➡️21⬅️

909 43 19
                                    

-Bir Hafta Sonra-

''Bugün geri dönüyorsun yani?''

''Evet bebeğim''

Martha'nın suratı düşerken masanın üstündeki elini tutup sıktım. Uzun zaman sonra ilk defa en yakın arkadaşlarımın hepsi etrafımdaydı. Şarkı yayınlanmıştı ve birkaç gün boyunca sürekli Calvin ile programlara çıkıp, röportaj vermiştik. Çoğu yerde şarkıyı canlı olarak söylemiştim ve her defasında da ilk defa söylüyormuşum gibi hissediyordum. 

''Buraya geldin ve neredeyse geldiğin günden beri işin dolayısıyla görüşemedik. Şimdide geri dönüyorsun Taylor. Biz ne zaman en yakın arkadaşımızla vakit geçirebileceğiz?''

''Karlie biliyorsun, burada kalırsam dışarı çıktığım her saniye bana Calvin ile ilgili bir şeyler soracaklar. Kafeye gelmek için evden çıktığımda arabama bile zar zor ulaşabildim. Şuan tam olarak gündemdeyim ve bununla uğraşmak istemiyorum. Magazini bilirsin, birkaç haftaya yeni bir konu bulurlar ama o zamana kadar San Diego'da olmam en iyisi'' 

Karlie yanaklarını şişirerek kahvesine dönerken Cara bana bakıyordu ve ben bu bakışı biliyordum. 'Ne?' dercesine kafamı salladım ve o da gülerek kahvesine döndü. Selena'yı ima ettiğini anlamam için uzun süredir arkadaşı olmama bile gerek yoktu. 

Telefonuma mesaj gelince çantamdan kimseye fark ettirmeden telefonumu çıkardım. En yakın arkadaşlarımla zar zor görüşüyorduk ve zaten neredeyse hepsi bana biraz kırgınken telefonumla uğraştığımı görmelerini istemiyordum. 

Karıcığım: Magazinden kaçmak için gidiyormuş HAHA

Karıcığım: Selena'yı deli gibi özledim demiyor da...

Bakışlarımı telefonumdan kaldırıp Cara'ya diktim. Zaten yanında oturduğum için suratını elinde ki bardakla diğerlerine kapatıp bana dil çıkardı ve hiçbir şey olmamış gibi kahvesini içmeye devam etti. Hafif gülümserken bakışlarımı telefonuma indirdim. 

Ben: Ne alakası var??

Ben: Kızların yanında olmasaydık sorardım ben sana...

Ben: Çok şirinsin ama kızamıyorum da ^^

Cara çoktan telefonunu çantasına koyduğu için mesajlarımı görmemişti. İkimiz hariç diğerleri çoktan kendi aralarında bir sohbete girmişlerdi ve küçük konuşmamız sonlanınca bizde onlara dahil olduk.

*

Kızlar ile uzun süren ve az kalsın hepimizin ağlayacağı, bitmesini istemediğim bir vedalaşmadan sonra evime gelmiştim. Sanki son kez görüşüyormuşuz gibi hepimiz birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi söyleyip durmuştuk. Bu çok sevimli ve sevgi dolu ama aynı zamanda buruktu. Gigi'ye bu sefer fazla uzun kalmayacağıma dair söz vermiştim. 

Sabah kafeye gitmeden önce hazırladığım bavullarıma -bir büyük ve bir küçük iki çantam vardı- koymayı unuttuğum bir şey varmı diye düşündüğüm sırada telefonum çaldı ve arayan Calvin'di. Tüm bir hafta boyunca herkesten çok onu gördüğüm için belki biraz fazla kaba olacak ama onu görmekten sıkılmıştım. Daha doğrusu ona biraz kızgındım. Tüm o gittiğimiz röportajlarda, herkes -istisnasız herkes- bizim birlikte olup olmadığımızı imalarla sormuştu ve o olumsuz bir cevap vermemişti. Ya gülmüş, ya da bana bakmıştı ve ben her birinde böyle bir şey olmadığını, arkadaş olduğumuzu söylemiştim. Röportaj yaptığımız kişi her kimse benim verdiğim olumsuz cevap yeterli olmuyormuş gibi Calvin'e de 'öyle mi?, doğru mu? arkadaş mısınız?' gibi sorular sormuş -sanki ben yalan söyleyecekmişim gibi- Calvin'de -her birinde- sadece başını sallayarak onaylamıştı ve bu tıpkı benim dikkatimi çekip sinir ettiği gibi, medyanında dikkatini çekiyor, onlar için kaçırılamaz bir haber niteliği taşıyordu.  Sonuç olarak şuan şarkımız kadar ilişkimizin olup olmadığı da haber oluyordu ve bu rahatsız ediciydi. Özellikle de böyle bir şey yokken. 

Sesinde Kayboldum | TaylenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin