Selena ve Zendaya ile geçirdiğim ve geçmesini hiç istemediğim bir haftanın ardından Aleen'ın aramalarına cevap vermek zorunda kalmış ve onun bana karşı çok nadir kullandığı patron sesini duyduğumda işe geri dönme vaktimin geldiğini anlamıştım. Bir kaç önemli sanatçı yeni albümlerinde benimle çalışmak istiyorlarmış. Her ne kadar şu aralar ben kimseyle çalışmak istemiyor olsamda tüm bu zaman boyunca kağıda döktüğüm kelimelerimin bir sese kavuşmasına artık ihtiyacım olduğunu da hissediyordum.
Böylece özellikle Selena ile yaptığım uzun konuşmanın ardından her ikisini de işime geri dönmem konusunda ikna edebilmiştim. Bende onlar gibi ikisinden de ayrılmak istemiyordum. Buraya, burada ki New York'un minyatürünü anımsatan hayata alışmıştım ve tüm o büyük kalabalığın arasına geri dönmek için can attığımı söyleyemezdim. Ayrıca bir hafta önce kızlara attığım mesajın ardından hiçbirinin aramalarını açmamış ve mesajlarına cevap yazmamıştım. Eve döndüğümde bir daha buraya geri gelmek için hayatta kalabilirmiydim emin değilim ama her birinin bana soracak bin bir türlü sorusu olduğuna adım kadar emindim.
*
Uçaktan indiğim gibi Selena'ya ardından da Zendaya'ya New York'ta olduğuma dair mesaj gönderdim. Eve geldiğimde ise biraz soluklandıktan sonra cesaretimi toplayarak kızlarla ortak konuşma grubumuza girdim. Attıkları mesajların hiçbirine bakmadım ve direk eve geldiğimi yazdım. En fazla yarım saat sonra işleri yoksa evimde olacaklarını biliyordum.
*
Tam tahmin ettiğim gibi oldu ve yarım saati çok az geçmişken kapım çalmaya başladı. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Gelen Cara'ydı.
''Eve hoşgeldin bebeğim''
Kapıyı kapattıktan sonra uzunca bir süre birbirimize sarıldık. Cara'yı gördüğüm saniyeden itibaren yakın arkadaşlarımı ne kadar özlediğimi ve geldiklerinde bana yapacakları türlü şeylere rağmen bir an önce her birine ne kadar çok sarılmak istediğimi daha iyi anladım.
''Seni çok özledim Cara''
''Hiç öyle gözükmüyor ama''
O içeri geçerken bende peşinden gittim. Koltuklara oturduğumuzda konuşmaya başladım. Cara bile konuyu bildiği halde bana kırgınsa diğerlerini düşünmek istemiyordum.
''O ne demek öyle?''
''Evinin yolunu unuttun resmen. Bizi de oradayken hiç aramıyorsun. Pek özlediğine inanamadım''
''Cara, sen yapma bari. Biliyorsun konuyu. Her birinizle yüz yüze konuşmak istedim''
Cara oturduğu koltuğun kenarına uzanmış olan Olivia'yı severken bir süre cevap vermedi.
''Öyle olsun bakalım''
Ben gülüp onun yanağını öptüğüm sırada kapı tekrar çaldı.
*
Kızların hepsi gelmiş,bana olan kızgınlık ve kırgınlıklarını sonuna kadar belirtmiş ayrıca beni bezdirene kadar aynı konu üzerinden 4 saatlik bir konuşma çıkarmışlardı. En sonunda ortam sessizleştiğinde derin bir nefes aldım.
''İşte böyle. Tüm hikayeyi anlattım hem de 3 defa. Aramalarınıza ve mesajlarınıza cevap vermediğim için üzgünüm ama her birinizin tepkisini görmek , sizinle benim için bu kadar ciddi olan bir konuda yüz yüze konuşmak istiyordum''
Kurduğum cümlenin ardından her birinin yüzünde gözlerimi gezdirdim ama hiçbirinden herhangi bir tepki gelmedi. Bende onlar gibi sessizce oturmaya karar verdim. Kararımı sindirmeye çalışıyorlardı sanırım. Gerçi eş cinsel olmamı dert etmeyeceklerinden son derece emindim sadece şaşırmışlardı ve bunu da çok net anlayabiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesinde Kayboldum | Taylena
FanfictionSesini duyduğumda tekrar yazmaya karar verdim. Benim sözlerimi senin sesinden duymak için hayatımın sonuna kadar yazabilirdim.