Azrail geriye savrulduğunda Elka onu tuttu. Gölge elinden kaçmış olmalıydı. Azrail hızla yanıma gelerek yüzüme dokunduğunda eline kan bulaştı.

"Karışım hazırlayıp süreriz. Özel bir yaprakla üstünü örteceğim. İz kalmaz."

"Kahretsin kötü görünüyor olmalı. Tam da yüzümde."

Azrail derince baktıktan sonra 'hayır kötü görünmüyor' dedi. Hızla ayaklanarak Elka'nın yanına ilerledim. Hyacinthe yerde kolunda ok ile bekliyordu. Elka 'dayanmaya çalış' dedi ve oku kolundan tam olarak geçirdi. Ucunu kırdıktan sonra oku kolundan çekip çıkardı. Hyacinthe acı içinde bağırmıştı. Garibime giden şey ise kanının rengi bizim gibi değildi. Tuhafıma gitmişti.

Hyacinthe ağlamaklı olduğunda Elka yarasını inceledi.

"Kahretsin zehirli bu."

Elka Hyacinthe'yi kucağına alarak kaldırdığında Azrail 'sizi sağlık binasına götüreceğim' dedi. Elka Hyacinthe'nin kolunu dondurdu. Ardından Azrail ikisi ile ortadan yok oldu. Gitmeden önce bakışlarıyla müsaade istemişti. Benza ile tek kaldığımda yanıma doğru yaklaştı ve yatar pozisyona geçerek eliyle sırtını gösterdi. Bir şeyler söylemişti ama anlamamıştım.

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin