Selena'nın ağzından:
Bir saniyelik aralarla yanağımda hissettiğim dudaklar uyanmama sebep oldu. Gözlerimi açmadan yüzüme gülümseme yerleşmişti.
''Sana da günaydın Endymion''
Gözlerim hala açık değildi ve az önce yanağımı öpen dudakları, ona doğru döndüğümde benim gülümseyen dudaklarıma saniyelik olarak dokundu. Bu küçük sabah öpücüğü ile sonunda gözlerimi açtım. Perdelerim kapalı olsa dahi uyandığım gibi gökyüzünü görmekten daha güzel bir his yoktu. Bir süre sonra kaşlarım çatıldı ve hafifçe koluna vurduktan sonra yatakta bağdaş kurarak oturdum.
''Sen içeri nasıl girdin?''
Gözlerini kısa süreliğine benden ayırıp yatağa dikti.
''Zendaya''
''O sabah erken gidecekti. Saat kaç?''
Kolunda ki saate baktı.
''Hmm... 12''
''Zendaya sabah 10'da gitti. Sen 2 saat boyunca odamda beni mi izledin?''
''İnan bana nasıl geçtiğini fark etmemişim''
Elimi yanağına koyarken cevapladım.
''Bebeğim sevimli ama biraz klişesin''
Hafif kahkaha atarken yataktan kalktım ve kalkmadan önce onun gözlerini devirdiğini gördüm.
''Sevgilim sen de bütün romantikliği bozdun''
Tekrar ona doğru döndüm ve dil çıkardıktan sonra üstümü değiştireceğimi ve dışarı çıkmasını söyledim. O ise kapıdan çıkarken dil çıkararak cevap vermenin de pek orjinal olmadığı ile ilgili bir şeyler söylüyordu.
*
Üstümü değiştirip aşağı indiğimde birlikte küçük çaplı bir kahvaltı hazırladık.
Birbirimizi lise sondan beri tanıyorduk. 18 yaşından bu yana. O zamanlar ikimiz de Teksas'ta yaşıyorduk ve lisede ki son senemde San Diego'dan bizim okula,benim sınıfıma gelmişti. Yakın arkadaşım hatta en yakın arkadaşım olmuştu. Bir süre sonra ondan hoşlanmaya başlamıştım ve onun da benimle aynı şeyleri hissettiğini fark edince 5 ay gibi bir süre çıkmıştık. Daha sonra o asıl doğduğu şehre, San Diego'ya geri dönmüştü ve ben Teksas'ta kalmıştım. Resmi olarak olmasada ayrılmıştık. 3 sene sonra bende buraya geldiğimde birbirimizi tekrar bulduk ve o zamandan beride bir ayrılıp bir barışan çünkü asla birbirinden kopamayan iki insan haline geldik.
Dediğim gibi birbirimizi 18'imizden beri biliyorduk. Dolayısıyla birbirimizin her hareketini, her söylediğini hatta söylemediklerini bile anlamak bizim için çok kolaydı. Yüzünde ki en ufak şeyden nasıl hissettiğini anlayabiliyordum ve birini bu kadar iyi tanımak ve onunda sizi çok iyi tanıdığını bilmek güvende hissettiriyordu. Birbirimizden kopamamamızın nedeninin büyük bir parçası bundan kaynaklıydı bana göre.
''David sen iyi misin?''
Başını tabağından kaldırdı.
''Ah, evet iyiyim neden?''
''Bilmiyorum, sessizsin ki bu yeterince garip bir olay ayrıca çok dalgın görünüyorsun. Sabahta öyleydin. Bir şey mi oldu?''
Bir süre sadece gözlerime baktıktan sonra çatalını tabağının kenarına koydu. Bende biraz korku ve merakla aynı şeyi yaptım.
''Selena bir şey soracağım''
''Sor''
''Zendaya benden neden hoşlanmıyor?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesinde Kayboldum | Taylena
FanfictionSesini duyduğumda tekrar yazmaya karar verdim. Benim sözlerimi senin sesinden duymak için hayatımın sonuna kadar yazabilirdim.