David ve Calvin'in sahneden inip,masamıza doğru yaklaştığını göz ucuyla gördüm. Jack ise onlar masaya ulaştığı gibi 'Ne kadar güzel bir sürprizdi bu böyle' şeklinde şakıyarak onlarla gülüşüp, bunun kafesi için ne kadar güzel bir olay olduğu hakkında konuşmaya başladı. Zendaya ise hiçbir şey söylemedi.
Bize gelirsek, hala göz gözeydik. Ne düşünüyor, ne hissediyor bilmiyordum. Umarım o da benim düşündüğüm şeyleri gözlerimden okuyamıyordur diye geçiriyordum içimden. Bir yanım ondan hoşlandığımı anlamamıştır umarım şeklinde umut ederken,diğeri Calvin nasıl böyle bir şey yapar diye içten içe köpürmekle meşguldü.
En sonunda ondan ne kadar hoşlanmıyor olsamda David Selena'nın yanına gelip, yanağını öptü ve Selena gözlerini benden çekti. O an ki rahatlama ile benimde David'in yanaklarını öpesim geldi fakat -tabi ki- kısa sürdü.
''Nasıl buldun hayatım?''
''Calvin Harris ile düet yaptın?''
David Selena 'nın söylediği üzerine güldü ve ikisi konuşmaya başladılar. Benimse aklım yeni yerine gelmeye başladı ve gözlerimi hiddetle Calvin'e çevirdim. Jack ile konuşuyordu ama ben ona baktığım anda bunu bekliyormuşçasına gözlerini bana çevirdi. Olabildiğince sesimi sakin tutarak ikisinin yanına ilerledim.
''Calvin bir dakika gelir misin lütfen?''
Kafasını olumlu anlamda salladı ve Jack tekrar masaya dönüp bu sefer Zendaya'ya musallat olurken, biz kafenin fazla insan olmayan bir yerine,arka taraflara geçtik. Aslında buralarda da masa vardı ama herkes sahneye yakın olan yerlerde toplanmıştı.
''Bu neydi?''
Ben kollarımı kendimi sakin tutmaya çalıştığım her defasında yaptığım gibi göğsümde buluştururken, Calvin'de ellerini cebine soktu.
''Anlamadım?''
''David ile şarkı söylemeni kast ediyorum''
''Ne var bunda? Onu sevdim. Tıpkı senin gibi burada arkadaşlarım olabilir''
Tabi ki de senin gibi bir adam, onun gibi birini severdi. Şaşırmadım.
''Evet,tabi ki olabilir ama edindiğin arkadaşınla beni zor duruma düşürecek bir şarkı söylemiş olman pek olanaklı değil''
''Seni zor duruma düşürecek bir şey yaptığımı sanmıyorum''
Gerçekten medyanın yansıttığı gibi istediğini elde edemediğinde saldıran biri olduğuna iyice emin olmuştum.
''Beni sinir etmeye mi çalışıyorsun?''
''Taylor, söylediklerini anlamıyorum. Sen iyi misin?''
''Neden bu şarkıyı seçtin? Bu şarkı senin tarzın bile değil''
''Tarzım olmayan şarkıları da dinliyorum''
Gerçekten aptal rolü mü yapıyordu yoksa ben paranoyaklık mı yapmıştım?
''Sen ciddi misin?''
Bir süre sadece bakıştık. Gerçekten paranoyaklık mı yapmıştım? Selena'ya karşı olan duygularımı anlamamışmıydı? Nereden anlayabilirdi ki zaten? Gerçekten ben saçmalamıştım.
Calvin ellerini cebinden çıkardı ve bana doğru bir adım daha attı.
''Tamam,pekala. Hayır, ciddi değilim. Bak senin o kıza karşı olan duyguların çok aşikar. Yanlış bir şey ya da senin tabirinle seni zor duruma düşürecek bir şey yaptığımı düşünmüyorum çünkü eğer bunu yapmasaydım sen asla cesaretini toplayıp, hissettiklerini söyleyemezdin. Sen yazmakta iyisin,konuşmakta değil. En azından seni tanıdığım sürede vardığım sonuç bu ve bu devirde kimse mektupla aşklarını dile getirmiyor artık. Ben sana bir yol açtım ve onun bakışlarından da az çok olayı anladığı belli. Sorarsa eğer evet,seni seviyorum dersin ama bir şey söylemezse de artık cesaretini topla''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesinde Kayboldum | Taylena
FanfictionSesini duyduğumda tekrar yazmaya karar verdim. Benim sözlerimi senin sesinden duymak için hayatımın sonuna kadar yazabilirdim.