Bölüm 57

22.9K 1.7K 855
                                    

Umarım bu bölümü beğenirsiniz. ❤️

......

Azrail'in öfkeli sesine karşılık Erastus'un dikkatinin dağılmasından faydalanarak sert bir şekilde bileğimi çektim. Azrail fazlasıyla öfkeliydi ve bu durum beni korkutmuştu. Azraile doğru elimi kaldırarak konuştum.

"Azrail sakin ol sadece konuşuyordu gerçekten."

Azrail bakışlarını Erastustan ayırmayarak sert bir şekilde konuştu.

"Yanıma geç hemen!"

Erastus'un yüzünde herhangi bir korku belirtisi yoktu. Ben ise Azrail'in bir şey yapma ihtimalinden tir tir titriyordum çünkü aşırı öfkeli görünüyordu. Erastus sert bir şekilde bağırdı.

"Ona ne yapacağını söyleyemezsin."

Azrail çenesini sanki daha fazla sıkabilirmiş gibi sıktı. Kaşları çatık, gözleri ise sinirden alevle yanıyordu. Ani bir şekilde kolumdan yakaladığı gibi yanına çekti.

"Azrail hadi gidelim lütfen."

Azraili kolundan tutarak götürmek için yeltensem de hareket dahi ettiremedim. Saat çok geçti ve herkes uyumak için odasına çıkmıştı. Bu evde bir olay daha istemiyordum artık.

Azrail ani bir hareketle Erastusu yakasından tuttuğunda öfkeyle konuştu.

"Seni bir daha Atalanteye dokunurken görmeyeceğim. Mecbur kalmadıkça çevresinde dahi olmayacaksın."

Erastus söylediklerini umursamıyormuş gibi diklenerek 'yoksa ne yaparsın' dedi. Yangına körükle gidiyordu adeta.

Aralarına girmeye çalışsam da Azrail'in kolunu geçmek mümkün değildi. Aniden taş kesilmişti sanki.

"Olacakları merak ediyorsan dediklerimin dışında hareket et ve gör."

Erastus alayla güldüğünde 'beni korkutamazsın' dedi.

"Vücut reaksiyonların tam tersini söylüyor. Hissedebiliyorum."

Erastus'un aniden yüzü kasıldığında Azraile yumruk attı. Olayın şokuyla ufak bir çığlık attığımda Azrail'in yüzü hareket bile etmedi. Etkilenmemişti bile.

Azrail o kadar öfkelenmişti ki Erastusu tek eliyle kaldırdığı gibi mutfağın diğer ucuna fırlattı. Erastus sert bir şekilde duvara çarptığında yere düştü. Acı dolu bir ses çıkardığında ne yapacağımı şaşırmıştım. Erastusa yönelecek gibi olsam da Azrail'in Erastusa doğru hareketlendiğini gördüğümde hemen önüne geçtim. Kendisini tutuyordu çünkü tek bir büyü ile Erastusu öldürebilirdi.

Önüne geçtiğimde elimle omuzlarından ittirircesine durdurdum.

"Lütfen Azrail! Sakin ol."

Azrail bakışlarını nihayet bana kaydırabildiğinde dişlerini sıkabildiği kadar sıktı. Elleri yumruk şeklindeydi ve derin derin soluk alıp veriyordu. Onu sakinleştirdiğimi düşünmüştüm ki Erastus yerden kalktığında onu sinirlendirecek şekilde tekrardan konuştu.

"Sen Despina'nın sahibi değilsin. Sadece yardımcısın. O aptal kafan almıyor mu bunu?"

Öfkeyle bağırdım.

"Erastus kes sesini!"

Erastus öfkeli bakışlarını bana çevirdiğinde Azrail lafa girdi. Dişlerini sıkmaktan çenesi kırılacaktı sanki.

"Ben Atalante ile birim. Biz bir yaratıldık. Bunu algılayacaksın. Algılamadığın her vakit sana algılatacağım."

Erastus sinirle kahkaha attığında 'Despinaya mı aşıksın' dedi.

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin