➡️19⬅️

698 40 3
                                    

Çalan alarmım üzerine kalktım ve Meredith ile Olivia'nın mamalarını tazeledikten sonra gardrobumda ki eşyaları düzenli bir şekilde bavuluma yerleştirmeye başladım. Çok fazla eşyamı buraya getirmediğim için çabuk bitti. Bavulumu yatağın yanına koyduktan sonra oda servisini arayıp kahvaltı istedim. Onu beklerken de telefonumun sesini açtım ve birçok mesaj olduğunu gördüm. Gigi,Martha ve Karlie bu duruma sevindiklerine dair mesajlar atmışlardı ama Cara'nın yazdığı tek şey 'beni ara' olmuştu. Bir süre gönderdiği mesaj ile bakıştıktan sonra arama tuşuna bastım. Sabah 9'da aradığım için büyük ihtimalle uyuyordu. Telefon birkaç kere çaldıktan sonra tahmin ettiğim gibi Cara uykulu sesiyle telefonu açtı.

''Taylor?''

''Günaydın, Car. Seni aramamı söylemişsin''

''Evet,evet söyledim ama sabahın körünü kastetmemiştim''

''Özür dilerim ama bir saat sonra uçağa bineceğiz ve 5 saat sonra zaten New York'ta olacağım''

''Bineceğiz?''

''Calvin ve ben''

Cara'nın telefonun öbür ucunda, yatağının üstünde bağdaş kurmuşken dudaklarını büzdüğünü görür gibi oldum. 

''Taylor, ikinizin arasında bir şey mi var?''

''Şimdilik yok''

''Ah,şimdilik de ne demek?''

''Beni seviyor, biliyorsun. İkimizin birlikte güzel bir çift olabileceğini düşünüyorum''

''Sen onu seviyor musun?''

''Sevebilirim''

''Seni tanıyorum. Sen aşk kadınısın. Mantıklı olduğu ve güvende hissettiğin için bir ilişkiye başlamazsın, başlamamalısın'' 

Bilmediği şeyleri ona söylemek istedim ama telefonda konuşmak istemiyordum. Yüz yüzeyken konuşmak, tüm hislerimi dökmek ve sustuğumda bana sımsıkı sarılmasını istiyordum,telefondan bana nasihat vermesini ve telefonu kapadığımızda kendimle baş başa kalmayı değil. 

''Cara, geldiğim zaman her şeyi konuşuruz. Olur mu?''

''Pekala. Uçaktan indiğin gibi benim evime geliyorsun''

''Tamam,seni seviyorum''

''Bunu söylemen gereken başka birileri var ama neyse. Bende seni seviyorum'' 

Daha sonrada telefonu kapadık. Cara'nın söylediği cümlenin ardından kafamın içinde Selena'ya onu sevdiğimi söylediğimde yaşayabileceğimiz anlar belirdi.

Birlikte,onların kanepesinde, karşılıklı oturuyorduk. Ona ciddi bir şey söyleyeceğimi söylediğimde kaşları çatılıyor, gözleri dikkatle gözlerime odaklanırken dudakları da hafifçe aralanıyordu. Bense heyecandan titriyordum. Sonra ona onu sevdiğimi söylüyordum. Sihirli iki kelimeyi. Tanıştığımız ilk günden beri içimde barındırdığım hayranlığı,sevgiyi belki de aşkı en kısa haliyle ona söylüyordum. Bu sefer ben onun gözlerine dikkatle bakarken, Selena'nın kaşları biraz daha çatılıyor daha sonra da aralık dudakları küçük bir gülümsemeye dönüşüyordu. Bana beni sevdiğini söylüyordu. Beni ne tür bir sevgiyle sevdiğini anlamam birkaç saniyemi alırken bu birkaç saniyede gözlerimde ki parıltıları görmesemde hissedebiliyordum. Çünkü kalbimde aynı gözlerim gibi parlıyordu. Damarlarıma pompalanan kanın arasında ki mutluluğu,yoğun aşkı, en derin heyecanı vücudumun her yanında hissediyordum. Birkaç saniye için mutlu oluyordum. Sonra anlıyordum. Gözlerimde ki ve kalbimde ki parıltılar bir sefer daha sönüyordu. Ardından,kalan tüm cesaretimle ona aşık olduğumu, bahsettiğim sevginin aşk olduğunu söylüyordum ve gözlerine baktığımda artık kalbim mutluluktan çok acıyla atıyordu. Gözlerinde ki şaşkınlıkla birlikte beni o şekilde sevmediğini, David'e aşık olduğunu söylüyordu ve gözlerim bu sefer yaşlar yüzünden parlıyordu. Son kez ona bakarken evlerinden çıkıyordum ve bir daha ikisini de görmüyordum. 

Sesinde Kayboldum | TaylenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin