Bölüm 14

36.3K 2.7K 1.1K
                                    

Elimdeki kağıdı mümkünmüş gibi daha fazla sıkarken Erastus 'merak etme bir şey yapamaz' demişti emin tavırlarıyla.

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

Ben sinirle tıslarken o sakince cevap veriyordu.

"Bir cin bir insana dokunamaz veya ona zarar veremez. İnsan cini çağırmıyorsa ve yanaşmasına izin vermiyorsa çok büyük kabile cinleri dışında asla bir insana dokunamazlar."

"Musallat olunuyor ama!"

"Hayır olunmuyor. Dediğim gibi insan cini çağırmazsa veya zarar vermezse cinin böyle bir yetkisi yoktur. Seni korkutmaya çalışıyor."

Adras onaylayan bir ses çıkardığında biraz da olsa rahatlamıştım. Aptal Corentin benimle oynuyordu. Ona istediğini vermeyecektim. Saçlarımı geriye doğru iterken derin bir nefes vermiştim rahatlarcasına. Ecterine elini omzuma koyarak konuşmaya başladı.

"En iyisi biraz uyuyup dinlenmek Despina. Yarın sakin halde daha mantıklı düşünebiliriz."

Erastus'a dönerek konuşmayı devam ettirdim.

"Yarın Kisor büyücüsünün yanına gidebilir miyiz?"

Adras lafa atlayarak 'zaten yarın oraya gidiyoruz' demişti. Anlamaz bakışlarla bakarken açıklama yapmaya başladı.

"İlk olarak bir kimliğin yok. Okul kaydını sahte bir kimlik üzerinden yaptırdık lakin bedenine ait olan bir kimlik oluşturacaktı Kisor büyücüsü. Jel şeklinde renkli bir sıvı. Çok zaman almayacak sadece vücuduna enjekte edilecek. Böylece gireceğin yerlerde kimlik kontrolü olursa rahat olabilirsin."

Anladığımı ifade ederek başımı salladığımda herkes odasına çekildi. Üzerime günlük giyilenin dışında bir kıyafet giydiğimde yatağıma yattım ve yorganı üzerime çekerek aklımdaki bu karmaşayı az da olsa düzeltmeye çalıştım. Fevri davranmamalıydım
Bu aptal cinin oyunlarına da gelmemeliydim. Güçlü durmak zorundaydım. Yavaş yavaş gözlerim kapanırken zihnimin de kapanması çok sürmemişti.

Uyandığımda oda fazla karanlıktı. Eşyaları göremiyor ve bu karanlığın nedenini anlayamıyordum. 'Erastus' diye seslenirken çok tanıdık bir ses korkmuşçasına 'abla' dedi. Bu Dasha'nın sesiydi.

"Dasha? Neredesin?"

Karanlığın içinden yanıma doğru titreyerek geldiğinde gözlerimin dolmasına engel olamadım. Hızla yanına çökerek kollarımı küçük bedenine doladım. Saçlarını öpüp daha sıkı sarılırken onu ne kadar fazla özlediğimi şimdi anlamıştım. Tekrardan ağlayan bir sesle 'abla' dediğinde yolunda olmayan bir şeyler vardı.

"Seni çok özledim Dasha."

Hala sarılırken 'abla korkuyorum' dediğinde kollarımı ondan uzaklaştırarak ellerinden tuttum.

"Neyden korkuyorsun Dasha?"

"Ondan" dediğinde anlamaz ifadelerle yüzüne bakmaya devam ettim.

"Onu buradan kov abla. Beni rahat bırakmıyor."

"Korkma Dasha. Burada kimse yok. Burası çok karanlık görmüyor musun?"

"Hayır karanlık değil abla. O burayı karaltıyor. Ondan korkuyorum kov onu lütfen."

Küçük elleri avuçlarımın içinde durmaya devam ederken kendi ellerimin terlediğini hissettim.

"O kim Dasha? Ona söyle sinirleniyorum ama! Döverim yoksa onu!"

Söylediklerimle birlikte gülerken Dasha'nın da gülmesini umuyordum lakin o halâ korkuyor ve titriyordu. Gülümsemem yüzümde solarken konuşmaya ve onu rahatlatmayı denemeye devam ettim.

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin