''Pekala tekrar edebilir miyiz?''
''Neden? Bence bu sefer harika oldu''
Calvin'in yüzünde ki yorgun ve sıkılmış ifade her geçen saniye genişlerken sandalyesinde geriye doğru yaslandı ve cümlesini devam ettirdi.
''Tıpkı diğerleri gibi''
Sesinde ki bıkkınlığı son beş seferdir duyabiliyordum.
''Bir şey eksik oluyor. Sadece bir kere daha''
''Bunu üçüncü söyleyişin''
''Bu sefer son. Söz''
''Ve bunu da...''
Sandalyesinde tekrar öne doğru eğildi ve önünde duran masaya ellerini koyup camın arkasından görebildiğim kadarıyla gözlerini kısarak bir iki saniye düşündü ve sonra bir elini şıklatıp dalga geçercesine ''ikinci söyleyişin'' dedi. Daha sonra da kollarını masaya dayayıp oflayarak başını onların üzerine koydu.
Kulağımdakileri çıkarıp, önümde duran mikrofonun üstüne durabileceği şekilde koydum ve odadan çıkıp yanına gittim. Yanında ki sandalyeye oturunca kafasını kaldırdı ve bana 'lütfen' der gibi bakmaya başladı. Bu haline güldüm ve o da güldü.
''Evet, biliyorum. Deli gibi sıkıldın ve yoruldun. Ayrıca beni şu kablolarla boğmak istiyorsun'' dedim ve yan tarafımda duran kabloları elime alıp ona doğru tuttum. Ne işe yaradıklarını bilmiyordum. Calvin ise güldü ve yüzünde ki sıkılmış ifadenin birazı kayboldu.
Kısacık bir tereddüt anından sonra masanın üzerinde duran elini tuttum. Bu arkadaşçaydı ama onun gözlerinin büyüdüğünü ve içlerinde şaşkınlıkla birlikte mutluluğu gördüm. Yinede geri çekmedim.
''Benimle çalışmak gerçekten zor. İnan bana biliyorum ve bunu hisseden tek kişi değilsin. Menajerim bile bazen bana dayanamıyor. Ayrıca bu hiç emin olamadığım bir konu, biliyorsun. Şarkı yazmak benim işim ama şarkı söylemek daha önce hiç yapmadığım bir şey ve emin olmak istiyorum. Eğer dayanamayacaksan,ki inan bana şuana kadar başka biri olsa kaçardı, söyleyebilirsin ve başka biriyle çalışırsın. Eminim seninle çalışmak isteyen bir çok kişi bulabilirsin''
Cümlemi bitirince elimi çektim ve oturduğum yerde geriye doğru yaslandım. Calvin bir süre sessiz kaldı.
''Seninle çalışmak istiyorum ve ne kadar uzun sürerse sürsün bu şarkıyı birlikte piyasaya süreceğiz Taylor. O yüzden şu şarkıyı bugün için bir kere daha söyle ve üstüne basa basa söylüyorum bir kere daha, sadece bir, sonra şu stüdyodan defolup gidelim. Lütfen''
İkimizde güldükten sonra baş parmağımı havaya kaldırdım ve koşarak odaya geri girdim. Camdan onun hala gülümsediğini gördüm ve şarkıya girdim.
Look at what you've done
Ne yaptığımıza bak
Stand still, falling away from me
Benden uzak düşenler hala ayakta
When it takes so long
Ne zaman böyle uzun sürerŞarkının söylediğim son sözü üzerine camın arkasından güldüğünü gördüm ve onu görünce halimize ne kadar uygun olduğunu fark edip, benimde gülesim geldi.
''Güldüm, baştan almam lazım''
''Taylor, bu sefer gerçekten kablolar ile geliyorum. Sadece devam et''
Gözlerimi devirip aynı anda gülümsedim ve mikrofonu tutup kaldığım yerden söylemeye devam ettim.
For I desire, what do you want to be?
Arzu için ne olmak istiyorsun?
I'm holding on
Ben tutunuyorum
Yourself was never enough for me
Benim için yeterli olmadın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesinde Kayboldum | Taylena
FanfictionSesini duyduğumda tekrar yazmaya karar verdim. Benim sözlerimi senin sesinden duymak için hayatımın sonuna kadar yazabilirdim.