Sesinde Kayboldum | Taylena

➡️5⬅️

Saat çoktan gece yarısını geçmişti ve biz onların birlikte kaldıkları evde oturmuş,kahve içerek sohbet ediyorduk. Yaşadıkları ev küçük ama sevimliydi. Aynı evleri gibi sevimli bir köpekleri vardı. Anlaşılan uykusuna bizden daha düşkündü. Çünkü biz daha ikinci kahvelerimize geçmeden, Selena'nın kucağında uyuya kalmıştı. Benimde uykum gelse de sıkıcı otel odama dönmek istemiyordum. Belki de bende Pocket -köpeklerinin adı buydu (cep anlamına geliyor)-gibi Selena'nın dizlerine başımı koyup uyuyabilirdim. 

Aynı evde kalmalarını gerçekten kıskanmıştım. En yakın arkadaşım ile aynı evde kaldığımı hayal etmek bile huzurlu ve mutlu hissetmemi sağlıyordu. Küçükken Abigail ile hep bunu hayal ederdik zaten ama işler büyüdüğümüzde değişmişti. Ben işlerim yüzünden çoğu zaman farklı ülkelere seyahat etmek zorunda kalıyordum. Evde olmadığın zaman en yakın arkadaşın ile ev arkadaşı olmanın pek bir mantığı kalmıyordu.

''Ne zamandır birlikte yaşıyorsunuz?''

''San Diego'ya geldiğimiz ilk hafta tanıştık. İkimizinde biraz parası ve kalacak yer sıkıntısı vardı. Paralarımızı birleştirdiğimizde burayı bir aylığına ödeyebilecek miktara ulaştık. Böyle olunca da birlikte kalmaya karar verdik.  O günden beri de beraber kalıyoruz. Yaklaşık 2 sene oldu.''

''Vay be.''

''Hadi ama,sen Taylor Swift'sin. Bizim evimizin büyüklüğü kadar senin odanın toleti olduğuna bahse girerim'' 

Dediğine hafifçe gülsem de bozulmuştum. İnsanların bu tepkisinden hoşlanmıyordum. 'Sen Taylor Swift'sin.' Ne olmuş yani? Ben insan değilmişim de inanılmaz bir yaratıkmışım gibi hissediyordum. Bu gerçekten tahmin edildiğinden daha rahatsız edici bir durumdu. En azından benim için. 

''Belki haklısın ama evimin büyük olmak yerine,bu kadar sıcak olmasını tercih ederdim''

Söylediğim cümleden sonra bir sessizlik oluştu. Böyle düşündüğümü tahmin etmediklerine eminim. Çünkü hadi ama ben Taylor Swift'im (!) 

''Arkadaşların var diye biliyorduk?''

''Var,evet ama hiçbiriyle aynı evde kalmıyorum. İşlerimizden ara bulabilirsek zaman geçiriyoruz. Çoğunu belki de iki haftadan fazladır görmedim. Telefonla konuşmakta yetmiyor.''

Onlara doğru baktım. Yan yana oturuyorlardı. ''Siz sürekli birliktesiniz. Tıpkı kız kardeşler gibi. Her gününüz olmasa da haftada beş gününüzün inanılmaz eğlenceli geçtiğine eminim. Bir sorununuz olduğunda sadece eve gelmeniz yeterli. Diğer yarınız sizi zaten evde bekliyor. Arayıp müsait olup olmadığını,yanınıza gelip gelemeyeceğini sormak zorunda değilsiniz. Ben öyleyim''

Konuşurken kendimi fazla kaptırmıştım. Arkadaşlık her zaman en hassas noktam olmuştu zaten. Kesinlikle inanılmaz arkadaşlara sahiptim ama çocukluk hayallerimden biri onların sahip olduğuydu. 

''Her neyse. Kusura bakmayın. Kendimi fazla kaptırdım. Artık gitsem iyi olacak. Kahveler ve sohbet için teşekkürler ve beni minik konsere davet ettiğin içinde teşekkürler Zendaya. Bu arada sesin harika Selena. Muhtemelen bunu bu gece on beşinci söyleyişim'' 

''Ne kadar çok teşekkür ediyorsun. Önemli değil. Bize söylediğin gibi buraya tatil yapmaya geldin. Seninle aynı yaştayız bu kadar kibar olmana gerek yok. Kimseye bize ''her şey'' için teşekkür etmediğini söylemeyiz Bayan Swift. Ayrıca sesimi beğenmiş olmana gerçekten sevindim. Senden bunu duymak çok güzel.'' 

Son iki cümlesi hariç söylediklerinde alay vardı. Suratında ki muzip gülümsemeden kibarlığımı yadırgadığı belliydi. ''Her şey'' kelimesinin de üstüne baskı yapmıştı zaten. 

Tamam belki çok fazla teşekkür ediyor olabilirdim ama kibar olmaya dikkat eden biriydim. Bana karşı nazik davranmışlardı ve bende onlara kibar davranmalıydım. Değil mi? Fazla mı sıkıcı oluyordu?

Selena yanıma gelip elimi tuttu. Kısa bir an ellerimize baktım. Bir anda içimde hissettiğim sıcaklığın fazla kafeinden kaynaklandığını umuyorum. 

''Ayrıca bu saatte nereye? Madem bizim düzenimizi ve küçük evimizi çok beğendin,o zaman bu gece bizimle kal''

Selena'nın söylediğini ben daha algılayamadan Zendaya'da ''Evet,evet,nolur,lütfen'' diye araya girdi. İkisi de ellerimi tuttular ve ben daha cevap vermediğim halde beni içeri sürüklediler. Pocket'in-Anlaşılan Selena yerinden kalktığı için uyanmıştı- yanına bıraktılar. Pocket'te üstüme çıkıp,dili dışarıda zıplamaya başladı. Bu gerçekten görebileceğiniz en sevimli görüntülerden biriydi. Bende sonunda gülerek kabul ettim. Bu kadar şirin üç şeye hayır diyemezdim.

*

Onlarla beraber kalmamı teklif ettiklerinde,aynı yatakta üçümüzün birlikte kalmasını kast ettiklerini düşünmemiştim. Hemde hiç. Rahatsız olduğumu da söyleyemem gerçi.

Yüzüm Selena'ya dönüktü. Arkamda da Zendaya vardı. Ayak ucumuzda, Pocket'in nefes alışverişini duyabiliyordum. Yatak o kadar küçük değildi. Üzerimde Zendaya'nın bir geceliği vardı. Seksi veya havalı bir şey beklemeyin. Üzerinde noel baba resimleri olan şirin bir gecelikti bu. Selena'nın olanlardan herhangi birinin bana olmayacağına kanaat getirdik. Çünkü Selena'nın uzun olarak getirdiği kıyafetler bana çok kısa geliyordu. Boy farkı. Zendaya ile aşağı yukarı aynı boyda olduğumuz için onunkiler olmuştu. Zendaya'nın Selena ile bu yüzden dalga geçmesine gülmüştük bir süre. Şimdi de yataktaydık işte.  

Selena birden gözlerini açtığında,hareket etsem küçük burnuna benim burnum dokunacak mesafedeydik. Yatak büyüktü ama neden bu kadar yakın durduğumuzu bilmiyordum. 

''Yerini mi yadırgıyorsun?''

''Hayır''

''Sıkıştın mı?''

''Hayır''

''Yatak mı rahatsız geldi?'' 

''Hayır''

Gülümsedi. Bende gülümsedim. 

''Pekala o zaman neden uyumuyorsun?'' 

''Uykum yok'' Dedim omzumu silkerek. O da dudaklarını büzdü. Kısacık bir sürede,tüm yüzünü gözlerimle inceledim. Yakından her şey daha çirkindir derler ya, yalan o. 

Gözlerimi tekrar gözlerine çıkardım ve o da bana bakıyordu. 

''İyi geceler''

''İyi geceler'' 

Daha sonra arkasını döndü ve bende gözlerimi kapadım. 

Not: Yazıcam yazıcam bir türlü yazamadım. Tam yazıcaktım,o hafta hasta oldum ondan sonra başka şeyler oldu ve sonunda yazdım.

10 Grammy'li Taylor Swift'i de tebrik ediyorum ^^ Aşkım benim. Yıktın ortalığı.