San Diego'da olmayı uçağa bindiğim anda özlemiş olsamda, New York'a geldiğimde hissettiğim 'evimdeyim' hissini inkâr edemezdim. Tabi yoğun yorgunluk hissini de. LA ve San Diego arası 44 dakika olabilir ama LA ve NY arası tamı tamına bundan 5 saat 1 dakika fazla. Neden direk San Diego'dan New York'a gitmedin diye soracak olursanız Aleen yüzünden. Lobide ki konuşmamızın ardından, Zendaya'nın telefonu ile de onu aramıştım ve o bana LA'ya gelmemi söylemişti. Fakat buraya geldiğimde korumalarımdan biri beni karşılamış ve New York'a gideceğimizi söylemişti. Aleen'ın kararsızlığı tamı tamına 5 saat daha uçakla yolculuğa katlanmama mâl olmuştu.
Sonuç olarak şuan New York'ta ki evimdeydim. Saat 05.00. Evet sabahın körü. Kalan pazar günü saatlerimi havada geçirdiğim için şuan pazartesi ve yarın Grammy töreni var. Yaklaşık olarak 4 saat sonra yani saat 09.00'da uyanıp,09.30'da da Lindsey'in yanında olmam gerekiyor.
Lindsey benim yakın arkadaşlarımdan biri aynı zamanda tasarımcı. Neden yanına gittiğimi tahmin etmek zor olmasa gerek.
*
4 saat boyunca uyumuştum tabi ki. Şuanda da saat tam olması gerektiği gibi 09.00. Dakik bir insanım. Her zaman böyleydim ve açıkçası bu huyumu seviyorum. Böylece bir şeyleri acele ile yapmak zorunda kalmıyorum. Her şey planladığım gibi gidiyor. En azından çoğu zaman.
*
Lindsey ile tam olarak 4 saat boyunca ne giyeceğim,neler takacağım,hangi ayakkabıları seçeceğimi konuşmuştuk. En sonunda bana yüzlerce gibi görünen 10 elbiseyi,2'ye düşürebilmiştik. Şuanda da Lindsey ikisini de eline almıştı ve ben de karşısında ayakta duruyordum. Lindsey hayali bir biçimde elbiseleri,yerde her iki elbise içinde ayrı olan ayakkabı ve aksesuarları vücuduma yerleştiriyor,hangi kombinin daha iyi olacağına karar vermeye çalışıyordu. Bunu hayali olarak yapıyordu çünkü her iki kombini de 20 kere giymiştim. En sonunda tekrar denemeyeceğimi söylemiştim ve o da ''Madem öyle,ayakta duracaksın'' Demişti ve inanın bu bile daha iyi.
''Lindsey daha bitmedi mi? Ayaklarım,ayakta durmaktan bitmiş vaziyette. Bence sen hangi kombini seçersen seç,her ikisinin ayakkabılarını da giyemeyeceğim ve bu bize bir 4 saate daha mâl olacak''
''Her ikisi de eşitleniyor ve karar vermek o kadar kolay değil. Moda kolay bir şey değildir Taylor''
''Her ikisi de eşitse,hangisini giymişim ne fark eder?''
''Hangisi olduğuna nasıl karar vereceğiz?''
''Ne fark eder Lind!''
Dedim ve kendimi arkamda ki koltuğa attım. Arkamda bir koltuk olduğunu bilmiyordum sadece oturmam gerekiyordu artık. Yere çakılmak dahi umurumda değildi.
''Tamam,senin fikrin ne T?''
''Bence renkli olan''
''O Grammy için fazla renkli değil mi?''
''Hani ikisi de eşitti? O zaman siyah?''
''O da fazla iddialı. Senin adaylığın yok. Sadece arkadaşına destek için gidiyorsun. İnsanlar laf söylemek için yer arıyor zaten.''
''Siyah olanı dört cümle ile,renkli olanı bir cümle ile eleştirdin. Kazanan renkli''
''Bilmiyorum''
''Pekala,şuna ne dersin. Ben arkadaşlarıma sorayım. Sana göre ikisi de eşitse, zaten fark etmez. Benim içinse ikisi de olur sadece şu elbiselerden birini seçelim artık. Hem onlar manken. Aynı zamanda moda zevklerine güveniyorsun. Moda kolay bir iş değilse,senin gibi modanın içinde olanlara danışabiliriz?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesinde Kayboldum | Taylena
FanfictionSesini duyduğumda tekrar yazmaya karar verdim. Benim sözlerimi senin sesinden duymak için hayatımın sonuna kadar yazabilirdim.