Multimedya : Yağmur'un elbisesiKalemimi hareket ettirmeyi bıraktım ve dikkatimi Melis 'e verdim.
"Sen beni dinlemiyor musun? "
"Hı? Şey ben dalmışım ne dedin? "
"Parti diyorum. Bu akşam Cansu evinde parti veriyor. Gidiyoruz değil mi? "
"Bilemiyorum Melis... partiler pek bana göre değil sen git. "
"Böyle diyeceğini bildiğim için çoktan Atakan'la konuştum. O da gelecek. Hem ödev hakkında da konuşmuş olursunuz. "
Melis' e bön bön bakmaya başlayınca cevabımı daha da merak ederek beklemeye başladı. Sırf benim de partiye gitmem için Atakan ' ı bahane ediyordu. Ama onu görmek istediğim söylenemezdi.
Babam taburcu olalı üç gün olmuştu ve benim de harekete geçmem gerekiyordu. Çünkü Yankı beni tekrar aramıştı ve ben de dediklerini yapacağıma dair söz vermiştim. İstemeyerek de olsa Melis ' e kısa bir 'tamam' dedim."Öyleyse okul çıkışı direkt size gidiyoruz. Hazırlanmamız uzun sürebilir, " dedi ve dersi dinlemeye devam ettik.
***
"Yeter ama bi karar ver Melis," diyerek bilmem kaçıncı elbiseyi giydim. Okuldan geldiğimizden beri Melis Hanıma kıyafet beğendirmeye çalışıyordum.
"Off bunların hiçbiri güzel değil ki sana giyinmeyi de ben mi öğreteceğim. "
"Fazla abartıyorsun. Altı üstü basit bir parti işte. Zaten sırf senin için gidiyorum bunu biliyorsun," dedim. Üzerimdeki kırmızı elbiseyi çıkarırken.
"Unutma ki orada Atakan da olacak. Pasaklı pasaklı gitmek istemezsin."
Kaşlarımı çatarak " Ben pasaklı değilim bi kere," dedim.
Aslında haklıydı biraz, Atakan da olacaktı ve benim Yankı ' nın isteklerini yapmam için fırsattı bu. Artık nasıl yapacaksam...
Birden aklıma gelen fikirle sırıtmaya başladım. "Tabi ya bu benim aklıma nasıl gelmedi ki. Geçen sene aldığım bir elbise vardı. Hiç giymemiştim onu giyebilirim. "
Melis 'in bir şey demesine fırsat vermeden dolabımın en köşesinde asılı duran siyah elbiseyi aldım ve Melis 'e verdim.
"Nasıl? "
"İlk önce giymen lazım. Hadi çabuk ol yoksa geç kalırız, " dedi ve hemen elbiseyi giymeye başladım. Dar ve straplezdi. Ama kalçamı zor kapatıyordu.
"Ah olmadı sanki hatırladığımdan daha kısa bu, " diyerek uçlarını aşağı doğru çekiştirdim.
"Şaka mı yapıyorsun muhteşem oldun. Kesinlikle bunu giyiyorsun, itiraz istemiyorum. "
Melis gayet de ciddiydi. Ama benim için fazla kısaydı.
"Hmm şey başka bir elbise denemeliyim bence, " diyerek vazgeçirmeye çalıştım.
"Hayır, Yağmur. Hadi saçını da yapıp çıkalım artık ben hazırım. "
Oflaya puflaya saçımı yapmaya başladım. O da bir yandan makyajını yapıyordu.
İlk önce düzleştirdim daha sonra da maşa ile bukleler haline getirdim. Son olarak makyaj yaparak topuklu ayakkabılarımı giydim.
Melis de işini bitirince evden çıkarak taksiye bindik."Bak önceden söylüyorum biraz durup geri dönelim, " dedim. Melis 'e dönerek.
"Tamam. Sadece biraz eğleneceğiz. "
***
Elimi üçüncü kez tedirgince saçlarımın içinden geçirdim. Cansu'nun evine geleli yaklaşık on dakika olmuştu. Onunla da tanışma fırsatı bulamamıştım hâlâ ama kendini beğenmiş bir havası vardı. Melis eğer benim buraya gelmem için ısrar ettiyse kötü biri değildir diye düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Fısıltısı
Teen FictionAşk hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı... Yağmur, daha küçük yaşlarda annesini gözleri önünde öldürülürken görmüş, bir parçası hep eksik olarak büyümüş bir genç kız. Babasının işi yüzünden İstanbul'a taşınırlar. Yeni bir hayat, yeni bir okul ve yeni...