17. Bölüm -Ananın! "

50 6 0
                                    

Dakikalar geçtikçe tedirginliğim giderek artıyordu. Odadan hâlâ çıkmamıştı ve tek bir ses bile gelmiyordu. Ne yaptığını daha doğrusu bu işten nasıl sıyrılacağını deli gibi merak ediyordum.

"Su getirmemi ister misiniz hanımefendi? "Genç bir bayan polis kaşlarını havaya kaldırmış bir şekilde bana bakıyordu. Muhtemelen oradan bakınca korkmuş bir kedi yavrusu gibi görünüyordum.

"Hayır teşekkürler, "dedim ve gülümsemeye çalıştım. Kadın da fazla üstelemeden başını sallayıp yanımdan uzaklaştı. Ben ise huzursuzca kapının açılıp Yankı 'nın çıkmasını bekliyordum ki kapı birden açıldı.

Komiser ve Yankı çıkınca gayet rahat ve sakin görünüyorlardı. "Yanlış anlaşılma için kusura bakmayın Yankı Bey. Babanıza da selamımı izletirseniz sevinirim, " dedi adam. Ne yani bu kadar basit miydi? Adam öldürmüştü ve elini kolunu sallayarak dışarı çıkıyordu.

Yankı "Söylerim Erdal Bey. Anlaşıyınız için teşekkürler, " diyerek babası gibi güçlü bir otoriteyle güldü. Bu gülüş samimi olmaktan çok uzak, daha çok kendinden emin bir gülüştü. Yanıma gelerek elimi tuttu bir anda. Ben daha ne olduğunu anlamadan da kendimizi dışarıda bulduk.

"İçerde ne yaptın? "Diyerek sordum. Bunu sorarken de elimi yavaşça çektim. Zaten niye tuttuysa?!

"Konuştuk anlaştık. İsteyerek yapmadığımı kabul ettirdim. Zaten onun dışında bana inanan yok, "dedikten sonra arabaya bindik. Siyah Mercedes lastikleri parçalarcasına o sokağı terk etti. Hızlı sürüyordu ve keyfi yerine gelmiş gibiydi.

"İsteyerek yapmamış olabilirsin ama bir insanın canına kıydın. Mafya olduğunu biliyordum ama katil de olduğunu yeni öğreniyorum, "dedim imalı bir sesle. Ama anlaşılan Yankı bundan vicdan azabı çekmiyordu. Öyle olsaydı dürüstçe polise teslim olurdu. Ne diyebilirim ki, her zamanki Yankı işte. Ev görüş alanımıza girince arabayı durdurdu. Babam evde olmadığı için çok şanslıydım. Eğer karakola gittiğimi -üstelik adam öldürme suçuna bir nevi benim sebep olduğumu- öğrenseydi ben biterdim. Ayrıca güvenini kırdığım ve böyle işlere karıştığım için beni affetmeyebilirdi.

"Bu işe seni de karıştırdığım için özür dilerim. Eğer o gün beni dinleseydin bilerek öldürmediğimi anlardın, "diye sakin bir sesle anlattı. Sonra da üzgün olduğunu belli edercesine gözlerime bakarak ekledi. "Bir anlık sinirdi. Sana zarar verecekti. Bir arkadaşıyla konuşurken duydum. İlk önce uyardım ama beni dinlemedi..."Kaşları çatılmış ve boynundaki damar belirginleşmişti şimdi de. Ona olan kızgınlığım hâlâ geçmemişti. Hem öylece hiçbir şey olmamış gibi davranamazdım ki.

"Açıklama yapmak zorunda değilsin. Ben senin umurunda bile değilim zaten. "Yankı 'nın beni önemsemesini istemiyorum, o bir katil sonuçta; bugün cinayet işleyen biri, yarın istediğini yapmazsam beni de öldürebilir. Kim bilebilir ki? Düşüncelerimi bölen şey ise karşıdan gelen arabanın farlarıydı. Ellerimi yüzüme siper ettim ve Yankı 'ya döndüm. O ise düşünceli bir tavırla sigara paketinden sigara çıkarmaya çalışıyordu. Birdenbire sigara benim ayaklarımın altına düşünce tek kaşımı kaldırdım. Yankı bacaklarımın üzerine doğru eğiliyordu ve ne yapacağımı şaşırdım ve donup kaldım. Yankı 'nın eli bacağıma değince tiksel güçlerim kendinden belirivermiş ve ağzımdan istemsizce "Ananın! " diye bir sözcük çıkmıştı. Ayağımın altındaki sigarayı aldıktan sonra "Anamın? " diye sordu.

"Iııı şey ananın ellerinden öpeyim içme şu lanet şeyi, lütfen. "Bakın size nasıl U dönüşü yapılır gösteriyorum.

"Anamın ellerinden öp tabii de... Yalnız, sen sanki başka bir şey söyleyecektin gibi ha? "Dedi tek kaşını kaldırarak. Zaten gözlerin güzel bir de böyle yapıyorsun ya rengi daha çok güzel oluyor. Cevap vermediğimi fark ettim ve "Eve getirdiğin için teşekkür ederim. Yarın Atakan 'la buluşabilirim o yüzden erken yatacağım, "dedim. Elleri vitesin üzerindeydi ve birden parmağındaki damarlar daha belirgin oldu. Galiba sinirlenmişti. Ama bir şey yapmamıştım ki.

Karanlığın Fısıltısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin