6. Bölüm-Yankı'dan kurtulamıyorum!-

121 35 4
                                    

Melis 'in Ağzından

Adımlarımı biraz daha hızlandırarak yürümeye devam ettim. Hava kararmadan gitmeliydim. Akın ' la buluşacaktım. Akın kim diye soracak olursanız, kendisi benim eski sevgilim. Ama şunu belirtmek isterim ki ESKİ... Ama o hala bunu kabullenmiyor. İlişkimiz sadece bir ay sürmüştü. Bitmesinin nedeni ise beni kandırıp aldatmasıydı. Onun beni gerçekten sevdiğini düşünüyordum o zamanlar. Ama öyle değilmiş. Benimle sadece yatmak için sevgili olmuş. Bense tüm bu olanları en yakın arkadaşım bildiğim Cansu 'dan öğrenmiştim. O en başından beri biliyormuş. Hatta Akın beni terk ettikten birkaç gün sonra o da beni düşmanı gibi görmeye başladı. Okulda birlikte görünmeye başladılar. Ama bu fazla uzun sürmedi. Çünkü Akın ailesinin yoğun istekleri yüzünden Amerika 'ya, özel bir okula gitti. Bir hafta önce de buluşmak istediğini söyleyip beni aradı. Dengesiz ruh hastası!

Kafam karmakarışık bir şekilde kafeye geldiğimde köşedeki bir masada oturduğunu fark ettim. Onu son gördüğümden bu yana çok değişmişti. Sanki... daha yakışıklı olmuştu. İç sesime lanet ederek adımlarımı ona doğru yönlendirip karşısındaki sandalyeye oturdum. Gözlerini benimkilerle buluşturduğunda yayvan bir şekilde sırıtmaya başladı.

''Gelmezsin sanıyordum,''

''Gelmemi istedin ben de geldim işte. Ne söylemek istiyorsan bir an önce söyle,'' dedim. Çünkü onunla aynı havayı solumak bile istemiyordum.

''O zaman hemen konuya giriyorum,'' dedikten hemen sonra masada duran ellerimi tuttu. Ben çekmeye çalışsam da daha sıkı tutmaya başlayınca hızlı bir şekilde konuşmaya devam etti.

''Seni geri istiyorum. Ve bana bir şans daha vermeni istiyorum,'' deyince kaşlarım benden bağımsız bir şekilde çatıldı. Ne saçmalıyordu bu?

''Ben sana o şansı verdiğimi hatırlıyorum. Beni nasıl kullandığını ve sonra da bırakıp gittiğini unuttun galiba!'' O günler aklıma gelince istemsizce gözlerim doldu.

''O günler eskide kaldı. Şu anda çok pişmanım ve seni geri istiyorum.''

Hayır, ona inanmayacaktım. Bu sefer olmaz! Ona inanıp güvendiğimde başıma gelenler yüzünden kimseyle konuşmuyordum. Hatta bir ay kadar da psikolağa gitmiştim. Beni yüz üstü bıraktığında enkaz gibiydim çünkü. Kimseye güvenmiyordum. En yakın arkadaşım dediğim Cansu bile beni bırakmıştı...

Ellerimi onunkinden sertçe çekerek hızla kafeden çıktım. Beni bir daha kandırmasına izin veremezdim. Ayrıca pişman falan da değildi. Eskisi gibi umursamaz, çapkın ve her kızı kullanan bir piç...

Kolum sert bir şekilde çekildi. Ki bu kişinin Akın olduğuna adım gibi emindim.

''Sen nereye gittiğini sanıyorsun?'' diye kükrediğinde tahminim de böylelikle doğru çıkmıştı.

''Rahat bırak lan beni! Hangi yüzle bana bunları söylersin sen?''

''Doğru düzgün konuş benimle, yoksa çok kötü olur.'' dediğinde alay dolu bir kahkaha attım. Ne sanıyordu kendini?

''Ne yaparsın? Örnek ver mesela,'' deyip sinirden deliye dönmesini büyük bir keyifle izledim.

''Sen bilirsin Melis. Ama şunu unutma senden asla vazgeçmem. Sen benimsin ve bu hiçbir zaman değişmeyecek...'' dedi ve arkasını dönüp gözden kayboldu. Bu sinir bozucu ve moral falan bırakmayan konuşma da burada bitmiş oldu. Ben de dalgın ve düşünceli bir şekilde evimin yolunu tuttum. Zaten ne diye onunla buluşmayı kabul ettiysem! Biraz sonra yüksek sesli bir korna ve fren sesi duyunca olduğum yerde aniden durdum. Eş zamanlı olarak da siyah bir arabanın kapısı, sert bir şekilde açılıp kapandı.

Karanlığın Fısıltısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin